“Talat TURHAN’ın MSN açıklaması ve taraf olmak” Taraf: 23 ŞUBAT 2008

Talat Turhan’ın MSN açıklaması ve ‘Taraf’ olmak

Taraf: 23 ŞUBAT 2008

APOLETIKA
Önder Aytaç & Emre Uslu

28 Ocak 2008 tarihli “Tanrı aşkına bunlar da mı doğru” başlıklı yazımıza ulusalcı kimliğiyle bilinen bir akademisyenin yaptığı MSN konuşmalarına yer vermiş bunların doğru olmamasını / olmadığını umuyoruz temennisinde bulunduktan sonra da ilgili tarafların göndereceği açıklamaları da köşemizde yayımlayacağımızı söylemiştik.

Yazıda adı geçenlerden Talat Turhan kendisinin isminin geçtiği bölümle ilgili bir açıklama gönderdi. Sayın Turhan, gönderdiği açıklamada MSN konuşmalarında kendisi ile ilgili geçen iddiaların doğru olmadığını belirtiyor. Biz, beyanın esas olduğuna inanan insanlar olarak Turhan’ın açıklamasından memnuniyet duyduk. Söz konusu yazımızda da temenni ettiğimiz gibi, MSN’de geçen konuşmaların yapılan araştırmalar sonucunda doğru çıkmaması, ‘en kötü demokrasinin bile militer/ polis devletlerinden çok daha iyi’ olduğuna inanan insanlar olarak en fazla da bizi sevindiriyor.

Talat Turhan’ın açıklamasını aşağıda sizinle paylaşıyoruz. Ancak açıklamanın içinde geçen Doç. Dr. Ümit Sayın ismi bizim yazımızın hiçbir yerinde olmamasına ve hatta bu kişi konusunda üstü kapalı bile bir telmihde bulunulmamasına karşın, Turhan’ın açıklaması nedeniyle aşağıdaki şekliyle bir alıntılama yapılmaktadır.

Açıklamanın bizim o tarihteki makalemizi ilgilendiren bölümünü verdikten sonra, bu açıklama ile ilgili bir kaç noktayı da buraya eklemeyi zorunluluk olarak değerlendirdik.

Talat Turhan’ın açıklaması şöyle:
“Söz konusu yazıda deneyimli yazarlar koydukları başlıkla “Tanrı aşkına bunlar da mı doğru” şeklinde kuşkularını dile getirirken diğer yandan da MSN konuşmalarıyla “Ergenekon’un öbür ucuna da ulaşılır” yargısına varmışlardır. MSN konuşmasının tarihi 23 Haziran 2005’tir. Bir suç ihbarı niteliği taşıyan bu belgenin “Ergenekon soruşturması” üzerine yayınlanması ve ismim geçmesine karşın bu konuda görüşüme başvurulmaması yazıyı “taraf’laştırmıştır. Anılan yazının tarafımla ilgili bölümünde şu ifadeler geçmektedir:

“U:ama en önemlisi suat parlar gibi iyi bir istihbaratçı olmak gerekli/hayat bir istihbarat savaşıdır başka türlü var olunamaz

Z:suat parlar?

U:evet suat parlar tek başına inanılmaz bilgi ve istihbarata sahip/gizli bir istihbarat ağımız var/içinde suat parlar, talat turhan ve aytunç altındal da var/hepsi birbirini tanıyor ve benim verdiğim bilgi ışık hızıyla aralarında dolaşıyor”

“Ergenekon’un öteki ucuna” giden bir örgütün “gizli istihbarat ağı” içinde bulunduğum açıklanıp hedef gösterilmekte ve kişiliğime yönelik bir kastın varlığını sezinlemekteyim. Oysaki Doç. Dr. Ümit Sayın, benzer konuları yazdığımız için ABD dönüşünde ziyaretime geldi. Zaman içinde karakter yapısını algıladığımdan, kendisiyle üç yıldan beri ilişkimi kesmeme karşın bu sürede birkaç kez beni telefonla aramıştır. Hepsi bu kadar.

“Suat Parlar’la hemen hemen aynı konularda kitap üretmemize hatta bir yapıtını bana ithaf etmesine karşın tanışma olanağım olmadı.

