1
Yurtdışı Basın

L’Espresso Dergisi (Roma) 13 Kasım 1990

L'Espresso Dergisi (Roma) İzzet Yalçın 13 Kasım 1990
GLADİO, DEVLET ÇETESİ
"20. Yüzyılın Gladyatörleri" İtalya ve NATO'yu karıştırdı.
İTALYA'da 20. yüzyılın 622 Gladyatörü ortalığı karıştırdı. İtalyan L'Espresso dergisi, NATO tarafından kurulduğu öne sürülen ve İtalyan gizli servisinin emrinde, CIA ile
ilişki içinde görev yaptığı belirtilen gizli "Gladio" örgütünü "devlet çetesi"(*) olarak tanımlarken, bu gizli örgütü ortaya çıkaran Venedikli sorgu yargıcı Felice Casson
(37] İtalyan devletinin eski, yeni birçok yöneticisini sorguya çekmeye başladı, son olarak da İtalya Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga'ya ifade vermesi için tebligat
yaptı.
  • GLADİO OPERASYONU

 

Gizli Gladio örgütü ile ilgili şüpheler aslında, İtalya'nın terör ile çalkalandığı 1970'lerin başlarında ortaya çıkmıştı. 31 Mayıs 1972'de bir Carabinieri (Jandarma) ekibi,
kuzeyde Sagrado yakınlarında küçük bir Fiat 500 marka otomobilden şüphelenmiş ve arama yapmak için bagajı açınca araba havaya uçmuş, olayda üç jandarma ölmüştü.
(*) Y.n.: "BANDA Di STATO" “Peteano terörü” olarak adlandırılan bu olaydan sonra Kuzey İtalya'da yapılan bir
dizi operasyonlar sonunda kırsal alanlarda toprağa gömülü 127 silah patlayıcı, tahrip kalıbı ve patlayıcı madde deposu ortaya çıkarılmıştı.
Şimdi bunların gizli örgüt "Gladio’ya ait olduğu, hatta bu gruba ait 139 silah deposu bulunduğu, 12 tanesinin halâ arandığı bildiriliyor.
Venedikli 37 yaşındaki savcı Felice Casson, bu silah depolarının İtalyan gizli servisi Sismi'nin emrinde olduğunu saptayınca, İtalya Başbakanı Giulio Andreotti'ye gizli
servis arşivlerini incelemek için başvurdu ve Parlamento Güvenlik Komisyonu'na bu başvurusunun kopyasını gönderdi.
Ocak 1990'da yaptığı bu başvuruya uzun süre yanıt alamayan Casson, yine de işin peşini bırakmadı ve nihayet 20 Temmuz 1990'da Andreotti ile görüşerek İtalyan
İstihbarat Servisi'nin arşivine girmeyi başarabildi.
  • ÇIKAN SONUÇ
Casson'un arşivlerde yaptığı incelemeler sonunda ortaya ilginç bir sonuç çıkıyor ve bugüne kadar gizli kalan bir örgüt hakkında bilgi sahibi oluyordu:
1947'de Berlin'in bölünmesi ve "Soğuk Savaş" havasına girilmesi ile Türkiye ve Yunanistan'a askeri yardım yapılması karan, 1951'de İtalya'da gizli bir örgüt
kurulması fikrini doğurdu. 1956 Kasım ayında da, Macaristan olaylarının ardından, İtalyan ve Amerikan gizli servisleri, Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı'ndan gelecek
bir istila ihtimaline karşı bir direniş örgütü çekirdeğini oluşturmak üzere bir karar aldılar.
1959'da ise asker-sivil karışımı bir kadro ortaya çıkmış, eğitim kampları ve üsler Sardunya Adası'nda Capo Marrargiu ile Pisa yakınlarında Camp Darby’de
kurulmuştu.
İtalyan Anayasası'nın 80'incİ maddesi "İki meclis, siyasi nitelik taşıyan uluslararası antlaşmaları yasa ile onaylar" demesine rağmen, 26 Kasım 1956'da
Amerikan Merkezi Haber alma Örgütü CIA ile İtalya'nın o dönemdeki istihbarat Teşkilatı SİFAR, üsler, silah depoları kurulması antikomünist ölçütlerle yüzlerce
kişinin kontrgerilla savaşı için eğitilmesi için gizli ve yasadışı bir örgüt kuruyorlardı.
