1
1
Kitaplarım

Küresel Çete-2

Küresel Çete-2
Birinci Basım ŞUBAT 2005,
İkinci Basım NİSAN 2006
İLERİ YAYINLARI

ÖNSÖZ

Bu kitabım 1999 yılında basılmış olan ve tek baskı yapan “Çeteleşme” isimli çalışmamın devamıdır.

Aslında 1999 yılındaki çalışmama ilk olarak “Küresel Çeteleşme” ismini koymuştum. Ancak o tarihte çalışmamın kapsamıyla karşılaştırıldığında bu ismin çok iddialı olacağını düşündüm ve kitabı “Çeteleşme” ismiyle basıma verdim.

     “Çeteleşme” kitabında ele aldığım pek çok konuyu ve gizli örgütü daha sonra pek çok kişi mercek altına aldı. Konuyu derinleştirdiler, genişlettiler ve Türk kamuoyuna mal ettiler. Bu çalışmaları yürüten herkese teşekkür borçluyuz.

Ben de çalışmalarımı durmaksızın, “Küresel Çete” hakkında bir kitap yazmak tutkusu içinde devam ettirdim.

Bu kitabın ilk bölümü de böyle bir çalışmanın ürünüdür.

Kitabın ilk bölümünde “Küresel Çete”nin detaylı bir çözümlemesine girdiğimi düşünüyorum. Özellikle ABD’de ve Avrupa’da bugüne kadar fazla bilinmeyen “Küresel Elitlerin” ve “Karar vericilerin” gizli örgütlerini ilk kez ele aldım. Bush ve Neo-Con’ların tümünün üye olduğu sapık ve savaşçı nitelikli gizli örgütlerin bugün tüm dünyanın yaşadığı kaos ortamındaki sorumluluğunu açığa çıkarmaya çalıştım.

     “Küresel Çete”, adı üstünde bir ahtapot gibi kollarıyla tüm dünyayı sarmıştır. Bu ahtapotun kolları ezilen dünyayı kendi işbirlikçileri ve alt düzeyden Çete’ye dahil edilenlerle sarmakta ve kanını emmektedir.

Kitabımda sadece “Küresel Çete”nin “Elitlerinin içinde yer aldığı gizli çekirdek örgütleri ele almadım. “Aysberg”in ya da “Küresel Piramit’in görünen yüzündeki örgütlenmesini de çözümlemeye çalıştım. Türkiye’de de “Küresel Çete” örgütlenmektedir. Bu çetenin Türkiye’deki izlerini sürmeye çalıştım.

Atatürkçü Düşünce Kulüpleri Federasyonu’nun 3 Mayıs 2000 tarihinde İstanbul Üniversitesi’nde düzenlemiş olduğu konferansta “Derin Devletin Tarihçesi” isimli bir sunum yapmıştım. Daha sonra bu sunum İleri Dergisi’nin birinci sayısında genişletilerek bir makaleye dönüştürüldü. Bu makale internette pek çok sitede kaynak olarak yer almaktadır. Bu kitabıma da ikinci bölüm olarak bu “Derin Devletin Tarihçesi” makalesini aldık. Ancak bu makaleye çeşitli katkılarda bulundum. Özellikle ABD’nin çirkin yüzünün Irak’ta tamamen açığa çıkması, Afganistan ve Irak halkına yönelik katliamlar, Ebu Garip Cezaevi’nde Iraklı tutsaklara ve yurtseverlere yapılan işkenceler, yıllar önce kamuoyunun dikkatini çektiğim ABD’nin “İşkence ve Özel Savaş Okulları”na tekrar değinmeme neden oldu.

İktisat Dergisi’nde Şubat 1991’de yayınlanan “Emperyalizmin Örgütleri” isimli makaleyi tekrar bu çalışmama aldım. Bu makalem aynı zaman­da “Devrimci Bir Kurmay Subay’ın Etkinlikleri–2” isimli kitabımda da yer almıştır. Bugün tüm dünyada ABD’nin “insan hakları emperyalizmi”nin yöntemleri ve bu yöntemlerin temel aracı olan ABD ve CIA kontrolündeki “sivil toplum örgütleri” ya da “sivil örümcek ağı” tartışılmaktadır. Bu konunun Soğuk Savaş’tan günümüze olan köklerini incelediği için bu makaleyi de kitabıma almaya karar verdim.

ABD derin devletinin iç yüzünün daha iyi anlaşılabilmesi için İleri Yayınları’ndan çıkan “11 Eylül: Baskın” kitabımın giriş bölümünü bu çalışmama da aldım. “Çeteleşme” kitabımın “Küresel Çete”nin bir ön analizi niteliği taşıyan iki bölümü kitabımın 5. ve 6. kısmını oluşturmaktadır.

