1
Yurtiçi Basın

Nilgün Cerrahoğlu (Milliyet 10.8.1995)

Nilgün Cerrahoğlu (Milliyet: 10 Ağustos 1995)

Devlet çete kurar mı?

Silahlı çeteye karşı, devletin de çete kurmak hakkı var mıdır? İspanya şimdi bu soruyu soruyor. Sorunun tartışılmasına yol açan neden, bir aydır ülkeyi kasıp kavuran “özel tim” skandalı. ETA terörizmine karşı mücadele için kurulan örgüte İspanya’da “GAL”(*) adı veriliyor, Bu yöntemle yapılan mücadeleye “kiril savaş” deniyor. İspanyollar “Özel tim” skandalına İspanya’nın “Watergate”i gözüyle bakıyorlar. Temmuz ortalarında hız kazanan skandal Gonzalez döneminin sonu sayılıyor. ’90’lı yılların başından bu yana partisinin karıştığı “rüşvet” skandallarıyla ağır kredibilite kaybına uğrayan Gonzalez’in; başbakanlık sarayı Moncloa’daki günleri artık sayılı. ’95 yazına, 13 yıldır iktidarda olan sosyalist liderin başbakan olarak yaşadığı “son yaz” gözüyle bakılıyor. Gonzalez’e yönetilen suçlama Arjantin’deki ölüm mangaları Triple A”(**) gibi “devlet eliyle örgütlenmiş silahlı çete kurmak”tan oluşuyor. Başbakan ayrıca, İspanyol istihbaratı, ordu ve polis teşkilatı aracılığıyla kurulan çeteye “örtülü ödenek”ten çok yük’ sek maaşlarla fon tahsis etmekle suçlanıyor. Terörle mücadele için kurulan “özel tim”in – gerçekte bu terörle hiç ilgisi olmayan masum insanları da (*) Y.n.: Grupos Antiterroristas de Liberacion = GAL (**) Y.n.: Alliance Artirle Anticomünism = AAA (‘Doruk Operasyonu’ adlı yapıtıma bakınız) hedef seçip, öldürmesi; teröristlere uyguladığı “yargısız İnfaz” ve işkence yöntemleri; Gonzalez’e yöneltilen suçlamaların temelini oluşturuyor, Gonzalez’in sorumluluğunun kesinleşmesi halinde; başbakanın 12 yıldan 20 yıla dek uzayabilecek hapis cezasına çarptırılması bile olasılıklar arasında sayılıyor. Yakın zamanlara dek Avrupa sosyalistlerinin en saygın isimlerinden biri olan Gonzalez’e “öldürücü darbeyi” vuran dosya, “İspanya’mı Di Pietro’su” adıyla anılan 40 yaşındaki korkusuz savcı Baltasar Garzon tarafından ortaya atıldığı için de ilgi çekiyor. “Terörle mücadelede kirli savaşın yeri” konusunda açtığı soruların yanı sıra skandal, “yargının bağımsızlığı” ve “demokraside güçler ayrımı” konularında da tartışmalara neden oluyor. Gonzalez, “haberim yoktu” diyerek kendini savunmaya çalışıyorsa da, üç İspanyol’dan ikisi Başbakana inanmıyor. Ezici çoğunluk İspanyolcada “Teröre Karşı Kurtuluş örgütü” anlamına gelen “GAL” mensubunun son bir ay içinde yaptığı açıklamalar, İçişleri Bakanı’ndan Savunma Bakanı’na dek, konuyla ilgili tüm bakanların boğazına dek skandala battığını gösteriyor, İspanyollar, Felipe gibi siyasi zekaya sahip, deneyimli bir politikacının bu hataya nasıl düştüğünü anlamıyorlar. “ETA’ya karşı devleti korumak için lağıma girmek gerekirse, gireriz” şeklindeki bazı sert açıklamalarıyla hatırlanan Başbakanın, demokrasinin ilk yıllarında “birlik, bütünlük* adına “darbe” tehdidi savuran orduyu tatmin etmek baskısıyla “kirli savaşa” bulaştığı anlaşılıyor. ‘8l’de dünya televizyonlarının gözü önünde mecliste cereyan eden “darbe teşebbüsünün” ardından iktidara gelen Felipe’nin karşılaştığı ağır baskıyı görmekle birlikte; kamuoyu “demokrasiye geçişin baş-mimarı” sayılan başbakanı affetmiyor. Basın, “eşkıyaya karşı, eşkıya yöntemiyle mücadele eden devlet politikasına” karşı topyekûn bayrak açıyor. “Hukuk devleti” ile bağdaşmayan bu yaklaşımı “devleti küçük düşüren bir yöntem” olarak adlandırıyor. “Devleti ve demokrasiyi suç örgütleriyle korumaya çalışmak; vatandaşların devlete güvenini ve İnananı sarsar, demokrasinin savunduğu tüm değerleri yerle bir eder” (3 Ağustos, “El Pais” başmakale) diyor İspanyol basını. İspanyolların yorumuna ben bir şey katmıyorum. Bizim açımızdan çıkarılması gereken derslerin yorumunu da bugün size bırakıyorum.

Etiketler
BENZER YAZILAR
Talat Turhan
Türkiye

1924 Yılında Elazığ’da doğdu. O tarihte babası Elazığ Müdde-i Umumisi (Savcı) idi. Baba tarafı Rize ilinin Çayeli ilçesinin tanınmış ailelilerinden (Şerifoğulları)’na mensuptur. Anne tarafı Elazığ Harput’un tanınmış ailelerinden (Efendigiller) ‘dendir.....