1
SÖYLEŞİ

Habertürk Tv Aynanın Arkası

HABERTÜRK Aynanın Arkası  06.04.2005
MONTPELERIN, Küresel Sermayenin Beyni
Erol Mütercimler: Konuşma bu kitap üzerine olacak (MONTPELERIN) bu kitap ileri yayınlarından çıktı. Mont Pelerin Küresel Sermayenin Beyni. Daha önce Küresel Çete Kitabında şuradaki ismi görmüştüm, Mont Pelerin ismini bu kitapta görmüştüm. Ancak orada gördüğümde gözüme çarptığında bu Mont Pelerin adı, ben bunun hakkında hiçbir şey duymadığımı bugüne kadar duymamışım. Hiçbir bilgimde yok bunun hakkında. Allah Allah dedim, benim gözümden çok az şey kaçmıştır da, bunu nasıl fark etmiyorum. Evet işte onun üzerine aradım dedim ki, böyle böyle, geçmişten de bir hukukumuz var ona sığınarak. Dedim ki rica ediyorum ekranlara çıkmıyorsunuz ama şu kitap üzerine sizinle konuşmak istiyorum çünkü Küresel Sermayenin beyni. Peki, bu nedir? Biz bunu hiç tanımıyoruz. Ama Türkiye’de de pek çok uzantıları var. Evet, biz bu programda çok az isim kullanmaya çaba harcayacağız ama Talat Turhan bu kitap üzerine konuşurken zorunlu olarak bazı isimlerden söz edecek. O isimler eğer dâhil olmak isterlerse daha sonraki programda gelip buraya konuk olabilirler. Kendileriyle hemen bir program yapabilirim onu da hemen sizlerle baştan paylaşayım. Veya programa bir not gönderebilirler, notu da sizlerle paylaşabilirim. Evet, Sayın Talat Turhan Mont Pelerin adı bizim için ne anlam ifade etmeli çünkü burada diyorsunuz ki, Mont Pelerin bir cemiyet. Tamam, anlıyorum ki bu bir örgüt değil de bir cemiyet ifadesi kullanılmış. Ama yoksa bu bir örgüt mü? Onu da bilmiyorum. Bir kere nedir bu Mont Pelerin?
Talat Turhan: İzin verirseniz, Mont Pelerin Küresel sermayenin beyni olduğu için bir küreselleşme hakkında kısaca bir giriş yapmak istiyorum.
Erol Mütercimler: Peki buyurun tamam efendim.
Talat Turhan: Bundan evvelde izin verirseniz Papanın ölümü ile ilgili birkaç söz söylemek istiyorum.
Erol Mütercimler: Peki buyurun, taziyelerinizi mi bildireceksiniz yoksa…
Talat Turhan: toprağı bol olsun
Erol Mütercimler: Herkes inancına göre ışıklar içinde yatsın.
Talat Turhan: Toprağı bol olsun diyeceğim.
Erol Mütercimler: Sanıyorum ki Papa ile bunlar arasında bir ilişki var.
Talat Turhan: Tabii, tabii
Erol Mütercimler: Buyurun o zaman.
Talat Turhan: Papa II. Jean Paul 18 Nisan 1983 tarihinde Amerikan derin devletinin en önemli örgütünden biri olan Trilater Komisyon toplantısına katılarak dünya siyasisinde önemli ağırlık kazanmıştır. Bu örgütün de Trilater Komisyonuna yakın ilişkisi var.
Erol Mütercimler: Trilaterler?