“Aytunç Altındal’ı 1970 öncesi yayınevi sahibi iken tanıdım. Daha sonra ilişkim olmadı. Yalnız geçen yıl telefonunu bir arkadaşından alıp kendisini aradım. Yazacağım bir kitap için bir yapıtından alıntı yapmak iznini aldım. Aslında bu tür bir açıklama ile haberi şahsım açısından değersiz kılmama da gerek yoktu. “NSA’nın Echelon sistemi metotlarını iyi bildikleri görülen ve SIGINT (Signal lntelligence=Muharebe istihbarat) yöntemleri uygulayan sayın yazarlar çok iyi bilirler ki 23 Haziran 2005 tarihini taşıyan bu MSN konuşmalarından haberdar olması gereken bütün makamlar benim tüm araçlarımı dinlemek yükümlülüğü altındadır. Bu denetim bu günden geriye doğru yapılarak Ümit Sayın, Suat Parlar, Aytunç Altındal hatta yazıda rumuz olarak belirtilen daha sonra isimleri açıklanan (Taraf, 30 Ocak 2008) kişilerin de hiçbirini tanımadığım saptanabilir.”

Sayın Turhan’ın açıklamalarına bizim açıklamalarımız ise şöyle:

1) Biz yazımızda MSN konuşmalarının kimler arasında geçtiğini kesinlikle belirtmedik. Kaynağımızı da somut bir internet sitesini kast etmeden internet sitelerinde şeklinde açıkladık ki, bu siteyle ilgili haberler daha önceden de medyada yer almıştı.

Biz MSN konuşmalarını yapanları rumuzlar halinde belirttik ve konuşanların kimliklerini açıklamadık. Ancak medya mensupları bizim yazımızdan sonra konuşmaların kimler arasında geçtiğini kendi kaynaklarına ve habercilik anlayışlarına göre açıkladı.

2) Bu bağlamda, Turhan’ın yaptığı açıklamasında iki farklı günde çıkan iki farklı haberi (bizim yazımız ve Taraf’ın 30 ocak tarihli haberini) birleştirip bir açıklama göndermesi söz konusu. Dolayısıyla yapılan açıklamada MSN konuşmalarının Doç. Dr. Ümit Sayın’a ait olduğunu biz yazmışız izlenimi yaratılmış. Hâlbuki bizim yazımızda böylesi bir iddiamız ya da imamız kesinlikle olmadı.

3) Sayın Turhan bizim NSA’nın Echelon sistemi metotlarını iyi bildiğimizi ve SIGINT yöntemi uyguladığımızı iddia etmiş. Bu iddia gerçekten de çok hoşumuza gitmiş olmakla birlikte, bu değerlendirmelere katılmamız olanaksız. Ne yazıyorsak kelimesi kelimesine kaynağını gösterebiliriz. Nitekim söz konusu yazımız daha önce medyada yer alan bir internet sitesinde de çıkmıştı ve biz de bunu yazımız da açıkça belirttik, internet dünyasında ‘güvenlik siyaset belgeleri’ ve ‘derin devlet ile ilgili her türlü bilgiler’, ‘üst düzey görevlilerin soy ağaçları / kökenleri’, gibi bilgiler bile ‘bitpazarına’ düştü zaten…

Allah ‘google’dan razı olsun. ‘Google”zehirli sarmaşık’ın ‘misyonlarını‘ ve nereleri sardığını gösterecek kadar bilgiyi, en aptal olan insana bile kolaylıkla sunuyor zaten… Yeter ki demokrasiye ‘taraf olup. Taraf ı okumayı ve Tarafımızın yazılmayanları yazmasındaki çok sesliliğini görmesini / okumasını / takdir etmesini bilelim…
Ve tepki verelim, ‘suratlarına tükürerek…’

Gelecek çok ama çok iyi… 2010’un Türkiye’si de şimdiden çok daha iyi olacak. Ortaya saçılan bilgiler de emniyetin (güvenlik güçlerinin) elinde olan belgelerin / tape’lerin / görüntülerin / evrakların / bilgilerin yalnızca yüzbin de / milyon da biri…