Ne Dediler

Kuzguncuklu Talat Turhan / Nedret Ebcim

Kuzguncuklu Talat Turhan
Nedret Ebcim

     1972 yılının temmuzunda, rahmetli babam 34 yıllık çalışmasının karşılığında oturmakta olduğumuz Kuzguncuk’taki evi satın alabildi ve kiradan kurtulduk… Dairemizin olduğu apartmanın yanında üç katlı bir bina bulunuyordu. Talat Turhan, işte burada, emekli yargıç babasından kalma yerde oturuyordu. Ancak, biz taşınmadan kısa bir süre önce, Talat Turhan’ın evi sabaha karşı 35 kişilik bir grup tarafından basılmıştı. “Boğaziçi köprüsünü bombalayacak” diye söz edilen Talat Turhan’ın ismini ilk defa böyle işitiyordum…

     Henüz on yaşındaydım. Dehşete düşmüştüm! Öyle ya, koskoca köprüyü komşumuz ortadan kaldıracaktı!..

1974’de özgürlüğüne kavuşan Talat Turhan’ı gördüğümde ise on iki yaşındaydım. Hiç de öyle kötü bir adama benzemiyordu. Yaşım biraz daha ilerleyince, selamlaşmaya da başladık. Sonraları ise dostluğumuz pekişti. Babaoğul gibi olmuştuk artık…

Sokrates, “yeni tanrılar” getirdi diye suçlanmış ve bu nedenle ölüme mahkûm edilmişti. Oysa Sokrates düzene itiraz ediyor ve düşüncelerini korkusuzca dile getiriyordu. Düşüncelerini değiştirse, ölümden kurtulup özgürlüğüne kavuşacaktı. Ama o, düşüncelerinden asal ödün vermedi. En sonunda da başkaları tarafından öldürülmektense, onurlu bir şekilde yaşamına son verdi. Aradan iki bin yıl geçmesine karşın Sokrates fikirleriyle hala yaşıyor… Hâlbuki onu yargılayan yargıçlardan (101 kişi) birisinin bile ismi anılmıyor. Demek ki, tarih eninde sonunda gerçeği fark ediyor. Belki de bu yüzden hala birçok kişi değerli yaşamını korkusuzca feda edebiliyor…

Talat Turhan da günümüzün Sokrates’idir. Gözünü budaktan sakınmaksızın bildiği yolda korkusuzca yürümüştür. Kendisine işkence yapanlara karşı boynunu hiç eğmemiş, dik durmuş ve hep “ben buradayım” diyebilmiştir. Atatürk gibi, o da “tam bağımsızlık” yolundan yürümüştür. Kendisini haksız bir biçimde yargılayanlara ve adaleti ayaklar altına alan­lara karşı savunmasını ortaya koymuştur. Türk hukuk tarihinin en önemli davalarından birinden yüzünün akıyla çıkmıştır. İlerleyen yaşına karşın, hala, fikirleriyle inandığı yolda yürümektedir.

Ben onu biraz da komşum, büyüğüm Talat Turhan olarak anlatmak isterim…

Talat amca, her zaman bir İstanbul beyefendisidir. Her zaman temiz, düzenli, kibar, alçakgönüllü, asla insanları ayırt etmeyen, örnek bir kişi­liktir. Onca zahmetli, çileli ve haksızlığa uğramış bir kişi olmasına karşın hümanist özelliğini hiç yitirmemiştir.

Özü sözü bir, sağlam bir karakter sahibidir. Aynı zamanda çalışkandır, dosyaları üzerinde saatlerce çalışmasına karşın onu daha da dinç görmek şaşırtıcı değildir.

Talat amcanın bir özelliği de çok misafirperver olmasıdır. Kapısı herkese açıktır. En yoğun çalışmaları sırasında bile bu özelliğini korur.

Yaşamındaki düzenliliği ve kusursuzluğu kendi evinde de fazlasıyla yansır. Her şeyi ile disiplinli ve düzenlidir. Kırk yıldır sürdürdüğü arşiv çalışmasında da kişilik özellikleri kendisini gösterir. Zengin arşivi çok özenle oluşturulmuş ve dizge tutturulmuştur. İzlediği konular kronolojik olarak ve konularına göre, gerektiğinde çok kolay bulunacak şekildedir. Talat Turhan, adeta bir bilgi küpüdür. Aynı şekilde, kütüphanesi de nitelikli ve çok sayıda kitapla doludur. Kütüphane ve arşivini belirli aralıklarla gözden geçirdiği için canlı, yaşayan bir yerdir. Binanın bir dairesi arşiv ve kütüphaneye ayrılmıştır. Talat Turhan’ın entelektüel yaşamı daha iyi ve güzel bir dünya, insan içindir. Dünyanın herhangi bir yerindeki olumsuzluğu yüreğinde duyumsar.

Talat Turhan örnek mücadelesi, insan severliği ile Kuzguncuk semtinin önemli ve renkli bir simasıdır. Atatürk’ü, Nazım Hikmet’i, Can Yücel ı ve daha birçok önemli simayı barındırmış olan Kuzguncuk’ta yaşayan önem­li bir kahramandır. Onunla gururlandık.. Özgün kişiliği ile hepimize örnek olmaya devam ediyor.. Bizleri daima iyi ve olumlu yönde etkiledi..

Talat amca seksen yaşma giriyor ama, hep kararlı, hep dürüst, hep mücadele dolu kişilik..

Biz ise onun karşısında saygı ile eğiliyoruz.  

Etiketler
BENZER YAZILAR
Talat Turhan
Türkiye

1924 Yılında Elazığ’da doğdu. O tarihte babası Elazığ Müdde-i Umumisi (Savcı) idi. Baba tarafı Rize ilinin Çayeli ilçesinin tanınmış ailelilerinden (Şerifoğulları)’na mensuptur. Anne tarafı Elazığ Harput’un tanınmış ailelerinden (Efendigiller) ‘dendir.....