Derin Devletin Peşini Bırakmıyor
DERİN DEVLETİN PEŞİNİ BIRAKMIYOR
ODATV – 04.05.2013
Geçenlerde kargodan bir kitap çıkıverdi; ‘Derin Devlet’in Peşinde”. Talat Turhan’ın çeşitli televizyon programlarındaki söyleşilerinin bant deşifreleri bir araya getirilmiş kitapta.
Sonunda konulan “Ekler” de bir çeşit Talat Turhan’ı ve mücadelesini anlama kılavuzu işlevini yerine getiriyor. Can Dündar, Merdan Yanardağ, Tolga Yarman’ın programlarının yanında Can Dündar ve Celal Kazdağlı’nın “Ergenekon” kitabından bir bölüm de “Derin
Devlet’in Peşinde” adı verilen derlemeye eklenmiş.
Talat Turhan’ın geniş bir özgeçmişinin yer aldığı, daha önceki kitaplarının da yer aldığı çalışmadaki şu ekler de emekli kurmay yarbayın mücadelesine gönderme yapıyor:
EK-1: Başbakanlık VE Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na Sunulmak Üzere yazılan Dilekçe.
EK-2: MİT’in Talat Turhan Hakkındaki Tutuklama Kararı.
EK-3: Talat Turhan’ın Af Kanunu Kapsamı Dışında Kalma Başvurusu.
EK-4: Bülent Ecevit’e Yazılan Telgraf.
EK-5: Sayın Sunay’a Açık Mektup.
EK-6: Rüştü Erdalhun’un Talat Turhan’a Yanıtı.
EK-7: Cumhuriyet Gazetesinde Yayınlanan “Türün’den Cevap Bekliyorum” Başlıklı Yazı.
Talat Turhan, hakikaten bir fenomen. Amerikan Talimnamelerini deşifre ederek ilk kez 12 Mart faşizmi döneminde Türkiye’deki kontrgerilla gerçeğini de su yüzüne çıkaran Emekli Kurmay Yarbay, tam 41 yıldır uluslararası gizli örgütler şebekesinin ve ülkemizdeki uzantısının peşinde. 12 Mart’ın en önemli davası olan “Bomba Davası”nın “1 No’lu sanığı” da olan Turhan, ünlü “Ziverbey Köşkü”nün de işkenceli ve ilaçlı, psikolojik terörlü sorgularına alındı; Tutuklanarak Selimiye cezaevine atıldı.
Talat Turhan, cezaevi sonrasında “Derin Devlet”in ve onun somut ifadesi olan kontrgerilla yapılanmasının peşini bırakmadı. Yazdığı kitap ve makalelerle, konferanslarla, verdiği röportajlarla kamuoyunu Kontrgerilla-Derin Devlet konusunda adeta bir deniz feneri gibi aydınlattı. Olayın uluslararası boyutuna da eğildi; “şebeke”yi açığa çıkardı.
Talat Turhan’ı iyi bilen bir araştırmacı olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, o olmasaydı Türkiye birçok şeyi öğrenmekte zaman kaybedecekti. Bu anlamda, Türkiye ona çok şey borçludur. Turhan da topluma karşı borcunu eserleriyle çoktan ödemiştir.
2004’te 80. yaş günü için “Atatürk’ün Yarbayı” adlı kitabı kaleme almıştım. Bu niteleme, ona sonradan mektup yazan bir sıkıyönetim yargıcının nitelemesiydi ve tereddütsüz kitaba isim olarak o nitelemeyi seçtim. Eminim ki, Talat Turhan da en çok bu nitelemeden mutlu olmuştur hayatta.
Sonra, zamanında çok kötü yayına hazırlanan fakat çok önemli bir eser olan ünlü “Bomba Davası”nı gözden geçirip güncelleyerek yeniden yayına hazırladım. Editörlük maceramın en önemli çalışmasıdır, diyebilirim rahatlıkla.
“Emperyalizmin Bataklığında İstihbarat Örgütleri” de önemli bir eseridir Turhan’ın; onu da gözden geçirip güncelleyerek yeniden yayına hazırlamak ben denize kısmet oldu.
Talat Turhan’ın bir “araştırmacı-yazar” olarak ciddi bir sorunu, sürekli olarak nitelikli bir yayınevi ve editörle buluşamaması. Yıllar içinde Talat Turhan’ı bilen, anlayan ve arşivinin hakkını verecek, onu yönlendirecek bir partneri olsaydı editoryal açıdan, Talat Turhan hem daha çok hem de daha nitelikli eserler verebilirdi. Onun yerinde olsam, tüm arşivimi ve eserlerimin her türlü yayın hakkını şimdiden hakkını verebilecek bir kuruluşa bağışlarım. Ki, kamuoyu kendisinden sonra da o arşivden yararlanabilsin.
Seneye, Talat Turhan’ın 90. Yaşı kutlanacak. Keşke bu dileğim seneye gerçekleşse. Bundan güzel 90 yaş armağanı sanmam ki olsun.
Bu arada, Talat Turhan, kitap için kaleme aldığı “Önsöz”de bir de öneride bulunuyor: “TBMM Başkanı Cemil Çiçek ek bir komisyon kurup başta 4283 sahifelik Bomba Davası’ndaki savunmamı tüm kitaplarımı ve çalışmaları inceletmeli ‘TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Raporu’nda benim açımdan kalan yerleri tamamlatmalı yakın tarihin saptırılmasına göz yummamalıdır.”
Evet, bu öneriden de anlaşılıyor ki, Talat Turhan 41 yıldır olduğu gibi bundan böyle de ‘derin devlet’in peşini bırakmayacak!
Muzaffer Ayhan Kara
Odatv.com