1
Yurtdışı Basın

Los Angeles Times 14 Nisan 1998

 

Los Angeles Times 14 Nisan 1998
“Türklerin kirli savaşı açıklandı, ancak papa suikastının hala karanlıkta kalan noktaları var...”
Tirajı pazar günleri 1,4 milyon olan Los Angeles Times gazetesinin 12 Nisan 1998 tarihli sayısında,
Martın Lee imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında yayımlanan yorumun çevirisi şöyledir:
“Türk güvenlik kurumları yirmi yıl boyunca aşın uç sağ görüşlü ‘ölüm mangaları’ ile bombalama,
adam kaçırma ve diğer terörist faaliyetlerde bulunan uyuşturucu bağlantılı suç çetelerini
desteklediler.
Parlamento tarafından hazırlanan 120 sayfalık raporun basına sızdırılan kısmında, bu gizli ittifak
tarafından Kürtlere ve Türk rejim muhaliflerine karşı yürütülen savaş anlatılmaktadır.
İnsan hakları savunucularının uzun süredir şüphelendikleri konuları teyit eden rapor son yıllarda
gerçekleşen 14.000 faili meçhul cinayetin büyük bölümünden güvenlik güçlerinin sorumlu olduğu
kanaatine varmaktadır.
Parlamento araştırmasının büyük bölümü cinayet ve uyuşturucu kaçakçılığından aranan Abdullah
Çatlı isimli sabıkalı suçlu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Çatlı’nın devlet tarafından desteklendiği, 1996
yılında geçirdiği araba kazası sonucu kız arkadaşı ve bir polis müdürüyle birlikte hayatını kaybetmesi
üzerine ortaya çıktı.
Türk güvenlik güçleriyle işbirliği yapan bir Kürt aşiret reisi ise kazadan canlı olarak kurtuldu.
Arabanın enkazında Çatlı’nın Türk gizli servisiyle ne kadar iç ice olduğuna dair deliller bulundu.
Arabada bulunan tabancalar, susturucular, uyuşturucular ve devlet onaylı silah ruhsatının yanında
Çatlı’nın üzerinden farklı isimler adına hazırlanmış altı adet kimlik ve bir yeşil pasaport çıktı.
Çatlı’nın 1960’lardan bu yana Türk toplumunu rahatsız eden Bozkurtlar isimli Neo-Nazi terör
örgütünün bir lideri olması, Çatlı ile Emniyet teşkilatı arasındaki bağlar, olayı daha da büyük bir
skandal dönüştürmektedir.
Elvis Presley’e benzeyen Çatlı, bir kabadayı olarak geçirdiği gençlik yıllarında sokak çetelerine
katıldı. Şiddet olaylarıyla başladığı çete yaşantısından sonra Bozkurtların acımasız tetikçisi görevini
üstlendi. Hızla yükselen Çatlı, 1978 yılında grubun ikinci adamı oldu. Yedi sendika savunucusunun
öldürülmesi olayıyla ilgili olarak aranmaya başlanan Çatlı, aynı yıl yeraltına indi.
Çatlı’nın yakın işbirlikçilerinden biri olan Mehmet Ali Ağca, Papa II. Johannes-Paulus’a 13 Mayıs
1981’de suikast girişiminde bulununca, Bozkurtlar dünya genelinde kötü bir şöhretle anılır oldular.
Çatlı daha önce, Ağca’nın bir Türk hapishanesinden kaçmasına yardımcı olmuştu. Ağca, bir
gazetenin yazı işleri müdürünü öldürmek suçundan ömür boyu hapis cezası çekiyordu. Çatlı, Ağca’ya
sahte kimlik kartı sağladı ve Papa’ya girişilen suikasta kadar Ağca’nın hareketlerini yönlendirdi.
Parlamento raporuna göre bu süre içinde Çatlı, gizlice Türk hükümetinden maaş alıyordu.
Rapora Çatlı’nın 1985 yılında yaptığı yankı uyandıran itirafının konmadığı bariz olarak görülüyor.
Çatlı, 1985 yılının eylül ayında Roma’da yapılan mahkeme sırasında verdiği yeminli ifadesinde
Papa’ya karşı kullanılan silahı Ağca’ya kendisinin verdiğini kabul etti.
Çatlı ifadesinde ayrıca Alman gizli servisinin kendisine gelerek, Bulgar ve Rus gizli servislerini
suçlamasına karşılık büyük miktarlarda para vermeyi önerdiğini söyledi.
Bulgar bağlantısının soğuk savaş döneminden kalma bir yanılgı olduğunu gösteren ikinci delili ise
eski CIA analizcilerinden Melvin Goodman ortaya koydu. Goodman, Senato İstihbarat Komitesi’ne
verdiği ifadede, Papa suikastının arkasında Rus ve onun görevlerini vekâleten yapan Bulgar istihbarat
örgütlerinin olduğunu gösterecek şekilde raporda tahrifat yapılması için CIA’nın üst yönetiminden
baskı geldiğini söyledi.
Goodman, 1990 yılında ‘CIA’nın elinde KGB’yi suikasta bağlayacak bir delil bulunmamaktadır’
dedi. Eski CIA direktörü Robert Gates, örgütün raporlarda tahrifat yaptığı iddialarını yalanladı.
Bozkurtların 1970’li yıllarda başlattıkları bombalı ve silahlı saldırılar sonucu aralarında
yetkililerin, öğrencilerin, gazetecilerin, hukuk adamlarının, sendikacıların, sol görüşlü aktivistlerin ve
Kürtlerin bulunduğu yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Bu dönemde Bozkurtlar, Türk Ordusu’nun Özel
