1
Yurtiçi Basın

Milliyet 13 NİSAN 1978

Milliyet 13 NİSAN 1978

Emekli Tümgeneral Memduh ÜNLÜTÜRK’ün açıklaması

TÜRKİYE’nin 12 MART Muhtırasından önceki durumunu içerden yaşamayanların, Muhtıra üzerinde mütalaalarda bulunması hiçbir şeye ışık tutamaz

Türkiye’de kontrgerilla teşkilâtı yoktur

Sıkıyönetim komutanlıkları, tekmil güvenlik kuvvetleri, yargı organları ve devletin bağım­sız mahkemeleriyle kendilerine düşen yasal görevleri yapmıştır. Böyle bir sistem erisin­deki devletten yana güçleri nasıl olur da kontrgerilla olarak niteleyebiliriz.

1— Mevcut Cumhuriyet Hükümeti’nin Başbakan’ı tarafından da resmen açıklandığı üzere TÜRKİYE’de bir (kontrgerilla) teşkilâtı bulunmamaktadır. Sıkıyönetim döneminde de hiçbir komutanlık böyle yasa dışı bir terti­be başvurmamıştır. Esasen böyle bir teşkila­tın organize edilmesine lüzum ve ihtiyaç da yoktur.

2— Sıkıyönetim döneminde Silahlı Kuv­vetlerimiz devleti ve rejimi koruma ve kolla­ma görevi yapmıştır. İfade ettiği anlam iti­bariyle bir yeraltı örgütü hüviyetini taşıyan kontrgerilla örgütü mevcut olsaydı bunun icraatının Anayasa kuruluşları dışındaki faaliyetleri kapsaması gerekirdi. Hâlbuki sıkıyö­netim komutanlıkları, tekmil güvenlik kuv­vetleri, yargı organları ve devletin bağımsız mahkemeleri ile kendilerine düşen, yasal gö­revleri yapmıştır. Böyle bir sistem içerisinde­ki devletten yana güçleri nasıl olur da (kontrgerilla) olarak nitelendirebiliriz?

3— Ankara’nın göbeğinde Tunalı Hilmi Caddesinde kiralanmış bir apartman dairesinde TÜRKİYE’de yaşayan bazı azınlık ajan­larının kandırılmış ve ağa düşürülmüş bir kısım askeri şahıslarla TÜRKİYE’yi 5 etnik gruba bölünmüş Cumhuriyetler halinde planlar hazırlarken ve bu konuda eğitim ve seminerlerle eylem hazırlıkları yapılırken, devletin gücünü ve varlığını temsil eden güvenlik kuvvetlerimizce bu vatan hainlerinin yakalanmaları, devlete karşı işlenmiş bir suç mudur? Yoksa icrası gereken kutsal milli bir görev midir? Bu korkunç manzara karşısında son Türk devle­tinin bölünüp parçalanmasına göz mü yumulmalı idi?

4— Kahraman Silahlı Kuvvetlerimizin bazı stratejik bölgelerindeki silah, malzeme, cephane, akaryakıt ve mayın depolarıyla mu­habere merkezlerini havaya uçurmak için yi­ne kandırılmış ve kendi ağlan içine düşürül­müş bazı askeri şahısları maşa olarak kulla­nanları meydana çıkaran ve bunları yakala­yarak adaletin önüne çıkaran Türk devleti­nin yasal güçlerini suçlamak mı lazımdır? Yoksa milletçe onlara bu kutsal görevleri ba­şardıkları için minnettar mı olmamız gerekti­ğini ancak asil ve yüce Türk milleti takdir edecektir.

5— Aradan 6–7 yıl geçmesine rağmen iş­kence edebiyatını bir kurtuluş çaresi olarak ortaya atanların içinde bulundukları ihtilâlci ve yıkıcı faaliyetleri de hatırlayarak her za­man yargı organlarına müracaatları yasal haklarıdır, önemli olan husus Sayın KOÇAŞ’ın devletin yargı organları ve Anayasa kuruluş­ları dimdik ayakta dururken ve görevleri ba­şında iken adeta sıkıyönetim komutanlıkla­rının icraatını tahlike yeltenmesi ve avukat­lığa başlaması da calibi dikkattir.

6— Hasbelkader önemli görevlerde bulu­nan bazı kişilerin devlet sırrı olarak bildiklerini açıklamaya karar verirken aziz yurdu­muzun ve yüce milletimizin içinde bulunduğu siyasi, askeri, ekonomik ve sosyal atmosferi iyi teneffüs etmeleri gerekir. Hele bir Kurmay Subay ve General için bu konu çok daha bü­yük hassasiyet arz eder.

7— Batarya Komutanlığından Tümen Komutanlığına, Tabur karargâhından Genelkurmay karargâ­hına kadar ye Kurmay Albay rütbesiyle Orta Do­ğu’da yaptığım deniz ve kara ataşelikleri gö­revleri de dâhil bilfiil 36 yıl hizmetinde bu­lunduğum kahraman Silahlı Kuvvetlerimiz­den şerefle ayrılırken yetiştirdiğim bunca kahraman er, astsubay, subay, Kurmay Subay ve Generallerle bugün hayatta bulunan değerli komutan ve mesai arkadaşlarım benim askerî görevlerin dışında hiçbir şeyle meşgul olma­dığımı ve hiçbir tertibin içine girmediğimi çok iyi bilmektedirler. Silahlı Kuvvetlerimi­zin tümü ise rahmetli TAĞMAÇ’ın da bu ka­ranlık işlerin dışında bulunduğunu takdir ederler. En büyük şahitlerimiz bunlar ve ulu tanrı’dır,

8— Silah arkadaşımız Emekli Kurmay Albay Sadi KOÇAŞ’ın sathi ve teyide muhtaç bilgilere da­yanarak hazırladığı bu yazı dizisinin kendisi­ne manevi sahada bir fayda sağlaması çok güçtür. TÜRKİYE’nin 12 MART Muhtırasından önceki durumunu içerden yaşamayanların, 12 MART Muhtırası üzerinde mütalaalarda bu­lunması hiçbir şeye ışık tutamaz. Bütün bunlara rağmen Sadi KOÇAŞ arkadaşımıza ye­ni çizdiği senaryo ve uygulamak istediği tak­tik ve stratejide başarılı olmasını dilerim. Saygılarımla,

Memduh ÜNLÜTÜRK

Emekli Tümgeneral

Etiketler
BENZER YAZILAR
Talat Turhan
Türkiye

1924 Yılında Elazığ’da doğdu. O tarihte babası Elazığ Müdde-i Umumisi (Savcı) idi. Baba tarafı Rize ilinin Çayeli ilçesinin tanınmış ailelilerinden (Şerifoğulları)’na mensuptur. Anne tarafı Elazığ Harput’un tanınmış ailelerinden (Efendigiller) ‘dendir.....