Devrimci Bir Kurmay Subayın Etkinlikleri-2
DEVRİMCİ BİR KURMAY SUBAYIN
ETKİNLİKLERİ-2
- KİTAP
Birinci Baskı OCAK 2005
Sorun Yayınları
ÖNSÖZ
Geçen yıl yaşamımın benim açımdan önemli sayılabilecek yıl dönümleri ilginç bir rastlantı sonucu bir araya geldi. 14 Ağustos 2004, iradem dışında emekliye sevk edildiğimin 40., 30 Ağustos 2004 Kara Harp Okulu’ndan mezun olup subay çıkışımın 60., 2 Eylül 2004 ise 80. yaş günümdü. Bir araya gelen bu olumsuz ve olumlu günleri kutlamak amacıyla kitap üretmenin en doğru yöntem olduğuna karar verip bu yolda girişimde bulunduğumda Sorun ve ileri Yayınları beni olumladılar.
Elinizdeki kitap yazarlığa başladığımın 40. yılında yayınlanıyor. Ben bu uğraşı “Entelektüel Rövanş” olarak niteliyorum.1 Peki kime karşı rövanş? Neredeyse yarım yüzyıldır “Bozuk Düzen” yandaşı kişiler ve onların yuvalandıkları gizli örgütlerle mücadele ediyor, sonuçlarına da katlanıyorum… Sürgünler, emekli edilmek, işsiz bırakmak, cezaevleri, yargılamalar, işkenceler, tazminat cezaları… Ölümlerden ölüm beğen…
1963 yılında “Genç Kemalistler Ordusu Davası”2 sanığı idim. 2004’te müşterek imzalı bir kitapta3 arkadaşımın yazdığı bir bölümden 25 Milyar TL tazminat davası açıldı; kitabın yazarları ve Sorun Yayınları Kolektifi sahibi Sırrı Öztürk mahkûm olduk; kararı Yargıtay onayladı.”
1963’ten 2004’e dile kolay her türlü baskı ve zulümün hedefi olmak…
Egemen gerici sınıfların, karanlık güçlerin aşağılık adamlarının ortak yanlarından biri de “kitapsız” olmalarıdır… Kitap üretemedikleri için kitap düşmanıdırlar… Emperyalizmin yerli uşakları devrimci ve dönüştürücü fikirlere düşmandır. Aslında gerek faşist gerek tarikatçılar kafalarını bir adama kiraya verdikleri için, düşünmeye gereksinim duymazlar. Başbuğlarına ya da şeyhlerine koyun gibi itaat ederler…
Benimle uğraşanların çoğu arkalarında kitap bırakmadan ölüp gittiler… Onlarla en iyi tarihsel hesaplaşma “Entelektüel rövanş” yazarak yapılır diye düşünüyorum. Bu anlayışla emekliye ayrıldıktan bir yıl sonra (1965) yazmaya başladım. 2005 yılında da “kısmet” ise yazarlığımın 40. yılını kutlayacağım…
Karanlığın panzehiri aydınlık oluğu gibi aydınlığın en önemli aracı da kitaptır, okumaktır, çağını ve dünyayı algılayıp aydın onuru ve bilinci içinde ülke çıkarlarının safında olmaktır; insanın ve insanlığın toplumsal kurtuluşuna katkı sunmaktır, diye düşünüyorum.
Umarım 41 yıllık sanıklık dönemim şimdilik bitti. Bir kitabımdan4 dolayı 1995’de 240 milyon TL. tazminat ödemeye mahkûm olmuştum. Türkiye’de yargı yolunu tüketerek bu haksızlığın giderilmesi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi”nde dava açtım. AİHM, 4 Ekim 2004 gün ve Dosya No: 48176/99 kararıyla isteklerimi kısmen kabul etmiş5 ve dostane çözüm önermiştir. “Dostane çözüm” önerisi tarafımızdan kabul edilmemiş ve bu istemimiz Avukatım Vahit Özsoy tarafından 2 Kasım 2004 günü AİHM’ye iletilmiştir.
Şimdi Strasbourg’daki AİHM’de “Talat Turhan – Türkiye Davası”na bakılacak… Talat Turhan davası, Türkiye davalı… Bir tür “yargısal rövanş.”