Talat Turhan: Trilater komisyonu evet… Bu Amerikan derin devletini oluşturan iç örgütten söz edeceğiz. Onların en sonu. 71 yılında kurulan örgüt… Ve Papa, biliyorsunuz sırf dinle meşgul olmadığı, 83’ten itibaren Polonya’ya girmek suretiyle sosyalizmin ilk kalesini yıkmakla işe başladı. Kimle? Trilater komisyonu başkanı olan …? ve …? (8:31) Şimdi, bu zat şöyle demektedir; “I. Bin yılda Avrupa’yı ve Afrika’yı, Afrika’nın bir kısmını, II. Bin yılda Kuzey ve Güney Amerika’yı Hıristiyan yaptık. III. Bin yılda Asya, Ortadoğu, Kafkasya, Orta Asya’yı Hıristiyanlaştıracağız. Hıristiyanlaştırılacak ilk ülke Türkiye’dir.” Demek ki Hıristiyan âleminin Türkiye üzerinde böyle bir hedefi var. Uzun, erimli bir hedefi var. Bunu ben şu Savunma kitabıma da yazdım, kaynak da gösteriyorum fakat bir yankı almadı.
Erol Mütercimler: Peki efendim, Papa II. Jean Paul’un bu ifadesiyle, Mont Pelerin Cemiyeti arasında bir ilişki mi var?
Talat Turhan: Şimdi, Papa din-siyaset ilişkisi içinde siyaset ağır bastığı için bu kadar karizması yüksektir diye… Ve bu Papa Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhinde çok ağır ifadeler kullanmıştır. Kaderin cilvesine bakın ki Amerika’da Katolik üniversitesinde cübbe giyen başbakanımız Papa’nın merasimine katılacaktır. Bir yandan Türkiye’yi Hıristiyanlaştırmak isteyen bir anlayış, bir yandan Türk Silahlı Kuvvetleri’ ne çok ağır sözler sarf eden bir kişinin protokol gereği cenazesinde bulunmak…
Erol Mütercimler: Uluslar arası ilişkiler unutmayalım ki böyle bir şey..
Talat Turhan: Protokol..
Erol Mütercimler: Evet bir protokol… Bundan başka hiçbir şey değil.
Talat Turhan: Şimdi efendim…
Erol Mütercimler: Evet buyurunuz. Ben şu Mont Pelerin’i merak etmekteyim.
Talat Turhan: Şimdi, oraya gelmek için küreselleşmenin bir kere Siyonist ve Masonik bir yapısı var. Bunun da bin yıllık bir geçmişi var. Bu geçmişi algılamadan buraya gelemeyiz. 1090 yılında İsrail’de Siyon Birliği kuruluyor, 1099’da Kudüs Birliği kuruluyor, 1118’de Tapınak Şövalyeleri…
Erol Mütercimler: Onun üzerine biz çok konuştuk.
Talat Turhan: 300 Sene kaldı. Sonra 1600’lü yıllarda Gül Ve Haç Kardeşliği, sonra 1717 yılında Mason Büyük Locası kuruluyor.
Erol Mütercimler: İngiltere’de?
Talat Turhan: İngiltere’de. Ondan 10 küsur sene sonra Fransa’da Büyük Doğu Locası kuruluyor. Bundan sonra Almanya’da İlluminati diye bir loca kuruluyor. İlluminati, Amerika’ya yansıyor, Kurukafa ve Kemikler Örgütü (Skull & Bones) olarak çıkıyor. Çok önemli çünkü; Bugünkü başkanlar, Bush ailesi ve Carry bu örgütün üyesi.

Erol Mütercimler: Bu programın izleyicileri bu örgütü iyi tanıyor.
TalatTurhan: Evet, Üç …? (11:45) Alman Büyük Locası 1861’de kuruluyor. Bohemian Club diye bir örgüt var Amerika’da 1872… Bunların hepsi masonik ve Siyonist…?(11:54) Ondan sonra İngiltere’de Royal Institute Of International…? (12.02:) bir örgüt 1921’de kuruluyor, hemen bunun peşinden bir yıl sonra Amerikan derin devletinin ana örgütü olan CFR (Council On Foreign Relations). Bunların hepsi burayla ilgili olduğu için anlatıyorum. Ondan sonra Birleşik Devletler Ulusal İş Konseyi kuruluyor 1945 yılında. 47 yılda Mont Pelerin Cemiyeti kuruluyor.