1963’te Genç Kemalistler Ordusu’ndan yargılandım. Bu dava sonucunda Askeri Ceza Kanunu’nun 148. maddesine göre Orduda siyaset yapmaktan 4 ay ceza aldım. Bizler, Türkiye’deki gelişmeleri ve bugün karşı karşıya olduğumuz tehlikeleri o günlerden görüp, Kuvayı Milliye ruhuyla mücadele eden genç subaylardık. Benim ve arkadaşlarımın şahsında Kemalist olmak ve Atatürkçü fikirleri savunmak, “orduda siyaset yapmak” adı altında mahkum edilmiştir. Bu, kanımca Türkiye Cumhuriyeti’nin ABD tarafından sömürgeleştirilmesi tarihinin acı bir dönüm noktasıdır.

O yıllarda bizim söylediklerimiz, bugün açıkça Türk kamuoyuna mal olmuş durumdadır. En son olarak Küresel Çete’nin kilit örgütü CFR’nin de üyesi olan ABD Savunma Bakanlığı’nın üçüncü ismi Douglas Feith ABD’den Türkiye’yi ve Türk milletini uyardı. Türkiye’de halk arasında artan “ABD düşmanlığının müttefik ilişkilerini devam ettirilemez noktaya getirecek kadar tehlikeli boyutlara tırmandığını” duyurdu.

Bu tür bir açıklamayı ben ancak “idiot ve embesilce” bulurum. Bir milletin saldırgan ve tecavüzcü bir emperyalist devleti sevmesini zorla nasıl sağlayabilirsiniz? Hele son yıllarda ABD’nin Türkiye’ye yönelik düşmanca faaliyetleri, Irak’ta bir Kürt devleti kurulması, Türkmenlerin katledilmesi, Türk Ordusu’nun Kıbrıs’tan atılmaya çalışılması, bölücü terör örgütü PKK’nın Kuzey Irak’ta bize karşı beslenmesi ve tüm milletin gözü önünde Süleymaniye’de gerçekleşen, Türk askerlerinin başına çuval geçirme olayından sonra, zorla “bizi sevin” demek ve dayatmada bulunmak ancak ABD’yi ve Dünyayı bugün yöneten kadronun idiotluğuyla açıklanabilir.

Ancak Feith’in AKP Hükümeti’ne yönelik uyarısında gözden kaçırılmaması gereken bir nokta vardır. Feith, ABD düşmanlığına karşı Hükümet’i uyararak AKP Hükümeti’ne ne yazık ki, Türk milletinin çoğunun bilmediği bir görevini hatırlatmıştır.

1947’den itibaren ABD’yle imzalanan gizli “İkili Antlaşmalar”ı 27 Mayısçı Haydar Tunçkanat çok değerli bir çalışmasıyla açığa çıkarmıştı. Bu anlaşmalar Türkiye’yi sadece ABD üslerine ve askeri güçlerine açmakla kalmıyor aynı zamanda Türk hükümetlerinin ABD karşıtı propagandaları engelleyip, ABD kurumlarıyla beraber ABD dostluğunu kamuoyuna yayma yükümlülüğünü şart koşuyordu. Yani ABD propagandası yapmak hükümetlerimizin ne yazık ki görevidir. Ve yıllarca bu görev yapılmış, ABD hayranlığı topluma pompalanmıştır.

Aradan geçen yarım asrı aşkın süre sonucunda bugün Türk milletinin %82’s’inin ABD düşmanı olduğu bizzat Batılıların yaptığı anketlerde yer almaktadır. Feith gibilerini çılgınca açıklamalar yapmaya iten de budur.

Bu, bizim yarım asır önce uğrunda hayatımızı riske ettiğimiz bazı gerçekleri halka kavratma mücadelemizin sonuçsuz kalmadığını göstermektedir. Devrimci bir kurmay subay olarak onca yıllık hapis ve işkenceye rağmen, 80 yaşında görevimi yapmış olabilmenin mutluluğunu yaşıyorum.

Kendi açımdan, ABD karşıtlığımın başlangıcı için üç olayı sıralayabilirim.

Birincisi, İnönü iktidarının 1945’te ABD savaş gemisi Missouri’yi İstanbul’a davet etmesidir. Bu olay Atatürk’ün ordusundaki bir genç subay olarak Türklük onurumu zedelemiştir. Bu ziyaret için İstanbul’da genelevler dahi boyanmış, ABD askerleri sokaklarda çeşitli rezillikler yaparak milli haysiyetimizi ayaklar altına almıştır.