1970-74 yıllarında İtalyan İstihbaratı'nın başkanlığını yapmış olan General Vito Miceli. 30 Ekim'de savcılığa verdiği ifadede; "Her şey yasalar kapsamında yapıldı.
Örgüt diğer birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi, NATO anlaşmaları çerçevesinde görev yapıyor ve doğrudan İstihbarat Başkanı'na bağlı bulunuyordu.
SAD adıyla (personel eğitimi ve Özel çalışmalar) bir eğitim bölümü kurulmuştu. Bu bölüm, örgütü oluşturan 10 bölümden biriydi" dedi.
Miceli'nin bu açıklamaları her şeyi ortaya çıkardı: "Gladyatörler Sardunya'daki
gizli üs Poglina'da kurs gördükten sonra ücretli olarak çalışmaya başlıyordu" Sardunya Adası'nın gizli servis sorumlusu, Massimo Pugliese, bu gizli üssün demir
kapısı üzerinde "CAG" (Disiplinsizleri Eğitme Merkezi) yazısı bulunduğunu, bununla göz boyandığını söylüyor.
Öte yandan Başbakan Andreotti, son gelişmeler karşısında parlamentoda yaptığı açıklamada "Gladio" örgütünün 1959'da NATO planlan çerçevesine alındığını
sadece dıştan gelecek bir istila durumunda görev yapacağını belirtmiş, ayrıca halen örgüte mensup 622 kişinin her bakımdan sicillerinin temiz olduğunu, çoğunun zaten
60 yaşı geçtiğini vurgulayarak, son gelişmeler ve soğuk savaşın sona ermesinden sonra artık böyle bir örgüte gerek kalmadığını söylemişti.
Ancak basın ve kamuoyu Andreotti'nin bu açıklamalarından tatmin olmuş değil.
İtalyan kamuoyu, artık "sırlar döneminin bitmiş olması, herkesin bildiğini açıklaması gerektiğini savunuyor, Enrico Mattei'den Aldo Moro'ya kadar işlenen cinayetlerin,
20 yıldan fazla bir süredir yaşanan ve bir türlü suçluların bulunup açıklığa kavuşmadığı bütün olayları tüm açıklığı ile bilmek istiyor.
Aynı Andreotti, 1974 yılında, Savunma Bakanı olarak görev yaparken, o dönemde aşırı sağ örgütlerin gizli servislerle ilişkisini Padova Cumhuriyet Savcısı Giovanni
Tamburino ile Luigo Nunziante'ye, "Size SİD* Başkanı'nın böyle bir örgütün varlığını kesinlikle reddettiğini söyleyebilirim" diyor ve gizli servislerle terör
örgütlerinin bağlantısını kesin bir dille reddediyordu.
Dört yıl sonra aynı sahne bu kez de Fontana Meydanı katliamına ilişkin mahkemede Catanzaro yargıçları karşısında tekrarlanıyor ve Andreotti bir kez daha SİD ile terör
örgütleri arasındaki paralelliği yalanlıyordu, Ayrıca 40 yıllık politikacı Cumhurbaşkanı Cossiga Senato Başkanı, eski Başbakan
Giovanni Spasolini, yine eski Başbakan Sosyalist Bettoni Craxi görevleri sırasında bugüne kadar bir yabancı ülke, ABD tarafından kurulan ve silahlandırılan Gladio
örgütü hakkında hiçbir bilgi sahibi olmamalarını şaşkınlıkla ifade ediyorlar.
(*) Y.n.: İtalya'nın o dönemdeki İstihbarat örgü tününün simgesi.
Ama şimdi Andreotti, "Gladio"nun tüm belgelerini ortaya çıkarıyor ve hükümetin, bu özgün protokol belgeleriyle dürüst davrandığını göstermeye çalışıyor.
  • SORULAR YANIT BEKLİYOR
"Gladio" olayının ortaya çıkardığı ve bazı tanıkların ifadeleri şu sorulan ve ihtimalleri gündeme getiriyor:
1-"Gladio" gerçekten dıştan gelecek bir tehlikeye mi yönelikti? İçerde Komünist Parti'nin gelişmesini ve iktidara ortak olmasını (CIA eski Başkanı William Colby'nin
itiraf ettiği gibi) önlemek için mi kuruldu?