Erol Mütercimler: 1947’de şu sözünü ettiğiniz, benim de takıldığım şu kitap… Hakkında kitap yazdığınız şu cemiyet kuruluyor.
Talat Turhan: Şimdi yani bunu Siyonist ve Masonik bin yıllık bir geçmişi var. Şimdi uranın insanlarına baktığınız vakit bu yapıdaki kişilerden oluşuyor.
Erol Mütercimler: Pardon efendim, şimdi bu kitabın sunuşunda diyorsunuz ki, bununla ilgili dünya da 4 tane kitap yazılmıştır.
Talat Turhan: 3 Kitap
Erol Mütercimler: 3 Kitap mı yazıldı?
Talat Turhan: Evet
Erol Mütercimler: Ve siz bu kitabı yazarken o üç kitabı kaynakça ve referans olarak kullanmadınız.
Talat Turhan: Hayır kullanmadım.
Erol Mütercimler: Bu kitap sizin kendinizin özgün çalışması,
Talat Turhan: Evet,
Erol Mütercimler: Başka kaynaklara başvurarak, başka kaynakları derleyerek yaptığınız bir çalışma. İzleyicilerle paylaşmak istiyorum onun için söylüyorum
Talat Turhan: Şimdi efendim Mont Pelerinden sonra Bilderberg kuruluyor. Bu bizi çok ilgilendiriyor,
Erol Mütercimler: Evet…. Ünlü Bilderberg
Talat Turhan: Bizim işbirlikçilerimiz burada buraya üye, bunun arkasında CIA var.
Erol Mütercimler: Evet, bu örgütlerin büyük bir bölümünün arkasında var
Talat Turhan: Bunların açığa çıkan yüzü Davos’ta Dünya Ekonomik Formunda görüyor yılından yapılanmanın açığa çıkan yüzü, pazara çıktığı bir yer Davos. Ondan sonra yine Amerikan derin devletinin, Trilaterai Komisyonu 1973’de kuruluyor ve nihayet Avrupa yuvarlak masası kuruluyor. Bu masanın kurulmasında öneri Mont Pelerin cemiyeti kurulması geliyor.
Erol Mütercimler: Peki o zaman bu Mont Pelerin Cemiyeti ne şimdi onu söyler misiniz? Çünkü unutmayınız bu programın ucu açık bir program değil süresi kısa bir program.
Talat Turhan: Tamam, şimdi efendim Mont Pelerin cemiyeti, biraz evvel konuştuğumuz gibi 1947 yılında kurulmuş. Kurulma tarihi ilginç, soğuk savaşın hemen peşinde. Sovyet Komünizmi ve sosyalizmini dağıtmaya oradaki ilkeler yerine Kapitalizmi yeni kavramlarla güçlendirmeyi amaçlayan bir örgüt. Tamamen Akademisyenlerden oluşan bir örgüt. İsmini isviçre’nin Montreux’a yakın bir dağ kasabasından alıyor, çünkü ilk toplantısını orada yaptığı için. Şimdi kitaba baktığınız vakit, kitapta bunun bir örgüt olduğunu kesin olarak
görüyorsunuz. Çünkü bir yürütme kurumu, ismen veriyorum. Şunu da söyleyeyim bu kitap müşterek hazırlanmış bir kitaptır. Mehmet Eymen’le birlikte müşterek yazılmış bir kitaptır.
Erol Mütercimler: Evet, Mehmet Eymen’le birlikte.
Talat Turhan: Ondan sonra başkanları ismen veriyorum. Sonra hangi tarihte nerede toplanmışlar onları veriyorum. Çok sistematik çalışan bir örgüt. Şimdi ne yapıyor bu örgüt?
Talat Turhan: Şimdi çok arzu ederdim ki Mont Pelerin kitabını bir akademisyen yazsın. 1947 yılından günümüze kadar ne bu konusda bir kitap ya da makale yazılıyor. İlginçtir dünyada da yazılmamış.