İkinci olay ise 1948 yılında Marshall Yardımı dolayısıyla 9 ay boyunca ABD subayları tarafından düzenlenen eğitim kursunda yaşadıklarındır. ABD bu dönem Türkiye’yi kandırmak istemektedir. En seçkin kurmaylarını bizi eğitmek üzere Türkiye’ye gönderir. 24 Türk subayı olarak Tuzla Uçaksavar Okulu’nda SCR 584 radar ve M–8 komuta aleti kursunda bize eğitmenlik yapanlar bu askerlerdi. Bu kurs çok zorlu bir kurstu. Kurs bitince hepimiz hem yazılı hem de uygulamalı çok ağır sınavlardan geçtik. Tüm uçaksavar sistemi bozulup, 4,5 saatte yeniden işler hale getirilmek üzere bize teslim ediliyordu. Kursun amacı ABD’nin Türkiye’ye vermeyi planladığı en son teknoloji ürünü 90mm’lik 16 uçaksavar bataryasına komutan yetiştirmekti. Ancak bizim başarıyla tamamladığımız 9 aylık kurs süresi boşa gitti. Çünkü ABD bu kritik silahları hiçbir zaman vermedi. ABD tüm “müttefiklik” dönemi boyunca da bunu hep yapmıştır. Türkiye’ye hep OGS denen eski, kullanılmış, demode silahları vermiştir.

Genç bir subay olarak benim için bu ikinci bir önemli dersti.

En son olarak 1954–1955 yıllarında Kore’de yaptığım görev ABD hakkında önemli bir gözlem yapmamı sağlamıştır. Sözde ABD Kore’yi kurtarmaya gitmişti. Oysaki gözlemlerim ABD’nin kurtardığı halkın aç, sefil, perişan bir halde olduğu şeklindeydi. Öyle ki 13’ten 30 yaşma kadar kadınların %90’ı ABD askerlerine fahişelik yapmaktaydı. Kore ordusu askerleri ise o kadar aç ve perişan bir durumdaydı ki, bizim ve ABD askerlerinin yemek artıklarını yiyorlardı.

ABD işte bir milleti ancak böyle kurtarır. Şimdi de “Şok ve Dehşet” operasyonları ile Irak halkını katlederek “kurtarıyorlar”. Ancak görü­yoruz ABD askerleri, paralı askerlik yapan çapulcu sürüsü, haydutlar konumundadır. Ulusal bir bilinç ve onurdan yoksun oldukları için direnen Irak halkı karşısında kaybetmeye mahkûmdurlar. Sonuçta savaşı teknoloji değil, ulusal bilinç ve mücadele azmi kazanır.

Bugün Irak ve Ortadoğu’ya ABD saldırısı başladı. Türkiye’yi “Küçük Amerika” yapacağız diyen zihniyet, bugün ülkemizi bölünme tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır. Türkiye ABD işgaline açık bir konuma sürüklenmiştir. Yıllar önce Genç Kemalist subaylar olarak yaptığımız Kuvayı Milliye çağrısı ise, Türk milleti içinde yaygınlaşmaktadır.

Ancak verilecek milli bir mücadelenin bilinçli ve bilgili bir kurmayla yürütülebileceğini düşünüyorum. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk Gençliği’ne Hitabı”nda bizleri uyardığı “gaflet, delalet ve hatta hıyanet” içindeki yöneticilerin kimliğini ve hıyanet mekanizmasını çözümlemenin sağlıklı bir yeniden Kuvayı Milliye mücadelesi için şart olduğunu düşünüyorum.

Bu mütevazı çalışmamız bu amaca hizmet ederse ve ilerideki diğer çalışmalar için teşvik edici bir görev üstlenir, kaynak olabilirse, bu benim için en büyük mutluluk kaynağı olacaktır.

Son olarak, bu çalışmanın yayınlanmasında emeği geçen İleri Yayınları’nın tüm çalışanlarına ve özellikle Ali Özsoy’a teşekkürü borç bilirim.