Bir kez bu sonuçla babamın vasiyetini yerine getirmiş olduğum için mutluyum. 38 yıl yargıçlık yapmış olan babam uğradığı bir haksızlık nedeniyle Avrupa Konseyi’ne başvurmuş, Türkiye o tarihte “Bireysel Başvuru Hakkı” tanımadığından dava ertelenmişti. Babam ölmeden davasına bakmam için bana noterden vekâlet vermişti…6
Bu davayı kazanacağımı kesinlikle biliyordum. Onun için amacımın para olmadığım davadan önce belirtmem gerektiği kişiliğim açısından 1999 yılında yayınlanan bir kitabımda:7
“Amacım ifade özgürlüğü önündeki engelleri kaldırmak, yargıya Derin Devlet’in müdahalesini engellemeğe katkıda bulunmak ve haklılığımı kanıtlamaktır. Eğer dava lehime sonuçlanırsa alacağım parayı…….Türk Silahlı Kuvvetlerine … bağışta bulunacağım.” demiştim.
Bu inancımın sonucu TYS’nin dergisine “Düşünce Özgürlüğüne Katkı başlıklı yazım da bugün öngörüye dönüştü… (Ek – 1)
AİHM’deki dava sonuçlandığında verilecek karar içtihat oluşturacağı için “ifade özgürlüğü”nün önündeki engelleri kaldırmaya katkıda bulunacağım için mutlu olacağım…8
Yayınladığım kitaplara ilgi gösteren olumlu, ya da olumsuz eleştiri de bulunan yayın organlarına ve yazarlara teşekkür borçluyum. (EK–2) Konumun ve yaşım gereği bir anlamda yaşadığım olaylar nedeniyle yakın tarihe tanıklık ettim. Bildiklerimi kamuoyu ile paylaşmak onurlu bir aydına yaraşır bir tavır olduğunu düşünüyorum. Bu anlayışla okuduğunuz kitabın ilki yayınlanmıştı.9 O kitapta diğerleri için söz vermiştik. Şimdi o görevi yerine getirmeye çalışıyorum. Aslında ilk kitap okuyucularımın yoğun istek ve ısrarları üzerine yazıldı. Çünkü kitaplarımda süreli etkinliklerime gönderme zorunda kalıyordum. Araştırmacılara yardımcı olmak ve okuyucularıma yararlı olmak için etkinliklerimi bir araya topluyorum. Bir kitabımda belirtildiği üzere10 etkinliklerim bir hayli yoğun belki de 10 kitaba sığar. Benden sonra bu görevi üstlenecek kurum ve kişilerin çıkacağına inanıyorum. Nitekim bir kitapta belirtildiği üzere11 daha şimdiden 60 adet kitapta ya ismimden söz ediliyor ya da kaynak gösteriliyorum. Bu olguyu yazmakla üstlendiğim misyonun yerine getirildiği şeklinde algılıyorum.
İzninizle 61. kitaptan söz etmek istiyorum.12 Değerli araştırmacı yazar Ersal Yavi’nin kitaplarımdan geniş ölçüde yararlanmış olduğunu görmekten mutluyum. Bu konuda bu kadar objektif ve kapsamlı bir araştırma yapılmadığı içinde kendisini kutlarım. Yavi, benim hakkımda diyor ki : (s.388)
“3. Kitap’ta da sözünü edeceğimiz bir düşünce ve eylem adamı olan Talat Turhan, 27 Mayıs’tan itibaren hemen hemen pek çok olayın doğrudan içinde veya tanığı olmuştur. Onun bütün çabası Atatürk devrimlerini dillendirmek ve ülke yönetiminde ortak ve adil halk katılımcılığım ısrarla ön plana çıkarması olmuştur. Açıkçası katı askeri disiplin ve hiyerarşi onun kişiliğiyle uyuşmuyordu. Bu nedenle siyasetçiler ve bazı yüksek komuta heyetiyle sürekli anlaşmazlık içine düşmüş ve başı dertten hiçbir zaman kurtulamamıştı. 22 Şubat ve 21 Mayıs ihtilâl girişimlerinin doğrudan içinde olmamasına rağmen, o da tutuklanarak ceza evine konuldu…”
Bu bölümü dostum Mehmet Eymen’e okuduğumda “sen kendini tanımlamaya kalksan böyle yazardın” dedi. Hislerime tercüman olan ve tarihe yaptığı yorumuyla bir kayıt daha düşüren Ersal Yavi’ye teşekkür ediyor ve başarılı çalışmalarının devamını diliyorum…
Kanımca en büyük güç gerçektir. Bende gerçeğe olan saygım yanında, kültür birikimim ve çalışma güç ve azmi içinde hiç bir örgüte yaranmak gibi bir kaygım olmaksızın aydın onuru, sorumluluğu ve bilinci içinde yazma misyonu üstlendiğimden sınırlı olanaklarımla kitap üretiyorum ve yurtiçinde ve dışında yüzlerce yazılı yapıta kaynak oluşturuyorum.