Erol Mütercimler: Enteresan, öyle diyorsununuz evet.
Talat Turhan: Hayır oradaki kaynak kitaplara bakıyorum 2002/2003 yıllarında yazılmış, dünyada uyumuş. Ya bu örgüt Amerika kökenli değil Avrupa kökenli bir örgüt. Sessiz ve derinden gitmiş bir örgüt. Ne yapmak istemişler? Mont Pelerin cemiyeti adını İsviçre’nin Cenevre gölü yöresinde Vevey’in kuzeyinde küçük bir dağ kasabasından alır. İkinci dünya savaşından sonra orta ve doğu Avrupa da birçok sosyalist devletin oluşmasıyla birlikte batı medeniyetinin birçok değerlerinin reik altına girdiği savını güden çoğunlukla iktisatçıların oluşturduğu 36 kişilik bir grup bu kasabada toplanıp cemiyeti kurmuşlardır. 10 Nisan 1947 de kurulan ilk cemiyetin başkanı Prof. Friedrich von Hayek
Erol Mütercimler: Evet, biz von Hayek’i liberal görüşleriyle tanıyoruz.
Talat Turhan: Kuruluş bildirgesinde daha ilk maddesinin ilk satırında “Medeniyetin temel direği tehlikededir, hukuk ve adalet dünya üzerinden silinmiş, haysiyetin temel ilkeleri ve insan hakları kaybolmuş” diyerek, sosyalizme karşı kin ve nefretini alenen ilan eden cemiyet özel mülkiyete rekabet pazarına inanan devletin egemenliğine ve sosyalist gelişime karşı azınlıkların ayrıcalıklarını ayrıcalıklarını savunan, insan inancı yaymayı ve düşünce ifade özgürlüklerini savunan insanları bir araya getirerek ve birbiriyle bağlantılandırmak için yeryüzünde hazırlık niteliğinde bir tarama yaparak onlarla çalışmayı yürütme kararı almışlardır”. Önceleri Liberal Ortodoks bir yapılanma içine giren cemiyet zamanla Anglo-Sakson değerlerin ve küresel Egemenliğin planlama merkezi durumuna gelmiştir. Bu çalışmalarla dünyanın çeşitli ülkelerinde 60’dan fazla toplantıyla sürdürüştür. Şimdi şurada bir giriş yapmak istiyorum, Atatürk’ün özellikle devletçilik ilkesi başta olmak
üzere bu cemiyet bu ülkeyi tahribe yönelik tüm kararları almıştır. Bugün dünyaya mazlum uluslara dayatılan kapitalist değerleri kuramlaştırmıştır, bunu ifade etmek isterim.
Erol Mütercimler: Efendim, neden bizim böyle bir korkumuz var yani, araya girmek istemiyorum ama niye hep biz böyle şeyden korkarız, işte bizim ülkemize dönük böyle kararlar alınıyor, işte bizi parçalayacaklar, bizi yıkacaklar gibi….
Talat Turhan: Hayır bize yönelik değil. Tüm devletçilerin ortadan kaldırılması için kamuoyu oluşturuyorlar ve
Erol Mütercimler: Bu yalnızca ekonomik anlamda devletçiliği ortadan kaldırma
Talat Turhan: Ekonomik anlamda devletçiliği ortadan kaldırma anlayışı
Erol Mütercimler: Peki tamam
Talat Turhan: Cemiyetin ilk kurucusu olan 1974 yılında Nobel ödülü alan Avusturya kökenli İngiliz iktisatçı Von Hayek Amerika’da ve İngiltere’de sosyalizmle doğru olan Kölelik yolu adlı kitabıyla tanınır.
Erol Mütercimler: Kölelik yolu!
Talat Turhan: Kölelik yolu. O onun özetini kitaba koymuş bulunuyorum. Daha buna benzer kitapları var bunları geçiyorum. Bu zat von Hayek, Margaret Teacher politikalarına yön veren
Erol Mütercimler: Eski İngiltere Başbakanı Margaret Teacher
Talat Turhan: Meşhur, meşhur o Neo Liberal politikalarına akıl hocalığı yapmış bir kişidir.