Talat Turhan
 Kuzguncuk, 28 Şubat 2005

İÇİNDEKİLER

  1. KÜRESEL ÇETELEŞMEYİ ÇÖZÜMLEMEK………………………………………………………. 17
    Uluslararası çetelerin kısa bir çetelesi……………………………………………………………. 18
    Illurninati ve Mason teşkilatının tarihsel emperyalist rolü……………………………….. 22
    CFR’nin arkasındaki Yuvarlak Masa (Round Table)……………………………………….. 23
    Skulls & Bones (Kurukafa ve Kemikler) Örgütü……………………………………………….. 35
    “Küresel Çete”nin hizmetindeki tarikatlar………………………………………………………… 36
    Buzdağının görünen yüzü………………………………………………………………………………… 37
    Yeni Dünya Düzeni’nin Sezarı Rockefeller……………………………………………………… 39
    Ordo Ab Chao yani “Kaostan Düzen Yaratmak”………………………………………………. 39
    Ordo Ab Chao’un Savaşçıları Skulls & Bones…………………………………………………. 40
    Bush da Kerry de Skulls & Bones Üyesi  ……………………………………………………….. 42
    Dünya Üzerinde Anglosakson Hegemonyası…………………………………………………. 43
    Rahmi Koç için CFR istisnası…………………………………………………………………………. 44
    CFR’nin dünya çapında kollarını oluşturan yabancı danışmanlar………………….. 44
    Türk Devletinin zirvesi Rockefeller’le ne görüştü?………………………………………….. 48
    1 Mart 2003 tezkere krizi ve CFR’nin ikinci Türkiye seferi………………………………… 49
    Zapsu’nun Gücü Nereden Geliyor?………………………………………………………………… 50
    Fethullah Gülen’in Küresel Misyonu………………………………………………………………. 53
    Fethullah ABD bağlantısını açığa çıkarmak……………………………………………………. 56
    CFR Toplantısı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne Süleymaniye Operasyonu…….… 57
    Soros Vakfı ve TESEV bağlantısı……………………………………………………………………. 58
    Büyük Ortadoğu Projesi değil Büyük İsrail Projesi…………………………………………. 62
    Evangelist Tarikatının İdeolojisi……………………………………………………………………… 63
    “Küresel Çete”nin entelektüel boyutu: Mont Pelerin Society…………………………… 65
    Kapitalizmin Yeni Aşaması Trilateralizm………………………………………………………… 67
    Cinayet şebekesinin Avrupa’da bilinmeyen kalbi: Pinay Cercle…………………….. 71
    “Küresel Çete”nin kirli bir fotoğrafı: İtalyan P2 Locası…………………………………….. 72
    Türk Kamuoyunda Pek Bilinmeyen sapık bir örgüt: Bohemian Club…………….. 73
    Bush’un örgüt üyelikleri………………………………………………………………………………….. 75
    “Küresel Çete”nin Finansal Örgütleri……………………………………………………………… 75
    Küresel Elitleri Tanıyor Musunuz?…………………………………………………………………. 78
    Buzdağının su yüzüne çıktığı yer: Davos………………………………………………………… 97
    Yeni bir oluşum: “Genç Küresel Liderler”………………………………………………………. 98
    “Küresel Çete”yle mücadele……………………………………………………………………….. 105
    II- KÜRESEL ÇETENİN LİDERLERİ………………………………………………………………….151
    III- DERİN DEVLETİN TARİHÇESİ……………………………………………………………………171
    Tasfiyeler Süreci……………………………………………………………………………………………172
    Devleti ve Ülkeyi kimler yönetiyor ve yönlendiriyor  ……………………………………….175
    Amerikan Emperyalizminin Türkiye ve Kurtuluş Savaşı’na Bakış Açısı……… 177
    Küreselleşmenin Üç Gizli Örgütü………………………………………………………………….178
    Küreselleşme Gerçekten 1990’damı Başladı?……………………………………………..181
    Yeni Dünya Düzeni’nin Küresel Seçkinlerinin Hiyerarşisi……………………………..181
    Bilderberg Toplantıları ve Katılımcıları…………………………………………………………..183
    Darbe Okulları  ………………………………………………………………………………………………191
    ABD’nin Açığa Çıkan Çirkin Yüzü………………………………………………………………… .196
    Osmanlı’dan Bugüne Gelen Miras: İşkence………………………………………………….198
    Derin Devlet’in İçyüzü……………………………………………………………………………………..201

