Kontrgerilla’yı kulağından tutmak / Tunca Aralan
Kontrgerilla’yı kulağından tutmak
Tunca Aralan
Türkiye, “Kontrgerilla var mıdır, yok mudur?” tartışmasını geride bırakalı yıllar oldu. Aslında bu başlık altında yürütülmeye çalışılan tartışmanın ölü doğum yaptığını da söyleyebiliriz. Çünkü bu karanlık örgüt adlarıyla, sanlarıyla, eylemleriyle, örgütlenme şemalarıyla, merkeziyle CIA bağlantılarıyla, provokasyonlarıyla, işkenceleriyle halkın önüne getirildi. Ülkemiz devrimcileri Kontrgerilla’nın ipliğini pazara çıkardılar. Kontrgerillacılar, kulaklarından tutularak teşhir edildiler. Bunun karşısına ise, bizzat Kontrgerilla tarafından hedef seçilen devlet adamlarının, basının bir kısmının da içinde olduğu tek sesli devlet korosu çıkarıldı. Bu koronun görevi ise, “var mıdır, yok mudur?” tartışması yürütmek, yalan söylemek. Bu açıdan, Kontrgerilla’nın varlığını yadsımak ile varlığı hakkında kuşkular üretmek çok farklı yerlere varmıyor. Tüm dünya, geçtiğimiz yıl İtalya’da patlak veren “Gladio” olayıyla sarsıldı. Bütün kapıları ABD/CIA merkezine açılan, NATO’ya bağlı gizli örgütün, kanser hücreleri gibi hemen tüm Avrupa ülkelerinde faaliyet gösterdiği ve pek çok büyük boyutlu terör eylemini tezgahladığı açığa çıktı. Komünizme karşı ABD çıkarlarına uygun olarak “gayri nizami harp” yürütmek üzere oluşturulan “Karanlık Güç” gün ışığında boğulmaya başlandı. Ülkemizde ise, Genelkurmay ST 31–15 simgeli Gayri Nizami Kuvvetlere Karşı Hareket Talimnamesi, Madde:9’da belirtildiği gibi, “Bir gayri nizami kuvvetin yer altı unsurları, kaide olarak kanuni statüye sahip değildir” diyerek hareket eden “devletin çelik çekirdeği”nin üzerindeki örtü, bizzat devlet tarafından sağlamlaştırıldı. Kontrgerilla eylemlerine “kanuni statüye sahip olmaksızın” devam edildi.
Ülkemizde, Kontrgerilla’ya önemli darbeler vurmuş, zayıflatmış, yurtsever devrimci cephe de önemli işler başarıyor. Talat Turhan da yıllarını Kontrgerilla’yla mücadeleye vermiş, bir Kontrgerilla uzmanı.
Kurmay Yarbay iken 1964 yılında emekliye sevk edilen, 27 Mayıs ve onu izleyen süreçte bir dizi önemli olayın içinde yer alan Turhan, Genç Kemalistler Davası (1963–1966) ve Bomba Davası (1972–1975) gibi siyasal davalarda baş sanık olarak tutuklandı ve yargılandı. Okurların, geçtiğimiz yıllarda yayımlanan Bomba Davası Savunma 1, Bomba Davası Savunma 2, Doruk Operasyonu gibi kitaplarından tanıyacakları Talat Turhan, elimizdeki kitabı Özel Savaş, Terör ve Kontrgerilla’yla da, kangren olmuş Kontrgerilla’ya yeni bir neşter atıyor, kökünün kazınması için yeni bir çağrıda bulunuyor. ABD eski Adalet Bakanı Ramsey Clark’ın, kurduğu mahkemede ABD Yönetimini yargılarken, bizim ABD’nin dümen suyunda kalamayacağımızı vurgulayan yazar, eski Genelkurmay Başkanı Cemal Tural’ın Dev-Kurt planından, eski CIA Başkanı William Colby’nin açıklamalarına, 12 Mart’tan bu yana gelen sayısız provokasyona kadar geniş bir yelpazede, Kontrgerilla’ya yeni vuruşlar yöneltiyor. “Gladio türü örgütlenmeleri, tüm NATO devletleri kapsamında yadsıyan basın yayın organları, politikacılar, bürokrasinin sivil ve asker kanadının yetkili kişileri ya cahil ya da haindirler. Hain olanlar bu yer altı örgütlerinin yasadışı kullanıldıklarını bildikleri halde kişisel çıkarlarım düşünmektedirler. Susanlar ise bu suça dolaylı olarak katılmaktadırlar” diyor Turhan.
İlhan Selçuk da kitaba dünya ve Türkiye’deki gelişmeleri öğretici bir biçimde özetleyen bir önsöz yazmış.
“Gladio, Kontrgerilla, Dev-Kurt ve Ötesi/Bölüm İçi Ek: Türk Gladio’su Özel Harp Dairesi’dir.”, “Gladio Tartışmasının Türkiye Boyutu”, “Karanlıktan Aydınlığa”, “Gizli NATO Örgütü ve Terör”, “Kontrgerilla Gerçeği”, “Politik İstikrar Harekâtı”, gibi bölümlerden oluşan kitabın okunmasını, okutulmasını öneriyoruz. “Mırın kırın” edenlere aldırmadan, kulağından tutarak “İşte Kontrgerilla” diyor yazar.