2-Örgüte alınanların eğilimi ne İdi? Gerçekten sicilleri temiz mi?
3-Örgütün CIA ile ilişkisi ne idi?
4-Örgütün P2 gizli mason locası ve Licio Gelli ile ilişkisi var mıydı?
5-Örgüt, terör olaylarına karıştı mı?
Panorama dergisi, "Gladyatörlerin" Andreotti'nin dediği gibi pek masum olmadıklarım, örneğin bunlardan Marco Morin'in aşın sağ görüşte olduğunu, Peteano
olayında ve hatta daha sonra Aldo Moro ve General Carlo Alberto Della Chiesa suikastında, bomba ve silah uzmanı olarak görev almasının garip olduğunu,
Peteano olayında, patlayıcı madde hakkında yanlış bilgi vererek olayı solcuların üzerine yıkmaya çalıştığını öne sürdü.
1972'de üç jandarmanın, ölümüyle sonuçlanan Peteano olayının da bubi tuzağını kuran genç Neofaşist Vincenzo Vinciguerra da şöyle anlatıyor:
"Strateji, güvenlik kuruluşlarına bağlı ya da işbirliği içinde olan kişiler tarafından izleniyordu. 1969'dan sonra İtalya'yı kana boğan tüm katliam
eylemleri tek bu: örgütsel kalıba aittir."
Savcılığın hakkında soruşturma açması gizli servislere bağlı kişilerce engellenen ve ülke dışında kaçak bulunurken gıyabında Ömür boyu hapse mahkûm olan
Vinciguerra, daha sonra İtalya'ya dönmüş, temyize bile başvurmadan cezasını çekmeye karar vermişti.
1960'larda Roma'daki neofaşistlerin lideri olan Stefano Delle Chiaie de, her şeyin Devletin içinde yuvalandığını söylüyor: "Fontana Meydanı'ndan İtalicus'a
Brescia'daki Loggia Meydanı'ndan Milano Emniyet Müdürlüğü'ndeki katliama kadar her eylemde gizli servisler vardı. Ama bu gizli servisler kime bağlı? Bana
kalırsa gün ışığı gibi apaçık: Egemen olan siyasi güçlere bağlı. İşte bu katliamların hiçbir zaman suçluları olmadığının nedeni bu. Çünkü devlet kendi
kendini mahkûm edemez."
Bir eylem sırasında yakalanan tek terörist Gianfranco Bertoli, 17 Mayıs 1973’te Milano Emniyet Müdürlüğü Önünde bir bomba ile dört kişiyi öldüren Bertoli, önce
kendisini bir anarşist olarak tanıtmış, ancak daha sonra Neo-faşist olduğu ve gizli servis çevreleriyle ilişkisi bulunduğu anlaşılmıştı.
“Gladyatörler”le ilgili dosyalar arasında Bertoli adına düzenlenmiş bir dosya da var.
“Gladio”da eğitime çağrılan herkes kayıtlara geçiyordu. Yargıç Casson, isimsiz ama kişiler hakkında bilgiler içeren binlerce "gri" dosyayı karıştırdı. Dosyalarda kişilerin;
"yetenekleri, güvenilirliği, emre itaatleri ve gelişmeler ya da kişinin uzaklaştırılmasını gerektirecek olumsuz yanlan" kayda geçiriliyordu.
Terörist Bertoli gerektiğinde çağrılmak üzere İsrail'de bir kibbutza gönderilmişti.
Eski aşırı sağcılardan Paolo Pecoriello da Livorno yakınlarındaki Camp Darby Amerikan üssünde eğitim gördüğünü söylüyor. Bir yerde "Vatanı komünistlerden
koruma" görevini kötüye kullanabilecek kişilere sınırsız ve cezasız bırakılacak eylem özgürlüğü verildiği ortaya çıkıyor.
L'Espresso dergisine göre bütün bu davranışları yaratan NATO anlaşmalarıydı.