IV- EMPERYALİZMİN ÖRGÜTLERİ…………………………………………………………………..207

V- BASKIN-11 EYLÜL……………………………………………………………………………………. 219
11 Eylül Saldırıları Terör Değil Asimetrik Savaş…………………………………………… 220
11 Eylül ABD Emperyalizminin Acz ve Güçsüzlüğünün Kanıtıdır………………….. 220
11 Eylül Sürpriz Olmadı………………………………………………………………………………… 222
11 Eylül Önceden Bilmiyordu……………………………………………………………………….. 223
Saldırı Geliyorum Dedi…………………………………………………………………………………. 224
El Kaide Cephesinden 11 Eylül’ün Ayak İzleri……………………………………………… 225
11 Eylül’de İstihbarat Skandalı…………………………………………………………………….. 228
“El Kaide Militanları ABD Üslerinde Eğitildi”………………………………………………… 229
11 Eylül Komisyon Raporu: ABD 11 Eylül’ü Biliyordu…………………………………… 230
Komisyon Raporundaki Önemli Ayrıntılar……………………………………………………. 231
Sansürlenen Bilgi: Bush-Suud İşbirliği……………………………………………………….. 233
Bush 11 Eylül’den Sonra Ladinleri Neden Kaçırdı?…………………………………….. 235
ABD 11 Eylül’ü Neden Görmezden Geldi?…………………………………………………… 236
Pearl Harbor’dan 11 Eylül’e Amerikan Tezgâhları………………………………………… 237
11 Eylül’ü Bilenler Borsada Nasıl Ortaya Çıktı?……………………………………………. 237
ABD’nin İslam Düşmanlığı……………………………………………………………………………. 238
ABD’den İslam Dünyasına Yeni Mesaj…………………………………………………………. 240
Afganistan, UNOCAL, ABD ve 11 Eylül…………………………………………………………. 242
Amerikan Derin Devleti ve 11 Eylül………………………………………………………………. 244
Özetlersek:…………………………………………………………………………………………………… 246
Bush’ların Gizli Örgütü: Skulls and Bones Society………………………………………. 246
Amerikalı Şahinlerin Derin İlişkileri………………………………………………………………. 247
ABD’nin Kuraldışı Savaşma Karşı Mazlum Ulusların Kural Dışı Savaşı………. 250
Türkiye Mazlum Milletler Cephesine……………………………………………………………. 252
Dipnotlar ve Kaynakça:  ……………………………………………………………………………… 253

VI- ABD DERİN DEVLETİ VE TÜRKİYE………………………………………………………….. 257
Ulusal Güvenlik Örgütü………………………………………………………………………………. 259
Boyun Eğecek Miyiz?   ………………………………………………………………………………… 267
Yeni Dünya Düzeni Dedikleri………………………………………………………………………. 271

VII- ÖZEL SAVAŞ, İŞKENCE VE KÜRESEL ÇETE………………………………………… 287
Konunun Uluslararası Boyutu……………………………………………………………………. 289
ABD’nin Rolü………………………………………………………………………………………………. 290
ABD Özel Kuvvetler Komutanlığı…………………………………………………………………. 292
Soğuk Savaş Sonrası Durum……………………………………………………………………… 292
Gladio Ve Diğer NATO Ülkeleri…………………………………………………………………… 294
Almanya’daki Örgütlenme…………………………………………………………………………… 294
Demokrasi, İstihbarat Örgütleri Ve Özel Savaş…………………………………………… 295
Türkiye’deki Durum……………………………………………………………………………………… 296

VIII- YAŞAMIMIN BİR BÖLÜMÜ VE ÜRÜNLERİ…………………………………………….. 299
Talat Turhan’ın Özgeçmişi………………………………………………………………………….. 301
Yazarın Yapıtları………………………………………………………………………………………….. 302
Yazarın Yayınlanan Yazı, Dizi Yazı, Röportaj ve Söyleşileri…………………………. 304
Yazarın Katıldığı Etkinlikler Ve Düzenlediği Basın Toplantıları……………………. 308
Yazarın Katıldığı Ve Yer Aldığı TV Programları…………………………………………….. 315
Katıldığı Ve Yer Aldığı Radyo Programları…………………………………………………… 318
Yazarı Kaynak Gösteren Ve Yazardan Söz Eden Yapıtlar……………………………. 319
Yazarı Kaynak Gösteren Yabancı Dergi Ve Yapıtlar……………………………………. 322
Yazara İnternette Gönderme Yapanlar (1 998-1999)………………………………….. 323
Kontrgerilla ve Gladio Konusunda Yazardan Söz Eden
Makale, Yazı ve Haberler……………………………………………………………………………… 325

 

 

Etiketler
BENZER YAZILAR
SARMAŞIK

1 Haziran 2017

DİRENİŞ

1 Haziran 2017

Derin Devletin Peşinde

1 Haziran 2017

Talat Turhan
Türkiye

1924 Yılında Elazığ’da doğdu. O tarihte babası Elazığ Müdde-i Umumisi (Savcı) idi. Baba tarafı Rize ilinin Çayeli ilçesinin tanınmış ailelilerinden (Şerifoğulları)’na mensuptur. Anne tarafı Elazığ Harput’un tanınmış ailelerinden (Efendigiller) ‘dendir.....

anlaşmalı boşanma

anlaşmalı boşanma