Harp Dairesi’ne bağlı kontrgerilla teşkilatının cesaretlenmesi ve koruması altında faaliyet
gösterdiler.
Ankara’daki Özel Harp Dairesi, bir Sovyet istilası durumunda sabotaj ve direniş faaliyetlerinde
bulunmak ve sivillerden mangalarn oluşturmak amacıyla Amerikalı danışmalardan eğitim ve mali
yardım aldı. Benzer Kontrgerilla Örgütleri, NATO üyesi ülkelerin hepsinde kuruldu. Ancak bu
kontrgerilla mensupları dış düşmana karşı hazırlanmak yerine genelde iç hedeflere yöneldiler.
Türkiye’de de bu oldu. Kontrgerilla faaliyetleri konusunda üç kitabın yazarı olan Emekli Albay
Talat Turhan’ın belirttiğine göre, askeri özelliği olan ancak orduya bağlı olmayan gölge birimler
dinleme, baskı ve sol görüşlülere işkence yapılması olaylarına karıştılar. Kontrgerilla örgütü
Bozkurtlara silah sağladı.
1980 yılındaki askeri darbeye yol açan siyasi şiddet olaylarının büyük bölümünden Bozkurtlar
sorumludur.
Çatlı, aranan bir kaçak olmasına rağmen darbe öncesi ve sonrasında Türk gizli polisi tarafından
görevlendirildi. Hizmetlerinin karşılığı olarak Bozkurtların bu komutanına ve onun birçok arkadaşına
eroin kaçırma ve büyük kazanç sağlayan diğer yasadışı işleri yapma izni verildi.
Çatlı’nın uyuşturucu kaçakçılığı macerası 1980’li yıllarda Fransa ve İsviçre’de hapse girmesine yol
açtı. 1990 yılında hapisten kaçan Çatlı, Türk hükümetinin Kürtlere karşı yürüttüğü acımasız
kampanyanın anahtar isimlerinden biri haline geldi. Türk Ordusu sözcüsü, 1992 yılında ismi Özel
Harekât Komutanlığıolarak değiştirilen kontrgerilli örgütünün Kürt karşıtı operasyonlarda çok önemli
bir rol oynadığını kabul etti.
NATO’nun Sovyetler Birliği’ne karşı doğudaki kalesi olan Türkiye, bu özelliği nedeniyle ABD ve
NATO için kırk yılı aşkın bir süre stratejik öneme sahip oldu. Soğuk savaşın güce dayalı politikası
sayesinde Bozkurtlar ve onun siyasi uzantısı olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) NATO ve
Amerikan istihbarat örgütleriyle yakın ilişki kurdu.
Çatlı’nın hocası, Albay Alparslan Türkeş tarafından yönetilen MHP, Sovyetler Birliği’nin bazı
bölgelerini, yeniden doğacak Türk imparatorluğunun bayrağı altında toplayacak militan bir Pantürkçü
görüşü sürdürdü. Türkeş ve arkadaşları, ‘Türk milleti diğerlerinden üstündür’ şeklinde Nazileri
andıran sözler ettiler. Türkeş ve arkadaşları, savaş döneminde Adolf Hitler’i savundular, MHP
yasaklandı, ancak onun sert sağcı ideolojisi Türk politikasını etkilemeyi sürdürüyor.
Sovyetler Birliği’nin Müslüman Türki azınlığı arasında Sovyet karşıtı duygular yaratmaları
amacıyla CIA bu Türkleri destekledi.
Bu strateji 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla birlikte eskidi, ancak ABD’nin bu
politikası Bozkurtların soğuk savaş sonrasında Orta Asya’ya etkin bir şekilde el uzatmaları için
istemeden zemin hazırladı.
1995 yılında hükümeti devirip yerine Batı’ya uyuşturucu kaçırmaları için yeni bir güzergâh
kullanmalarına izin verecek kişiyi iktidara getirmek için Azerbaycan’a giden aşırı uç taraftarı Türkler
arasında Çatlı da bulunmaktadır.
Türk yetkililer şu ana kadar Çatlı’nın kötü şöhretli kariyerinin en fazla tartışma yaratan yönüne
değinmiş değiller: Çatlı’nın Ali Ağca ve Papa suikastıyla bağı.
Nereden bakarsanız bakın Papa’yı öldürme planını yabancı bir hükümet yapmamıştır. Bu plan Türk
gizli servisinin koruyucu şemsiyesi altında faaliyet gösteren ancak emirlerini her zaman Ankara’dan
almayan kanun kaçağı aşırı uç taraftarı Türkler tarafından yapılmış gibi görünmektedir.
Bu arada Bulgar bağlantısını yayma konusunda büyük bir rol oynayan Amerikan hükümeti Çatlı’nın
Papa suikastıyla veya Türkiye’nin yolsuzluklara bulaşmış güvenlik güçleriyle bağlantısını tartışmıyor.
Washington, yarattığı Türk Frankensteini konusunda sorumluluk da almıyor.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Çatlı’nın faaliyetleri için ‘Türkiye’nin iç meselesi’ dedi ve daha fazla
bir şey söylemeyi reddetti.”
Etiketler
BENZER YAZILAR
Talat Turhan
Türkiye

1924 Yılında Elazığ’da doğdu. O tarihte babası Elazığ Müdde-i Umumisi (Savcı) idi. Baba tarafı Rize ilinin Çayeli ilçesinin tanınmış ailelilerinden (Şerifoğulları)’na mensuptur. Anne tarafı Elazığ Harput’un tanınmış ailelerinden (Efendigiller) ‘dendir.....