Erol Mütercimler: Peki Liberal Ekonomi kuralları ve Liberal Ekonominin getirilen bu kadar kötümü yada bizim türü ülkeler için çok mu olumsuz nitelikler taşır ki biz olumsuz bakıyoruz.
Talat Turhan: Şimdi, biraz sonra bunla ilgili Liberal düşünce derneği ve onun destek verdiği sonuçlardan
Erol Mütercimler: Türkiye Liberal düşünce derneği
Talat Turhan: Türkiye’de ki Liberal düşünce derneği ondan bahsedeceğim. O zaman Türkiye’nin benim kanıma göre Türkiye’nin aleyhine birçok faaliyeti dışardan finanse ediyorlar. Bu cemiyet burada başrol oynuyor.
Erol Mütercimler: Yani şöyle bir şey de var mı efendim, peki ayrılıkçılığı talep eden işte PKK örgütünde finanse mi ediyor.
Talat Turhan: Yok
Erol Mütercimler: Yoksa onu etmiyor.
Talat Turhan: PKK örgütünü kimin finanse ettiğini artık herkes biliyor.
Erol Mütercimler: Bunların onlarla bir ilgisi yok.
Talat Turhan: Evet, PKK örgütü
Erol Mütercimler: Peki daha çok sivil toplu örgütlerini mi finanse ediyorlar?
Talat Turhan: Evet, daha çok sivil toplum örgütlerini finanse ediyorlar, 70 tane projeye maddi destek veriyorlar.
Erol Mütercimler: peki efendim, sivil toplum örgütlerinin varlığı çok mu tehlikeli ki, ya da çok mu kötü ki, olumsuz bakıyoruz biz.
Talat Turhan: Parayı veren düdüğü çalar kuralı her zaman geçerlidir. Eğer bir örgüt bir yerden para alıyorsa, onun söylediklerini yapmak zorundadır.
Erol Mütercimler: Neden yani, Ulusalcı davranamazlar mı? Buradaki sivil toplum örgütleri?
Talat Turhan: Hayır davranamazlar.
Erol Mütercimler: Yani Mont Pelerinden para alıp ille Mont Pelerinin düdüğünü mü çalmak zorundalar?
Talat Turhan: Hayır. Şimdi şöyle söyleyeyim. Somut olguya baktığımız vakit önümüzde neo-liberal olarak kurulan kişiler Türkiye den çok fikir tabanında Emperyalist mihraklara hizmet ediyorlar.
Erol Mütercimler: Fikir tabanında
Talat Turhan: Fikir tabanında, örgüt tabanında da, dışarıdan destek alıyorlar. Bu oluşum Türkiye’nin ulusal devlet yapısına aykırı görüyorum.
Erol Mütercimler: Ulusal devlet yapısına aykırı görüyorsunuz.
Erol Mütercimler: Evet, ama peki o zaman efendim, halk denilen bir gerçek var bu ülkede, siyasal partiler denilen bir gerçek var, peki bütün bunlar bu söylediğiniz oyunu bozamazlar mı?
Talat Turhan: Siyasi Partiler, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Şimdi belki siyasi partiler bir kenara atıldı, dışarıdan destek alan sivil toplum örgütleri, demokrasinin bir parçasıymış gibi değil de öne çıkarılan bir bölümüymüş gibi gösterilmek suretiyle
Erol Mütercimler: Ama şimdi siz de altını çizdiniz, aynı şeyi söyleyecektim çok yaşayınız. Ama sivil toplumlar dediğimiz örgütler 21. yy en önemli örgütleridir, en önemli kuruluşudur ve siyasal partilerin önündedir diye söz ediyoruz hatamı yapıyoruz?
Talat Turhan: Önüne konuluyor diyorum, dış mihraklar tarafından. Kim o dış mihraklar, üç örgüt. Üç örgütü en ince ayrıntısına kadar tanımadan Türkiye kendi doğrularını bulamaz.