Ülkemizde ve Dünyadaki duyarlı ve sakıncalı (!) sorunları dert ediniyor ve çekinmeden yazıyor ve mücadelesini veriyorum. Örneğin: Bomba Davası’nda. İdam istemiyle yargılanırken bütün İstanbul’da terör estiren, işkence evleri çalıştıran bir solukta mahkeme Lağv eden İstanbul Sıkıyönetim Komutanını Başbakanlık, Genel Kurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetlerine şikâyet edebiliyorum13 Sonuç alamıyorum ama Org. Türün’ün işkenceciliğini tarihe tescil ediyorum:
Bomba Davası duruşmasında:
“İstanbul mafyasının ucu Sunay Çankaya’sına gider…” diyerek tutanağa geçiriyorum.
Kendilerine “Kontrgerilla” diyen egemen gericiliğe ABD’ye satılmış işkencecileri deşifre ediyorum. Örgütlerinin ipliğini pazara çıkartıyorum ve tüm bunları yazıyorum, zaman beni doğruluyor…
Okuduğunuz bu kitap da belgeli, tanıklı, kanıtlı etkinliklerden oluşturulmuş ve zaman içinde doğrulandığı için değerlerini yitirmemiştir diye düşünüyorum.
Örneğin ta 1975 yılından beri savunmamla iç yüzünü ortaya dökmeğe çalıştığım ABD’nin en tehlikeli casusluk örgütüyle TOBB başkanı olan kişinin AKP iktidarında Bakan olarak “Bu uzman kuruluş” dediği AID’nin “bilgi birikiminden yararlanıp” yararlanmadığını merak ediyorum.14
Uluslararası emperyalizmin gizli örgütü olan Bilderberg Toplantılarına iki yıl üst üste (2003–2004) katılan Devlet Bakanı Ali Babacan’a özel görevler verilip verilmediğinden kuşkulananlar haksız mıdırlar?
ABD’nin İslamı hedef alan haksız savaşma gönüllü katılmak isteyen AKP iktidarı, ABD’nin bugünkü Afganistan ve Irak’ta kadın, çocuk çocuk demeden, sivil, asker ayırımı yapmaksızın, istila, işkence, baskı, zulüm ve ölüm tacirliği karşısında neden suskunluğunu korumayı yeğliyor?
Tüm bu ve benzeri sorulara doğru yanıtlar verebilmek için “Yeni Dünya Düzeni”, ABD Derin Devleti ve 11 Eylül Baskını’nın iç yüzüne doğru tanılar konulmalıdır.
Bu kitap bir ölçüde bu amaca hizmet ederse işlevini yerine getirebilir… Takdir okuyucularımdır. Saygılarımla.
Talat Turhan
20 Aralık
ÖNSÖZ’ün EKLERİ:
Ek -1 : “Düşünce Özgürlüğüne Katkı, Talat Turhan, Güzel Yazılar Dergisi, Ocak
— Mart 2001.
Ek – 2: Kitaplarımla ilgili yayınlar.
KAYNAKÇA VE AÇIKLAMALAR:
- Birgün: 29 Ekim 2004
- Genç Kemalistler Ordusu, İleri Yayınlan, Eylül 2004.
- Mehmet Eymür – Ziverbey’den Susurluk’a bir MİT’çinin Portresi.
Talat Turhan, Orhan Gökdemir, Sorun Yayınlan: Birinci Baskı. Eylül, 1999.
- Özel Savaş Terör ve Kontrgerilla, Talat Turhan, Tüm Zamanlar Yayıncılık, Birinci Baskı, Mart 1992.
