Köln Üniversitesi 10.12.1993
TALAT TURHAN KÖLN ÜNİVERSİTESİ KONFERANSI (10 ARALIK 1993)
Şimdi bu yapıt toplatılmadı, mahkemeye verilmedi, karşı bir şey yerine gelmedi. Bu iddia doğru çünkü zaten burada gözüken şeyleri yapmadım. Ben mevcut olayları bir yoruma koydum, bir özet şemayla bu durumu anlatmak istedim. Anlatmak istediğim şu;
Bütün devletlerde istihbarat örgütleri ihtiyaçtırlar, bu ortadan kalktığı zaman Türkiye’de ve dünyada demokrasi gelmiş olacaktır. Oysa ki eski CIA şeflerinden Stokfield ‘’40yılda 3.5 milyon kişi öldürdük’’ diyor. Şimdi CIA adam öldürüyorsa CIA ile ilişki halinde olan, oraya bağlı olan istihbarat örgütleri de adam öldürür. Nereden geliyor bu olay, bunu anlamak için enine boyuna incelemek zorundasınız. Jeek Several isimli bir Fransız’ın çok özgün bir yapıtı var Gestapo diye. Bu Gestapo ’da cinayet filmleri var, gerek CIA, gerek KGB’ye olan kurguları içermektedir. Gestapodan ABD işbirlikçileri almış götürmüş CIA’yı kurmuşlar, Sovyet işbirlikçileri almış götürmüş KGB’yi kurmuşlar. Yöntem aynı dolayısıyla istihbarat örgütleri adam öldürürler. Şimdi Almanya’da Gladio’nun Alman kontrgerillasını düşünürsek bir ‘’Gerzen Harekatı’’ ve merak ettim Gerzen kimdir, nedir? Adam devletin kurucusu çıktı. Tabi bunun bütün dünya istihbarat birimlerinde okutulan bir yapıtı var ‘’Servis’’ isimli. Bizde de okutuluyor. Diyor ki; Bir istihbarat örgütü çoğunlukla devletin cari kurallarına tabi değildir. Yani istihbarat örgütleri kural çiğner, demokrasi dışına çıkar. CIA’i 5-10 kere denetlediler, hesap sordular, buna rağmen diğer ülkelerde istihbarat örgütleri denetlenmiyor. Bir tek istisna çok yakı dönemde yaşandı. İtalya kokuşmuş olan istihbarat örgütünü dağıttı. Tabi istihbarat örgütsüz devlet olmaz, başkası kurulacak ama kokuşmuşu dağıttı. Çünkü İtalya’da Gladio ile cumhurbaşkanı (Kostika) arasında, gladio ile Başbakan (Ancoletti) arasında, Ancoletti ile mafya arasında, terör olayları ile gliadio arasında ilişki ortaya çıktı. Böyle bir tablo içerisinde istihbarat örgütü bu kadar kokuşmuş ise onu dağıtacaksınız. İtalya bunu çok güzel bir örnek olarak yaptı. Şimdi bu şema biraz evvel gösterdim, özel halk dairesi eski başkanlarından Tuğg. Sabri Yirmibeşoğlu yazmış bunu, TSK dergisinden alınma bir makale bu. Daha sonra bu kişi Orgeneral oldu ve de Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri. Şimdi bir iddia var, ülkeyi MGK idare ediyor diye. E bakıyoruz bir özel harpçı general MGK Başkanlığı yapıyor, şu anda başkanı değil de genel sekreteri olan general 3 Aralık 1990 günü özel harp dairesinde brifing verdi. Demek ki şu anda da bir özel savaşçı MGK’yı yönlendiriyor. Bunlar azımsanacak, göz ardı edilecek durumlar değil. Özel savaşçıların dünyada bir egemenliği var, bu egemenlik halkların aleyhine işliyorsa kırılmalıdır diyorum. Sabri Yirmibeşoğlu mukavemet harekatı diyor, şehirlerde siyasi iktidara karşı en basit direnişlerde kullanmaya kadar gider diyor. Şu halde özel savaşçıların en basit direnişi dahi gerekli anda bastırılması gereken bir olay olarak algılanıyor ve de bu mukavemet harekatı ‘’Resistant Operation’’ neler yapar diye açıklık getirmiş Sabri Yirmibeşoğlu. Yıkıcı faaliyetler, örtülü tecavüzler, viskozik etkiler, suikast, adam kaçırma, rehin alma, sabotaj, kundakçılık vs. buna denebilir ki bu bir gayri resmi belgelerdir, Sabri Yirmibeşoğlu’nun kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Tabi bunu diyenler haklı olabilirler, ama biraz evvel isminden söz ettiğim adına kontrgerilla denilen, dünyanın her ülkesinde var olan, yeraltının bütün şeması var ‘’ST 31-15 talimnamesinde’’. Bu talimname diyor ki; Bir gayri nizami kuvvetin iki unsuru vardır. Yer altı unsuru, yer üstü unsur. Yer altı unsurunu şema olarak da veriyor, ne yaparmış bunlar? Adam öldürme, bombalama, silahlı soygun, işkence, adam kaçırma, kundakçılık, sabotaj, propaganda vs. şimdi benim yaptığım iş, gayri resmi olduğu iddia edilen, Yirmibeşoğlu’nun makalesindeki yapılacak olan eylemlere resmi Amerikan Talimnamesinde kileri yan yana koydum, arasındaki bağlantıyı kurdum. Buradan sesleniyorum, benim kuralım doğruysa bunu dünyaya yaysınlar, yanlışsa yanlış olduğunu ispat etsinler. Avrupa insan hakları komisyonuna sesleniyorum, benim söylediklerim doğruysa kavgasını bu doğrultuda yapsınlar, yanlışsa o zaman havanda su dövmeye devam etsinler.
Şimdi o zaman böyle bir örgüt olunca, böyle bir örgütün bağlı olduğu bir kuruluşu olması lazım, o da şurası. Bu şeması 3 Aralık 1990 günü Genelkurmayda yapılan brifingde o zamanki Korgeneral Doğan Bayar da açıkladı ve 4 Aralık günü başına çıktı. Ben bunların topluyorum, değerlendiriyorum. İşte yeraltı örgütünün şeması, 31-15 talimnamesi ülkede yayınlaşmış, Amerikan FM 31-15’tan alınmış. Ne yapıyor bunlar; gizli haber alma yapıyor, yani istihbarat yapıyor, sabotaj yapıyor, keşif yapıyor, yani terör yapıyor. Ne amaçla bunu yapıyorlar? Eğer ülke işgal edilirse işgalciyi ülkeden kovmak zorundayız, eğer amaç bu ise çok kutsal bir amaç. Ama Türkiye’de çok kuşkulu olaylar oluyor, halk böyle profesyonel bir kuruluşa eğimli ve halkın eğilimini haklı kılan davranışlar da oldu. Örneğin; Başbakan Ecevit’e suikast düzenlendi, kendisi suikastçıyı ortaya çıkartamıyor, yahut ta sonuna kadar gitmiyor. Adam yakalanıyor fakat nereye kadar gittiği saptanamıyor. Başbakan Özal’a suikast düzenleniyor, adam yakalanıyor, çıktıktan sonra demeç veriyor, ben diyor; kontrgerilla şefi olan bilmem kim tarafından eğitildim diyor. Özal bu işi saptamak için komisyon kuruyor, komisyonun başına çok değerli bir hukukçu Uğur Törük diye bir Yargıtay üyesi koyuyor, üç tane ızmandıt gibi adam geliyor, diyor ki; ‘’sen bu işten vazgeç yoksa senin tozunu atarız.’’ Şimdi ülkelerde başbakanlara suikast yapılıyor ve o suikast ortaya çıkmıyor. Belki sembolik birkaç tanesi çıkabilir ama çıkması çok güç. Önce bu mekanizmayı ortadan kaldırmak lazım. Daha önemlisi Kenan Evren bir demeç verdi. Hürriyet manşet yaptı. Bu örgüt diyor benim zamanımda kullanılması ama benden sonra kullanılmış olabilir diyor. Şimdi bu kuşkuları daha da arttırdı. Demek Türkiye’de şimdi şöyle bir şey var. Örneğin; Uğur Mumcu dostumun cenazesine gittim, oradaki sloganlardan bir tanesinde ‘’Kahrolsun Kontrgerilla’’, birçok faili meçhul cinayetlerde bu slogan atılıyor. Bunun ortadan kaldırılmasının tek yolu var. Faili meçhul cinayetleri aydınlatacaksınız. Nitekim 22 Ekim 1992 günü bu örgütün başı olan Tuğg. Kemal Yılmaz bir brifing daha verdi. Bu brifingde oda aynı şeyi dile getirdi ‘’Faili meçhul cinayetler bulunmalıdır.’’ Bulunursa bu örgüt belirli işlerle kurulmuşsa kutsaldır ve yaşamalıdır ama onun dışına çıkıyorsa o zaman bunun demokratik mekanizma içerisinde hesabı sorulmalıdır ki ülkede demokrasi kurulabilsin.