Erol Mütercimler: Bir daha söyleyiniz o üç örgütü
Talat Turhan: Commision Foreign Relations
Erol Mütercimler: CFR dediğimiz örgüt yani CFR
Talat Turhan: Bilderberg örgütü
Erol Mütercimler: Bilderberg ünlü biliyoruz
Talat Turhan: Trilateral Comission
Erol Mütercimler: Trilateral Comission
Talat Turhan: Bütün bu Amerikan derin devletini bu örgüt idare ediyor. Kararlar buradan alınıyor ve bu kararlar kişi bazında baktığımız vakit, ilke bazında baktığımız vakit, masonik ve Siyonist amaç güden bir doğrultudadır.
Erol Mütercimler: Bunu üzerinde çok durulur ama ne bileyim efendim bana bir tuhaf geliyor bu masonik ve Siyonist yapılanma, örgütlenme. Bana sanki abartılan bir şeymiş gibi geliyor. Bu çok önemseniyormuş gibi geliyor. Ama madem bu tür çalışmalar yapıyorsunuz, çok daha ciddi işer üzerinde duruyorsunuz. Yeniden oralara dönüş bir tuhaf geliyor bana. Neyse Mont pelerin örgütünün (bağışlayın) bu kitabınızı okuduğum zamanda şuna baktım özellikle hukukla ilgili alanlarda sponsorluk yaptıklarını gördüm. Ekonomi ve Hukukla ilgili.
Talat Turhan: Evet, evet…
Erol Mütercimler: Peki ekonomiyi anlıyorum, Hukukla ilgili alanlarda örneğin Üniversitelerde, kürsülerde bu tür destekleri var. Sîz oradan ne sonuç çıkarıyorsunuz efendim?
Talat Turhan: Yani şimdi….
Erol Mütercimler: Niye Hukukla ilgili alanlarda var?
Talat Turhan: Kitabımda, şu iki kitabımda, şu iki kitabımda
Erol Mütercimler: hem Küresel Çete evet, hem Mont Pelerin
Talat Turhan: Üç Üniversite ortaya çıkıyor. Açıkça ortaya çıkıyor.
Bir, Bilgi üniversitesi
İki, Sabancı Üniversitesi
Üç, Boğaziçi Üniversitesi
Erol Mütercimler: Ama son derece doğal Üniversitelerin sponsor’iuk almaları çünkü almazsa yaşayamaz ki. Yani Bunun arkasında ne aramak gerekiyor? Hadi Bilgiyle Sabancı diyelim daha çocuk yaşta bebek yaştalar ama Boğaziçi de köklü de bir Üniversite.

Talat Turhan: Şimdi köklü Üniversite oldukları için, özel Üniversite oldukları için, hem Sabancı’nın parası var, dışardan para alarak yeni projeler üretmesine gerek yok. Hem Boğaziçi Üniversitesinin parası var..
Erol Mütercimler: Ama çok pahalı üç Üniversite o paraları almak zorundalar diye düşünüyorum.
Talat Turhan: Siz öyle düşünüyorsunuz ben o fikirde değilim.
Erol Mütercimler: Peki efendim, peki
Talat Turhan: Ben bunu yazdım
Erol Mütercimler: Yazdınız.. Peki, o zaman başka bir şey sorayım size madem sizi yakalamışken. Şunu bizle paylaşan bir yazar olarak, bir araştırıcı kişi olarak. Hep kafama takılmıştır, peki bu üniversitelerde bu ülkenin çocukları okuyor. Başka bir yere gitmiyor ki bizim çocuklarımız yetişiyor buradan ve bu paraların alınmasında ne sakınca var? Benim çözemediğim ne var burada onu söyler misiniz bana?
Talat Turhan: Ben, ben size şuarada bir kitabım var, şurada bir kitabım var.
Erol Mütercimler: hangisi o? İzleyicilerle paylaşayım siz söyleyin bana.
