4
Kitaplarım

Kontrgerilla Cumhuriyeti-1

Kontrgerilla Cumhuriyeti-1
İkinci Basım NİSAN 1995

Tümzamanlar Yayıncılık

ÖNSÖZ

Soğuk savaş bitti.

Yaşanan olayın ‘’Üçüncü Dünya Savaşının sonu’’ diye niteleyenler var.

Batı ile Doğu bloklarının arasındaki duvarlar yıkıldı; nükleeer çatışma korkusu aşıldı; Sovyetler Birliği artık yok.

SSCB dağıldı.

Komünist partilerin tekelleri, yerini çok partili siyasal rejimlere bıraktı. Moskova ve Washington tam bir işbirliği içindedir. Soğuk Savaşı kazanan ABD oldu.

‘’Yeni Dünya Düzeni’’ kuruluyor.

Nedir bu düzen?

Tartışılıyor.

‘’Zenginler kulübü’’ yeni düzenin kurucusudur ve egemenidir. Doruklardan gelen ideolojik esintiye göre ABD’nin liderliğinde ‘’Küresel bir sistem’’ söz konusudur. Sistemin iki ayağı var; Birincisi serbest piyasa ekonomisi, İkincisi demokrasi. Artık insan hakları ve temel özgürlüklere dayanan bir dünya görüşü gezegenimize egemen olacak. Ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar Birleşmiş Milletler kapsamında barışçı yollarla çözümlenecek. Silahlanmaya paydos boruları çalıyor. İnsanlık, uygarlığın ortak paydalarında buluşacak, ortak değerlerini paylaşacak.

Düzenin bir yüzü bu!

Ya öteki yüzü?

Öteki yüzü, çarpıcı biçimde ortaya çıkıyor; ‘’Zengin Kuzey’’ ile ‘’Yoksul Güney’’ çelişkisinin derinliğinden kaynaklanıyordu. Öyle görünüyor ki savaş, iç savaş, darbe ayaklanması, dikta, terör gibi yöntemleri ‘’Zenginler Kulübü’’ yoksullara bırakmaktadır. Evet, serbest piyasa ekonomisi olacak ama, yeryüzündeki stratejik maddelerin denetimini ve fiyatını, yeryüzünü ahtapot gibi saran tekeller saptayacak. Petrol kaynakları neredeyse Amerika da oradadır. Suudi Arabistan’dadır, Kuveyt’tedir, Türkiye’nin Güneydoğusundadır, küresel serbest piyasa ekonomisinin egemenleri, ülkenin sınırlarını pas pas gibi çiğneyen uluslararası tekeldir. Bilimsel teknolojik Devrimin olağanüstü gücüne de seferber eden kapitalizm, gezegenimizde yaşayan 4 Milyar yoksulun üstüne yeni düzeni çuk oturtmaya çabalamaktadır.

Peki, yeni düzen yerli yerine oturacak mı?

Türkiye gibi, jeopolitik açıdan iki arada bir derede yaşayan toplumlar için ‘’İkiyüzlü yeni düzenin’’ Anadolu’ya taşıyacağı olasılıklar nelerdir?  Kafkasya kaynıyor; Balkanlar fokurduyor. Ortadoğu gezegenimizin en sıcak bölgesidir,  ‘’ilan edilmiş yada edilmemiş savaşlar’’ sürüyor, Anadolu’nun Güneydoğu bölgesinde ‘’Olağanüstü Hal’’ geçerlidir. Büyük kentlerde terör yaşamın bir parçasına dönüşüyor. Silah seslerinin kulağımızın dibinde yoğunlaştığı bu dönemde, çok partili rejim evrensel demokrasinin gerçeklerini içeren sürekli bir hayat biçimine dönüşebilecek mi?

Soru ve sorun bu noktada yoğunlaşıyor.

Demokrasi açıklık rejimidir, siyasal düzen saydamlaştıkça temel özgürlükler ve haklar hayata geçirilebilir. Karanlıklarda, kuytularda, gölgelerde kalan gizli güç odakları; demokrasiler için her zaman tehdit odakları oluştururlar.

Hele devlet için devlet çekirdeği taşımak eğilimi gösteren örgütler gün ışığına çıkarılıp irdelemeden; ‘’Demokrasiye geçtik’’ diyeneyiz. Yeryüzünün en sıcak bölgelerinde, Amerika’nın elinin altındaki bir ülkede aydınların birinci görevlerinden biri de; ‘’Devlet içindeki devlet’’in ‘’Teşrih’’ini yapmaktır. Çarpıcı örnekleriyle soralım: Yunanistan’da Cunta Generalleri yargılanabiliyor. İtalya’da NATO’nun gizli örgütü Gladio’nun ipliğini pazara çıkarabiliyor. Türkiye’de herşey neden gizli kapaklı? Geçmişte yaşananların üzerine örülen karanlık şal kaldırılmadan, geleceğimizi aydınlık görme olanakları ne ölçüde geçerlidir.

Talat Turhan uzun bir süreden beri çok yakın geçmişin olayları üzerinden bu karanlık şalı kaldırmaya çalışıyor.

Belgeli, örnekli, şemalı, planlı, olaylı, tarihli, somut kanıtlarla süregelen bu çabanın çok satışlı gazetelerimizde gerekli yankıları yarattığı söylenemez. Türk basını, olayların üstüne gitme cesaretini yeterince gösteremiyor; Batı’da olsa bu konular hallaç pamuğu gibi atılır, gazeteler ve gazeteciler tarafından didik didik edilirdi.

Türkiye’de sis perdelerinin yarattığı karanlığın üstüne gidilmeden, evrensel demokrasinin güvencelerini sağlamak, düşsel bir özlem gibi kalacaktır. Dilerim ki Talat Turhan’ın kitapları, yalnız bugünün tarihini yazacak olanlarla birer kaynak niteliğinde kalmasın. Güncel Türkiye’de demokrasinin kurulması için gerekli çabayı göstermek isteyenlerin itici gücünü de oluştursun.

İlhan Selçuk

 

Etiketler
BENZER YAZILAR
SARMAŞIK

1 Haziran 2017

DİRENİŞ

1 Haziran 2017

Derin Devletin Peşinde

1 Haziran 2017

Talat Turhan
Türkiye

1924 Yılında Elazığ’da doğdu. O tarihte babası Elazığ Müdde-i Umumisi (Savcı) idi. Baba tarafı Rize ilinin Çayeli ilçesinin tanınmış ailelilerinden (Şerifoğulları)’na mensuptur. Anne tarafı Elazığ Harput’un tanınmış ailelerinden (Efendigiller) ‘dendir.....