- AİHM : “Bu nedenle Mahkeme Oybirliği ile
Esasa ilişkin talepler saklı kalmak kaydıyla başvuranın ifade özgürlüğüne müdahale edildiği yönündeki iddiasını kabul etmiştir.”
- Bomba Davası – Savunma -1, Talat Turhan, 1986, s. 70–71.
- Çeteleşme, Talat Turhan, Akyüz Yayıncılık, Haziran 1999, s. 76–82.
- AİHM’den Talat Turhan lehine karar, Türk Solu Dergisi, 01.11.2004, s. 24. 9.27 Mayıs 1960’tan 28 Şubat 1997’ye Devrimci Bir Kurmay Subayın Etkinlikleri, Talat Turhan, 1. Kitap, Sorun Yayınlan, Birinci Baskı, Haziran 2001.
- Çeteleşme, Talat Turhan, Akyüz Yayıncılık, Haziran, 1999, s. 443–509 (Yaşamımın bir dönemi ve ürünleri).
- Atatürk’ün Yarbayı, ileri Yayınları, Birinci Basım, Ağustos 2004, s. 275.
- Ersal Yavi, İhtilalci Subaylar, 2. Kitap, Yazıcı Basım Yayıncılık (Halil Rıfat Paşa Cd. 182/B – İZMİR, Ekim 2003.
- Bomba Davası – Savunma 2- (İşkence), Talat Turhan, 1986, 12 Haziran 1973 tarihli dilekçe (s, 342 – 346).
- Emperyalizmin Bataklığında istihbarat örgütleri Doruk Operasyonu, Talat Turhan, Sorun Yayınları, Birinci Baskı, Ağustos 1989 (s. 245).
İÇİNDEKİLER
Kitap Üzerine……………………………………………………………………………….. 9
Önsöz………………………………………………………………………………………. 11
Düşünce Özgürlüğüne Katkı…………………………………………………………….. 16
Emperyalizmin Örgütleri (1991)…………………………………………………………. 31
Derin Devletin Tarihçesi (2000)…………………………………………………………. 40
Askeri Darbeler Üzerine (1992)…………………………………………………………. 65
Emperyalizm ve Darbeler – Söyleşi-(1996)…………………………………………….. 71
“Oberammergau”, Uğur Mumcu………………………………………………………… 92
12 Mart Hukukunun ardındaki Amerika mı? (1976)…………………………………… 95
12 Mart 1971, Askeri Faşist Cunta Yeniden Tartışmaya Açılıyor,
Faik Türün İşkenceci mi? (2003)………………………………………….……………106
“Marmara Brifingi” kitabına önsöz (1995)…………………………………………….. 111
CHP’ye Verilen Rapor (1976)………………………………………………………….. 129
İşçi Sınıfı ve Sınıf Gerçeği (1977)……………………………………………………… 155
“Şaban” Televizyonda CIA, Türkkaya Ataöv…………………………………………. 186
“CIA Serisinin Nedeni”, Türkkaya Ataöv……………………………………………… 188
“Özal’ın Cumhurbaşkanı Olması İçin CIA Devrede”………………………………… 191
CIA Kaynaklı Vatanseverlik……………………………………………………………. 193
1. Körfez Savaşı Üzerine Söyleşi (1990)…………………………………………….. 196
Körfez Bunalımı Üzerine (1990)………………………………………………………. 216
“İşgal Öncesi”, Melih Aşık……………………………………………………………… 224
Profesyonel Ordudan Polise…………………………………………………………… 225
Mafyanın Globalleşmesi, Globalleşmenin Mafyalaşması (2000)………………… 229
ABD Derin Devleti ve 11 Eylül Baskını (2002)……………………………………….. 258
EKLER……………………………………………………………………………………. 281
EK–1: “Avrupa’daki Gladio Ağı”, Leo A. Müller (Kitap) (1991)……………………… 283
EK–2: “Sakalı Yoktu Dinletemedi…”, Nebil Özgentürk……………………………… 285
EK–3: Ramsey Clark Raporu………………………………………………………….. 287
EK–4: “Sert Vuruşlar’la Yazıldılar”…………………………………………………….. 294
EK–5: “Türklerin Kirli Savaşı Açıklandı”
Martin Lee, Los Angeles Times………………………………………………………… 297
EK–6: “Bir Hükümet Darbesinin Hazırlanışı” (Die Tageszeitung)………………….. 302
165