Talat Turhan: “Mehmet Eymür”. Diye bir kitabım var. Orada 1989
Erol Mütercimler: Sorun Yayınlarından çıkmış, 4. baskı. Evet…
Talat Turhan: 1989 yılında Avustralya’da, Avusturya da pardon, büyük mason localarının toplantısında alınmış olunan kararlar var. Kararlardan bir tanesi GAP biraderlerimiz olacaktır. Ben bu ülkenin evladı olarak GAP’ı biraderlere kaptırmak istemiyorum. İki, gençler gözaltına alın diyor, uygun kişileri seçin ve finanse edin diyor. Şimdi yani bu, bu somut olguda bu. Baktığım vakit gençler seçiliyor, finanse ediliyor, dışarı getiriliyor, beyni yıkanıyor, buraya gittiği gibi de gelmiyor.
Erol Mütercimler: Efendim, o kaybedecekse kendini burada da kaybeder.
Talat Turhan: O ayrı mesele, şimdi izin verirseniz ben şimdi 1898 tarihli bir amerikan senatörünün bir demecine yer vermek istiyorum.
Erol Mütercimler: Buyurun efendim,
Talat Turhan: “Amerika Cumhuriyeti tarihin en üstün ırkının kurduğu bir Cumhuriyettir. Tanrı tarafından yönlendirilen bir devlettir. Bu cumhuriyetin liderleri de yalnızca devlet adamı değil aynı zamanda Tanrının da peygamberleridir”. Yüz sene sonra Bush diye bir adam çıkıyor, ben Peygamberim diyor ve bu adam evanjelist (evangelist) yani, Hıristiyanlığın Protestan mezhebinin evanjelist tarikatına mensup. Fanatik bir evanjelist bir adam.
Erol Mütercimler: Evet, Amerikan halkını ilgilendirmez mi o konu?
Talat Turhan: Bir Dakka efendim, dünyayı ilgilendiriyor. Çünkü dünyayla ilgili kararlar alınıyor. Oradan yönetiliyor dünya. Şimdi bu adamın tarikatı evanjelist tarikatı, kitapta yazıyorum, bu kitapta yazıyorum. Evanjelist tarikatı, Yahudiliğe en yakın tarikat. Yani Hıristiyanla yahudiyi birleştiren bir tarikat. Zaten Amerika kurulduğundan beri Masonik bir cumhuriyet. Amerikan başkanları o günden bu yana, hep Masonlar tarafından yönetiliyor.
Erol Mütercimler: Olsun ne sakıncası var o onların iç, onlarla ilgili bir şey.
Talat Turhan: Hayır,
Erol Mütercimler: Sonuçta Mason cemaati dediğiniz şey dernek değimli, cemiyet değimli?
Talat Turhan: Hayır
Erol Mütercimler: yani Kanarya Sevenler derneği gibi kendi yardımlaşma derneği
Talat Turhan: Hayır efendim öyle değil,
Erol Mütercimler: Öyle değimli?
Talat Turhan: Bin senelik Masonik bir geçmiş var. Bu bin senelik Masonik geçmiş içersinde Evanjelistler 6 karar almışlar. Altı kararı uyguluyorlar. Şimdi aslında, alında Amerika’ya, Amerika’ya büyük İsrail diyebiliriz, İsrail’e küçük Amerika diyebiliriz. Bizim küçük Amerikacılar avuçlarının altındalar. Ne oldu? O kararların içinde bir tanesi, vaat edilmiş toprakların ele geçirilmesi. Fırat, Dicle de giriyor bunun içersine, yani GAP’ta giriyor. Aslında biz Amerika Irak’ı işgal etmek suretiyle Yahudilere hizmet ediyor. Yahudilerin üçüncü ilkesi olan, vaat edilmiş toprakları ele geçiriyor. Daha ileri aşamada Büyük Ortadoğu Projesiyle tamamen Tevrat’ta ki, uzun erimli amacı
gerçekleşecek. Bu bize ziyan olmaz mı? Bu ülkenin parçalanması dediğimiz olay bu. Ve de şu kitabımda yazıyorum, Tevrat’dan alarak, “Yeşu” Bap-1 “Hudutlarımız Hititlerin diyarına, büyük ırmağa (Fırat ırmağına) kadar uzanacaktır “diyor. Yani şimdi, Amerika’ysa Evanjelist tarikatının Amerika’yla bu kadar sıkı bağı varsa ve İsrail adına çalışıyorsa bunu Amerika’daki yönetim o zaman bu benim ulusal çıkarlarıma ters gelir, ben bir yurt sever olarak buna karşı çıkarım.
