Ne Dediler

Kuytuda kalan göç., / İlhan Selçuk

Kuytuda kalan göç.,
İlhan Selçuk

Talat Turhan’ın yeni kitabı çıktı. Adı: “Özel Savaş, Terör ve Kontrgerilla” (Tümzamanlar Yayıncılık). Kitabın konusu güncel. Türkiye’nin içinde yaşadığı dönemde kuytuluklara dönük bir ışıldak işlevini yapabilecek bilgilerle dolu. “Kontrgerilla Uzmanı” sayılan Turhan’ın yıllardan beri çalıştığı alanda ortaya çıkan yeni bir yapıt.

“Soğuk Savaş bitti.

Yaşanan olayı ‘Üçüncü Dünya Savaşının sonu’ diye niteleyenler var. Batı ile Doğu Blokları arasındaki duvarlar yıkıldı; nükleer çatışma korkusu aşıldı; Sovyetler Birliği artık yok.

SSCB dağıldı.

Komünist partilerinin tekelleri, yerini çok partili siyasal rejimlere bıraktı. Moskova ile Vaşington tam bir işbirliği içindedir. Soğuk savaşı kazanan ABD oldu.

     ‘Yeni Dünya Düzeni’ kuruluyor. Nedir bu düzen?

Tartışılıyor.

     ‘Zenginler Kulübü’ yeni düzenin kurucusu ve egemenidir. Doruklardan gelen ideolojik esintiye göre ABD’nin liderliğinde “küresel bir sistem” söz konusudur. Sistemin iki ayağı var: Birincisi serbest piyasa ekonomisi, ikincisi demokrasi!.. Artık insan haklan ve temel özgürlüklere dayanan bir dünya görüşü gezegenimize egemen olacak; ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar Birleşmiş Milletler kapsamında barışçı yollardan çözümlenecek!.. Silahlanmaya paydos boruları çalıyor. İnsanlık, uygarlığın ortak paydalarında buluşacak, ortak değerleri paylaşacak.

Düzenin bir yüzü bu…

Ya öteki yüzü?

Öteki yüzü, Doğu ve Batı bloklarının bütünleşmesinden sonra daha çarpıcı biçimde ortaya çıkıyor; “Zengin Kuzey” ile “Yoksul Güney” çelişkisinin derinliğinden kaynaklanıyor. Öyle görünüyor ki savaş, iç savaş, darbe, ayaklanma, dikta, terör gibi yöntemleri “Zenginler Kulübü” yoksullara bırakmaktadır. Evet, serbest piyasa ekonomisi olacak ama yeryüzündeki stratejik maddelerin denetimini ve fiyatını, yeryüzünü ahtapot gibi saran tekeller saptayacak; petrol kaynakları neredeyse Amerika da oradadır; Suudi Arabistan’dadır, Kuveyt’tedir, Türkiye’nin Güneydoğusu’ndadır; “küresel” serbest piyasa ekonomisinin egemenleri, ülkelerin sınırlarını paspas gibi çiğneyen uluslar arası tekellerdir. Bilimsel teknolojik devrimin olağanüstü gücünü de seferber eden kapitalizm, gezegenimizde yaşayan dört milyar yoksulun üstüne yeni düzenini cuk oturtmaya çabalamaktadır.

Peki, yeni düzen yerli yerine oturacak mı?

Türkiye gibi, jeopolitik açıdan iki arada bir derede yaşayan toplumlar gibi “ikiyüzlü yeni düzenin” Anadolu’ya taşıyacağı olasılıklar nelerdir? Kafkasya kaynıyor, Balkanlar fokurduyor. Ortadoğu, gezegenimizin en sıcak bölgesidir; ilan edilmiş ya da edilmemiş savaşlar sürüyor; Anadolu’nun Güneydoğu bölgesinde ‘Olağanüstü Hal’ geçerlidir; büyük kentlerde terör, yaşamın bir parçasına dönüşüyor. Silah seslerinin kulağımızın dibinde yoğunlaştığı bu süreçte çok partili rejim evrensel demokrasinin gerçeklerini içeren sürekli bir hayat biçimine dönüşebilecek mi? Soru ve sorun bu noktada odaklaşıyor.

Demokrasi açıklık rejimidir, siyasal düzen saydamlaştıkça temel özgürlükler ve haklar hayata geçirilebilir. Karanlıklarda, kuytularda, gölgelerde kalan gizli güç odakları, demokrasiler için her zaman tehdit odaklan oluştururlar.

Hele devlet içinde devlet çekirdeği taşımak eğilimi gösteren örgütler gün ışığına çıkarılıp irdelenmeden; demokrasiye geçtik diyemeyiz. Yeryüzünün en sıcak bölgesinde, Amerika’nın elinin altındaki bir ülkede aydınların birincil görevlerinden biri de ‘devlet içindeki devletin ‘teşhir’ini yapmaktır. Çarpıcı örnekleriyle soralım: Yunanistan’da Cunta generalleri yargılanabiliyor, İtalya’da NATO’nun gizli örgütü Gladio’nun ipliği pazara çıkarılabiliyor. Türkiye’de her şey neden gizli kapaklı? Geçmişte yaşananların üzerine örülen karanlık şal kaldırılmadan, geleceğimizi aydınlık görmek olanakları ne ölçüde geçerlidir?

Talat Turhan, uzun bir süreden beri çok yakın geçmişin olayları üzerinden bir karanlık şalı kaldırmaya çalışıyor.

Belgeli, örnekli, şemail, planlı, olaylı, tarihli, somut kanıtlarla süregelen bu çabanın çok satışlı gazetelerimizde gerekli yankıları yarattığı söylenemez. Türk basını olayların üstüne gitme cesaretini yeterince gösteremiyor, Batı’da olsa, bu konular hallaç pamuğu gibi atılır; gazeteler ve gazeteciler tarafından didik edilirdi.”9

Etiketler
BENZER YAZILAR
Talat Turhan
Türkiye

1924 Yılında Elazığ’da doğdu. O tarihte babası Elazığ Müdde-i Umumisi (Savcı) idi. Baba tarafı Rize ilinin Çayeli ilçesinin tanınmış ailelilerinden (Şerifoğulları)’na mensuptur. Anne tarafı Elazığ Harput’un tanınmış ailelerinden (Efendigiller) ‘dendir.....