Ayda Kayar Hürriyet (22.5.2005)
Ayda Kayar, Hürriyet Pazar Eki, 22 Mayıs 2005 Yeni bir Örgütle Tanıştık: Mont Pelerin
Kitabın üzerinde Mont Pelerin yazıyor. Altında da ilave bir tarif: “Küresel Sermayenin Beyni”. Kastettiği bir organizasyon. Etrafta bir sürü kapalı örgüt ve dine ilişkin ritüellerin uçuştuğu şu günlerde, akla ilk mont ve pelerin giyen gizli bir cemiyet üyesi insanlar geliyor. Ama örgütün bununla hiçbir ilgisi yok. Hiçbir ritüeli de yok. Adını, ilk toplantısını yaptığı, İsviçre Montreaux yakınlarındaki bir kasabadan alıyor. İlk toplantı 36 ekonomistin bir araya gelmesiyle 1947’de yapılmış. İlk başkan ise nobel ödüllü ekonomist Prof. Friedrich von Hayek. Amaçları, liberal düşüncenin ilerlemesi. Örgütü gündeme getiren kişi, 1960 darbesinde solcu kimliğiyle adı duyulan Emekli Topçu Kurmay Topçu Albay Talat Turhan. Turhan, son dönemlerde yazdığı küreselleşme karşıtı kitaplarına bir yenisini daha ekledi ve bu sefer Mont Pelerin örgütünü yazdı. Turhan’a göre bu örgüt küresel sermayeye hizmet ediyor. Hatta daha ötesi yönlendiriyor. Kimi kaynaklarca üyelerinin ‘Post Nazi’ olarak tanımlandığını da savunan Turhan, çok uluslu şirketlerin diktasını temel alan ekonomik ve politik anlayışın, Mont Pelerin’in kuruluşundan beri Yeni Dünya Düzeni adıyla dayatıldığını iddia ediyor. Çok uluslu şirketler, bu örgüt üzerinden ülkelerin güçlerini yok ediyor ve liberalizm mutlak bir zafer kazanıyor.
İleri Yayınları’ndan ve Talat Turhan-Mehmet Eymen imzasıyla çıkan kitapta, bu amaca ulaşmak için sivil toplum kuruluşlarının (STK) kullanıldığı öne sürülüyor. Kitapta yazılanlara göre, CFR (Dış İlişkiler Konseyi), CIPE (Uluslararası Özel Girişimciler Merkezi), RIIA (Uluslararası Kraliyet Enstitüsü), NDI (ABD Ulusal Demokrasi Enstitüsü), NAD (Demokrasi İçin Ulusal Yardım) gibi kuruluşlar, 1980’lerden beri cemiyetin himayesinde. Turhan, bu kuruluşlardan özellikle CIPE ve NAD’in, Türk STK’larına yönelik yardımlar yaptığından bahsediyor. Turhan’a göre yardım alan STK’lar ise kısa sürede finansör kuruluşlarının sesi haline geliyor. Liberal Düşünce Topluluğu, Toplum Sorunları Araştırma Merkezi, Kurumsal Yönetim Derneği, Ekonomistler Platformu, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı (TESEV), TÜSİAD bunlardan bazıları. Turhan’ın iddiaları burada da bitmiyor. Gazi Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapan Prof. Atilla Yayla, Turhan’a göre Mont Pelerin’in tek Türk üyesi. Yayla, Zaman gazetesinde yazıyor ve Türkiye’deki Liberal Düşünce Topluluğu’nun da üyesi. Turhan, örgütün Yayla üzerinden Fethullah Gülen cemaatiyle de ilişki içinde olduğunu iddia ediyor. Başka bir iddiası ise örgütün Amerika’daki John Hopkins Üniversitesi üzerinden Bilgi Üniversitesi’ne ulaştığı ve orada da bazı yönlendirmelerde bulunduğu.
Turhan’ın iddiaları üzerine konuştuğumuz Yayla’ya göre Mont Pelerin, dünyanın ünlü filozoflarının üye olduğu kendi halinde bir düşünce topluluğu. Tüm bu iddialar ise sadece bir komplo teorisi. İşte tarafların ağzından hayatımıza yeni giren Mont Pelerin tartışması.
Talat Turhan “Trilateralizm iktisat fakültelerinde ders olarak okutulmalı”
— Mont Pelerin’in adına nasıl ulaştınız?
— İnternet ilk kullanılmaya başlandığı zamanlarda arkadaşlara sörf yaptırırken bu cemiyetin adını gördüm. Sayfanın adının Türkçe çevirisi “Tehlikeli İrtibatlar”dı. Buradan yola çıkarak, aralarında Bilderberg’in de bulunduğu birçok yapılanma hakkında bilgi edindim.
— Sizce dünyada gizli bir yapılanma mı var?
— Sermaye, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra birkaç ailenin eline geçti. Bu aileler, dünyayı kendilerine göre geliştirmek istediler. ABD’de Rockefeller, Avrupa’da da Rothschild karşımıza çıkıyor. Yani aslında Yeni Dünya Düzeni R&R düzeni. 1800’lerde Disraeli (İngiltere Başbakanı, 1874-80), daha sonra Franklin Roosevelt (ABD başkanı, 1933-45) de dünyadaki gizli yapılanmadan şikâyet etmişlerdi. Bunun bin yıllık geçmişi var ama 1920’lerde somutlaşıyor. 1954’te Avrupa’ya, Zbigniew Brzezinski (ABD’li stratejist) aracılığıyla da Japonya’ya atlıyor.
—Kitabınızda trilateral coğrafyadan ve trilateral komisyondan söz ediyorsunuz? Bunları anlatır mısınız?
— Bu konuda birçok kitap da var. Ben trilateralizmin iktisat fakültelerinde ders olarak okutulmasından yanayım. Trilateral coğrafya ABD, AB ve Japonya’yı kapsar. Yani bizim klasik olarak bildiğimiz Kuzey-Güney ayrılığı. Trilateral Komisyon da bu yapılanmanın bir örgütü. Rockefeller, Kissinger (ABD dışişleri eski Bakanı) ve Brzezinski tarafından kurulmuştur. Üç yıllık üyeleri arasında eski bakanlardan Hüsnü Doğan’ı ve Merkez Bankası eski başkanı Rüştü Saraçoğlu’nu görüyoruz.
— Küresel sermayeye hizmet ettiğini söylediğiniz bu yapılanmalar, nasıl etkili oluyor?
— STK’lar yoluyla. Türkiye’de bu Soros’un şahsında Açık Toplum Enstitüsü ve desteklediği 30’u aşkın STK’yla yapılıyor. Zaten bilinen bir şey. Ama ülke düzeni küresel düzene hizmet etmiyorsa, darbeler yoluna gidiyorlar. Ukrayna’da olduğu gibi.
— Kendinizi politik olarak nereye koyuyorsunuz?
— Bu 17’nci kitabım. 65 yıldır makaleler yazıp, konferanslar veriyorum, 80 yaşındayım ve hiçbir ideolojik bağlantım yok. Yazarlar Sendikası’ndan başka derneğin üyesi değilim. Bundan sonra diğer cemiyetlerin yapılanması ve Türkiye bağlantılarını da yazacağım.