Erol Mütercimler: Peki efendim, Allah size uzun ömür versin karşı çıkmaya devam edin sağlıkla.
Talat Turhan: Sağ olun, sağ olun
Erol Mütercimler: Evet, şimdi Mont Pelerin dediğimiz bu örgüt, programı kapatırken son olarak ta, çok böyle özet olarak ta Mont Pelerinin yanıtını, bana çok böyle özet olarak böyle bir dakika içersinde vermenizi rica edeceğim.
Talat Turhan: Vereceğim efendim, bir Dakka içersinde vereceğim.
Erol Mütercimler: Bana ne dersiniz, bu nasıl bir örgüt? Siz buna hem küresel sermayenin beyni diyorsunuz ama daha veciz sizin tanımladığınız ne var. Bizde kalması gereken.
Talat Turhan: Şimdi efendim bu şeyin örgütün şu andaki lideri, Victoria Curzon – Price bunun bu örgüt hakkındaki görüşlerini söylüyorum
Erol Mütercimler: Onunla da kapatalım.
Talat Turhan: Dünya da buraya gidiyor.
Erol Mütercimler: Peki,
Talat Turhan: Çok uluslu şirketler egemenliği bugün Dünya da var. Devlet falan yok!
Erol Mütercimler: Evet,
Talat Turhan: Ne diyor Price; “ok uluslu şirketlerin ortaya çıkması ve sembol ekonomisinin Dünya pazarı için belirleyici etken duruma gelmesinden sonra artık ekonomik süper güç diye bir şey kalmamıştır. Bir ülke ne kadar büyük, güçlü ve verimli olursa olsun Dünya pazarındaki konumu için başkalarıyla rekabet içindedir. Bu liberalizmin zaferidir. Tek başına hiçbir ülke teknolojide, yönetimde, araştırma ve geliştirmede, reformsal süreçlerde, girişimde, rekabet öncülüğü uzun süre koruyamayacaktır. Fakat uluslar ötesi bir şirket, dikkat buyurun uluslar ötesi bir şirket, Dünya onların eline geçiyor. Hangi ülkenin yada hangi ülkeler birliğinin o süreçte öncü olduğu fazla önemli
değildir. Bu tür bir şirket artık bütün ülkelerde iş yapabilir, bütün ülkelerde kendini rahat hissedebilir, von Hayek ten bugüne gerçekten en büyük düş budur”.
Erol Mütercimler: Evet, teşekkür ederim, son derece net
Talat Turhan: Ben şimdi başta yapmadığım görevimi yapacağım izin verirseniz. Tüm izleyicilerime, Sevgi ve Saygılarımı sunuyorum.
Erol Mütercimler: Çok Sağ olun efendim, çok zarifsiniz.

Etiketler
BENZER YAZILAR
Talat Turhan
Türkiye

1924 Yılında Elazığ’da doğdu. O tarihte babası Elazığ Müdde-i Umumisi (Savcı) idi. Baba tarafı Rize ilinin Çayeli ilçesinin tanınmış ailelilerinden (Şerifoğulları)’na mensuptur. Anne tarafı Elazığ Harput’un tanınmış ailelerinden (Efendigiller) ‘dendir.....

anlaşmalı boşanma

anlaşmalı boşanma