Şimdi özel savaşçılık bundan bir yıl evvel Nokta dergisinde Mehmet Kış diye bir çocuk geldi, bana dedi ‘’Talat abi sizinle bir röportaj yapmak istiyorum’’, ne konuşuşacaz dedim, kontrgerilla dedi, ama dedim size bir belge vereceğim yayınlayacaksınız, röportajı kabul ederim, tabi ederim, nedir belge? FM 31-15 talimnamesinde ‘’Kontrgerilla Cumhurbaşkanına da görev yükler’’ diye yazıyor. Bu talimnamede olayın uluslararası boyutu görünüyor ve bu boyutta Cumhurbaşkanının da rol aldığı ortaya çıkıyor ve onun için Kostiga, Gladio bundan bir hafta evvel gazetede bir haber yayınlandı. Glaio İtalya’da dağıldı, gldadiocular dernek kurmuşlar. Derneğin onur başkanı Kostiga ve Kosti diyor ki; Biz dünyadaki komünizmin yayılmasını engellemek için bütün Avrupa’nın Amerikancı partilerine dolarla yardım yaptık, en fazlasını d İtalya’ya yaptık diyor. Şimdi CIA’dan dolar alan bir Cumhurbaşkanı, CIA’nın kurduğu bir yeraltı örgütüyle İtalya’yı allak bullak ediyor. Bu günde çizgisini gösteriyor. Şimdi Mehmet Kış bunu benden aldı ve dosyada kapak yaptı. İkinci sayısında dosyayı yayınlayacak, ama bir güç geldi dosyayı yayınlatmadı. Şimdi özel harbin yeraltı örgütünü gösterdim. Bir de yerüstü örgütleri var. Yerüstü örgütleri, komando örgütleri, örgüt başları anti-komünizmi yani milliyetçiliği ve milliyetçiliği bu örgüte empoze ediyor. Bunu çok tehlikeli bir oluşum olarak değerlendiriyorum, bu arada31-15 kod numaralı kontrgerilla operetion adlı talimnamede şöyle bir kuruluşun varlığını görüyoruz. Milli Eğitim Bakanlığını düşünün, Diyanet İşleri Başkanlığını düşünün, savcılar, Hakimler, işçi temsilcileri, basın-yayın organları, iş adamları vs. bunları bir araya getirirsek ülkeyi yönetirler. Oysa ki demokratik ülkeler Anayasasında kuvvetler ayrılığı vardır, Yasama-Yürütme-Yargı. Şimdi bir ülkenin eğer polisi ile yargıcı bir araya gelirse, işçi ile patronu bir araya getirirseniz, o ülkede hiçbir ülkede yaşanmamış olan bir oyun altyapısını kurmuş olursunuz. Kontrgerilla örgütlenmesinin içinde böyle bir yapı resmen açıklanmıştır. Diğer bir talimnamede böyle bir dönemde yahut kontrgerilla eylemlerine gebe olduğu dönemde olayın içerisinde Amerikan AİD temsilcileri var. Yaptıklarından söz ediyorum, 25 yıldan beri yıldan beri yazıyorum, AID hakkında ve tüm dünyada bu örgütün kapatıldığına inanmış, bizimkilerde dahil olmak üzere 90 yılında bir demeç verdim. Türkiye’de Odalar Birliği Başkanı, biliyorsunuz ve bu günlerde bir partiden Belediye reisi falan gibi bir şey, diyor ki; Bu uzman kuruluş ya AID’nin bilgi birikiminden yararlanacağız. AID istihbarat unsuru olarak dünyanın her köşesinde, her türlü alçaklığı özel savaş yapmakla beraber Washington’da bulunan uluslararası polis akademisinin elimdedir. Şimdi biraz daraldık, yorulduk, konuyu burada kesmek istiyorum. Beni dinleme nezaketinde bulunduğunuz için tekrar sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Burada bir soru geldi, yanıtı;