Anlaşmalar yalanlan da içeriyordu bu şekilde. İtalyan eski istihbarat teşkilatı SİD'in eski başkanı Amiral Eugenio Henke, Padovalı savcı Tamburino'ya yıllar önce
iddiaları yalanlayarak şöyle demişti: "Antikomünist nitelikte denetim görevi üstlenen herhangi bir askeri örgütün varlığını reddediyorum. Bu görüş
NATO'ya ait tüm örgütler için de geçerlidir" Savcı Tamburino, 70'li yıllarda Neofaşist örgüt "Rosadei Venti" (Rüzgar Gülü'nün
terör manevralarını ortaya çıkarmış ve SİD'in başkanı Vito Miceli'yi tutuklamıştı.
L'Espresso bu arada garip bir şekilde CIA'nin ambleminde de kartalın altında bir rüzgar gülü olduğuna dikkat çekiyor.
Soruşturmayı üstlenen Roma adliyesi olayı unutulan 1970'deki "Borghese Darbesrne bağlamış, duruşmada Miceli, "Her zaman devletin bilgisi dahilinde
Özel ve çok gizli bir Örgüt var olmuştur" demişti. Bir başka General Siro Rosseti de Miceli'yi doğrularcasına "Antikomünist görev üstlenen bir örgütün var
olmaması beni şaşırtırdı" diye konuşmuştu. Uzun duruşmalar sonunda ise, tüm sanıklar beraat etmişlerdi.
Savcı Tamburino bugün şöyle diyor: "Eğer bir direniş, bir gerilim örgütü, yani düşmana karşı savaşacak bir Örgüt kurarsak, bu ağın bazı kollarının yayılması ve
kendi düşüncelerini insanlara kabul ettirmesi de gerekir. Bu durumda 'Gladio'nun düğümle yaygın bir faaliyet içinde olduğu aşikârdır, gr Gülü resmi ağın yayılmış
faaliyetlerinden biri olabilir."
Şimdi İtalyan kamuoyu başka kaç tane yayılmış faaliyetler olduğunu, başka hangi karanlık ve gizli deliklerin bulunduğunu merak ediyor, "Şimdilik Espresso dergisi,
'Gladio'nun çevresinde İtalya'yı teröre boğan bütün sırların toplandığı açıkça görülüyor. Ayrıca tüm politikacı sınıfının 'paralel' bir askeri örgütü gizlediği, gerçeği
sakladığı ve sustuğu da bir gerçek. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın da, 40 yıllık yaşamı boyunca yasa dışılıkta görev yaptığı apaçık ortada"(*) diye yazıyor.
Politikacıları sorguya çeken Venedikli yargıç Casson şimdi "Gladio"nun üzerine cesaretle gidiyor. Geçtiğimiz cumartesi günü İtalya'da beş kez Başbakanlık yapan
Fanfani'yi de sorguya çeken Casson, bu arada gazetelere makaleler yazarak, bu konularda uyarılar yapıyor, Cumhurbaşkanı Cossiga'nın P-2 gizli mason locası ile
ilişkileri konusunda niçin açıklama yapmadığını soruyor.
Ancak bu davranışları yargıç Casson'a karşı bir hava da oluşturmuş bulunuyor.
Hıristiyan Demokratlar, Sosyalist Parti ve Cumhuriyetçiler, bunun Cossiga'ya karşı bir komplo olduğunu, cumhurbaşkanını ifade vermeye çağırmanın doğru ve yasal
olmadığını belirtiyorlar. Cossiga ise, bu konuda hükümetin ve Adalet Bakanlığı'nın kararını beklediğini söylüyor.
Sonuç olarak "Gladio" olayı ile İtalya epeyce çalkalanıyor ve özellikle Gladyatörlerin teker teker ortaya çıkmasının daha da büyük gürültü koparacağı sanılıyor.
Etiketler
BENZER YAZILAR
Talat Turhan
Türkiye

1924 Yılında Elazığ’da doğdu. O tarihte babası Elazığ Müdde-i Umumisi (Savcı) idi. Baba tarafı Rize ilinin Çayeli ilçesinin tanınmış ailelilerinden (Şerifoğulları)’na mensuptur. Anne tarafı Elazığ Harput’un tanınmış ailelerinden (Efendigiller) ‘dendir.....