1
Dizi Yazı

POLİTİKA 29.9.1976

POLİTİKA 29 EYLÜL 1976

TERAZİNİN KEFESİ VE DGM’LER -2-

— ANAYASA HUKUKU AÇISINDAN TOPLUMUN SUSKUNLUĞA İTİLDİĞİ VEVE TÜM ÖZGÜRLÜKLERİN YOKEDİLDİĞİ BİK SIKIYÖNETİM DÖNEMİNDE YASILAN DEĞİŞİKLİĞİN MEŞRULUĞUNU İDDİA ETMEK GERÇEKTEN OLANAKSIZSA.

— EMPERYALİZM ÖZELLİKLE İLİŞKİLİ OLDUĞU ÜLKENİN, ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞ KOŞULLARINA GİRMESİNİ ÖNLEMEK İÇİN GELİŞTİRDİĞİ GERİLLA VE KONTR GERİLLA SİSTEM LERİ İÇERİSİNDE REFORM’LARLA DA YAKINDAN İLGİLİDİR

— DEMIREL’in ELİNE, YA­PILAN ANAYASA DEĞİSİKLİKLE RİYLE ÖZLEMİ Nİ DUYDUĞU BİR HUKUK DÜZENİ TESLİM EDİLMİŞTİR VE BU DÜZEN İÇİN DE 3 YIL DGM’ler ÇALIŞMIŞTIR

Resmi belgeler ve Ame­rikan kaynaklı, ülkemizde de devlet örgütlerince uygulanan kitaplara dayanarak 12 MART sonrasının CIA-MT-İşkence-Kontrgerilla-Anayasa ve yasa değişikliklerinim nedenini 4283 sahifelik bir savunmaya ilaveten mahkemeye verdiğim 60 kitapta kesinlikle kanıtlamıştım.

12 MART 1971 sonrasındaki olayları izleyenlerin anımsayacakları gibi, sık sık Marmara Köşkü gibi yerlerde “Devlet Brifingi” Adı al­tında toplantılar düzenlenmiş ve bu toplantılara katılanlara dehşetengiz açıklama­larla “Beynelmilel Komünizm Son Türk Devletini Nasıl Yıkacağı” anlatılmağa çalışılmıştır. Ayrıca bu kadarı ile de yetinilmemiş, bu brifingler kitap halinde bastırılarak üst kademedeki sivil asker yöneticilere dağıtılmış ve onların belirli bir görüş içinde şartlanması sağlanmıştı.

Doğal olarak, bu şartlan­manın, 12 MART 1971’den sonra yapıldığını ifade etmek bizi yanılgılara sürükleyebilir. Çok eski tarihlerde başlatı­lan özellikle MGK (Milli Güvenlik Kurulu) kurulunu etkilemek için sürdürülen bu kampanya, 12 MART 1971’den son­ra da yoğunlaştırılmıştır ve bu şartlanma yetkili kişiler ağzından her fırsatta dile getirilmiştir. “Aşırı Sağa’da Sola’da Karşıyım” diye… (1) Bugün bu slogan iktidar tarafından “Aşırı Sol’a Karşı Sağ’ın Yanındayım”… Şekline dönüştü­rülmek istenmekte, Bu amaç­la DGM’ler ve TCK’nın 163’cü maddesi üzerinde tartış­malar her geçen gün yoğun­laştırılmaktadır.

Konunun bu yönüne girmeden önce 12 MART 1971’den sonra yapılan Anayasa değişikliklerine kaba hatlarıyla da olsa değinmekte fayda görmekteyiz.

12 MART 1971 SONRASI ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİ

Yukarda genel çizgileriy­le açıkladığım gibi, bu deği­şiklikler iç ve dış egemen güçlerin zorlanması sonucu olması nedeniyle gayri meş­rudur. Çünkü Anayasa Hukuku açısından toplumun suskunluğa itildiği ve tüm özgürlüklerin yok edildiği bir sıkıyönetim döneminde yapılan değişikliğin meşruluğu­nu iddia etmek gerçekten olanaksızdır. Ayrıca Anayasamız her ne kadar Anayasanın ne şekilde değiştirileceğini hükme bağlamış ise de, bizce doğal çözüm yolu, Referandum ile kabul edilmiş bir Anayasanın aynı yolla değiştirilmesi yöntemidir.

O halde önümüzde meş­ruluğu hukuken olanaksız bir sorun dururken, bu gayri meşru zeminin bir ürünü olan DGM tartışması da biz­ce bir başka tür yanılgı an­lamındadır.

Bilindiği gibi 1961 Anayasası 12 MART 1971’den sonra 3 evrede değiştirilmiştir. Bunlardan birinci ve ikinci değişiklikler birinci ERİM Hükümeti dönemine rastlamakta, üçüncü değişiklik ise Ferit MELEN Hükümeti zamanın­dadır.

Bu değişikliklerin ayrın­tılı eleştirisi bu yazı kapsa­mı dışındadır. Ancak şu kadarını ifade etmeliyim ki, yapılan değişikliklerle 1961Anayasasının tüm esprisi ortadan kaldırılmış, temel hak ve özgürlükler geniş ölçüde kısıtlanmış, yargı bağımsız­lığı ilkesine aykırı, olağan üstü yargı mercileri kurulmuş. İdarenin her türlü eyle­minin yargı denetiminden kurtulması için bürokrasinin bir kanadına ayrıcalık tanınırken, Danıştay’ın yetki­leri kısıtlanmıştır. Özellikle yasama gücü. Anayasa Mahkemesi denetiminden kaçırılmış ve bu suretle “Hukuk Devleti Kavramı” ve “Hukukun Üstünlüğü İlkeleri” çiğnenerek, yürütme ve yasama organları yargının aleyhine olarak olağan­üstü güçlere kavuşturulmuştur. DGM’ler(2) bu oluşumun bir halkasıdır.