Lokalize etmek demek; küçültmek demek. Siz şimdi lokalize ediyorsunuz. Ben diyorum ki kontrgerilla bütün dünyayı kasıp kavuran özel savaş bir konserve değil, özel savaş yöntemleri dünyayı kasıp kavuran bir olgudur. 1990’da soğuk savaş bitti, o günden bu yana sayısız yerde Amerikan özel savaş kuruluşlarıyla eylem kurdu. Bu format devam ediyor, neden Amerikan emperyalizminin yeni dünya düzenindeki egemenliğini istediği doğrultuda gündeme getirmek için. Bu da bir parçası tabi, oysa ki ST31-15 talimnamesini açarsanız, okursanız, o zaman daha bilinçli olarak buna yanıt verebilirsiniz. Orada diyor ki ceza muhakeme usulü konumunda arama, delil bulmak maksadıyla yapılır. Kontrgerilla talimnamesinde diyor ki, delil bulmak amacıyla yapılmaz, belli bir rahatlık vermek amacıyla yapılır, o rahatlığı gören halk başkaldıran insanlara yataklık yapamaz. Yani bunun çok değişik yöntemleri var, bunun için çok çaba sarf etmek gerekir. O zaman belki siz sorunuza daha fazla yanıt verme imkanı bulacaksınız.
Şimdi efendim arzu ederseniz ben bir şey söylemek istiyorum, 15 Eylül 1993 günü gece saat 00.00’dan itibaren 50 dakika TVJ’de Amerikan Özel Savaşçılarını konuştular. Bende tesadüf dinledim, Amerikan özel savaşçıları diyorlar ki, ‘’Biz bunan sonraki dünya egemenliğimiz bu yönteme dayanarak sağlayacağız’’, özel savaşçı özel bir insandır, neden çünkü biz 100 kişi müracaat eder 100 kişiyi alırız, 3 de 2’sini eleriz arda kalan bizim adamımızdır. Bu adamın özelliği ne, bu adam bir kere düşünmeyecek, gözünü budaktan esirgemeyecek, yani şu adamı öldür, öldür, şu adam senin düşmanın düşmanın, böyle yetiştirilen bu adamalara bir de dil öğretiyorlar. Gidecek bulunduğu topluma intiba edecek ve de bir falso vermeyecek, bu güne kadar bir falso vermediler. Yunanistan’da geçenlerde bir yakalan CIA ajanı hariç, ama özel savaşçı olsaydı yakalanmazdı. Bir de bu insanlar maddi bakımdan tatmin ediliyorlar, şimdi parayla bir davanın kavgası yapılmaz. Eğer bir ülkeyi savunacaksan ve o savunma haklı ise insanlar hep çarpışıyorlar ve ölüyorlar. Ama parayla bir işin kavgası yapıldığında o işin bir değeri kalmaz, o iş profesyonelleştirilir. Bakın 7 Aralık 1999, çok daha yeni, uzman çavuş 15 milyon alıyor, uzman onbaşı 15 milyon 400 bin lira alıyor, Türkiye’de durum bundan ibaret.
Hepinize teşekkür ediyor ve saygılarımı sunuyorum.