Aslında Amerikan Emperyalizmi, kontrolü altına aldığı ülkelerdeki reform girişimleri ile de yakından ilgilidir. Ancak çıkarlarına ters gelmeyecek REFORM girişimlerine izin vermek­tedir. Örneğin “Guerrilla and Counterguerrilla War” adlı Amerikan Deniz Piyadesi dergisinde çıkmış makalede şöyle denilmektedir:

   “Kendimizi kitle partilerini organize eden reformcuları teşvik eder bir durumda bu­labiliriz. Bazı gergin ahvalde ise milis kuvvetlerinin teşkiline yardım etmek ihti­yacını duyabiliriz. Bizler, dost ülkelerin hükümetleri­nin modernleşmeye esas ol­mak üzere, sosyal politik reform programlarını genişletmelerini teminen, irade ve kapasitelerinin artırılması keyfiyeti ile ciddi suretle alakadar bulunuyoruz”. Yine Boger HİSMAN’ın “İç Harp Yeni Komünist Taktiği” adlı kitapta da;

“Aynı zamanda Amerika Birleşik Devletlerinin hangi çeşit reform hareketlerini destekleyeceği, hangilerinin kendi gayeleri ve siyasi durum bakımından tecviz edilebilecek kadar aşırı radikal olduğu hakkında açık bir görüş ve anlayışa sahip olma­sı gerekir” denilmektedir.

Açıkladığım Amerikan kaynaklı belgelerde kesinlik­le görüldüğü gibi, Emperyalizm özellikle ilişkili olduğu ülkenin,“Ulusal Kurtuluş Savaşı” koşullarına gir meşini önlemek için geliştirdiği Gerilla ve Kontrgerilla sistemleri içericisinde Reformlarla da ya­kından ilgilidir.

Bu gerçek karşısında, 1’nci Nihat ERİM Hükümetinin, özellikle 2’ler kanadı “Toprak reformu On Tedbirler Kanun Tasarı”sı 15 KASIM 1971’de komisyonda gö­rüşülmeğe başlar başlamaz Amerikan yanlısı çevreler­se Aşırı Radikal (Aşırı Solcu) bulunarak tepkilerin yoğunlaşmasına neden olmuş ve hemen yaratılan hükümet bunalımından 15 gün sonra 11’ler (11 Bakan) Nihat ERİM hükümetinden is­tifa ederek ayrılmışlardır. Nihat ERİM Hükü­metinde de Toprak Reformu sorunu “Radikal Boyutlardan Arındırılarak” yeniden gündeme alınmıştır.

Oysa 27–28 EYLÜL 1971 ta­rihlerinde Orgeneral Muhsin BATUR ve Oramiral Celal EYİCEOĞLU Yankı Dergisine yaptıkları açıklamalarda “İdaresi Maslahatçılarla dev­rim yapılmaz” derken Orgeneral Faruk GÜRLER 28 EYLÜL 1971 günü TÜRKİYE Radyolarına verdi­ği demeçte:

“Biz, komuta he­yeti olarak reformların oya­lanması, şu veya bu şekilde geciktirilmesinin karşısındayız” diyordu ve Muhtıracı Komutanların bu açıklamaları ERİM ta­rafından 29 EYLÜL 1971’de,

“Komutanlarla aynı düşün­cedeyim. Onların bütün düşüncülerini paylaşıyorum” şeklinde destekliyordu.

 

Ama bir ay sonra “Radikal Reform” önerileri getirenler, “Emekten yana olanlar suçlanırken, Reformlar iç ve dış egemen güçlerin istedikleri doğrultu ya indirilmiş ve gene bu güçlerin önerileriyle 3’cü Anayasa Değişikliği Yasa Değişikliği girişim­lerine başlanılmıştı”,

ANAYASANIN 136’cı MADDESİ ve DGM SORUNU

3’cü Anayasa değişikliğinin nedenini kavra­yabilmek için, değiştirilen maddelerin ayrıntılarına girmeden, madde başlıklarını hatırlatmakta yarar görmekteyiz.

Değiştirilen Maddeler Konusu (Özet)

— Madde 30: Gözaltı süresi

— Madde 57: Partilerin, Anayasa

Mahkemesince denetiminin hangi hallerde yapılacağı,

— Madde 136: DGM’lerin kurulması için maddeye eklenen 2.3.4.5.6.7’ci fıkralar.

— Madde 148: Anayasa Mahkemesi­nin siyasi partiler üzerindeki denetimini sınırlayan hüküm

 

(1) Y.n.: Bakınız Marmara Brifingi “Devletin Gözüyle Sol ve Sağ Örgütler” Kaynak yayınları: 164 Birinci Basım:   NİSAN 1995 (Talat TURHAN’ın ön sözüyle.

(2) Y.n.: DGM = Devlet Güvenlik Mahkemesi

Etiketler
BENZER YAZILAR
Talat Turhan
Türkiye

1924 Yılında Elazığ’da doğdu. O tarihte babası Elazığ Müdde-i Umumisi (Savcı) idi. Baba tarafı Rize ilinin Çayeli ilçesinin tanınmış ailelilerinden (Şerifoğulları)’na mensuptur. Anne tarafı Elazığ Harput’un tanınmış ailelerinden (Efendigiller) ‘dendir.....