1
Dizi Yazı

Politika 20 EKİM 1976

Politika 20 EKİM 1976

DEMİRELCİ DEVRİMCİLİK ve AET-2-

(Bu yazı AET görüşmeleri ertelenmeden önce kaleme alınmıştır.)

1971 Yılında MNP (Milli Nizam Partisi) Anayasa Mahkemesince kapatılmasına neden olan görüşlerin arasında (AET)’e ilişkin olanları da vardır ve bugünde bu parti MSP (Milli Selamet Partisi) olarak MC (Milliyetçi Cephe) iktidarının bir kanadını oluşturmakta ve aynı zamanda Bakanlıklar arası ekonomik kurul ile Devlet Planlama Teşkilatında etken bir durumda bulunmaktadır. AET’in güncelliğini koruduğu ve NOEL’in deyimiyle Türk / AET ilişkilerinin “dönüm noktasına geldiği” bugünlerde sorunun halli ile ilgili tüm görevliler MSP’nin dünkü görüşlerini bilme durumundadır…

Okurlarım başlığı yadırgayacaklardır. Bir insanın hem DEMİREL’ci hem de devrimci olması olasımıdır diye… Kuşkusuz bu sorunun yanıtı kesinlikle hayır’dır.

Oysa ki, 1973 seçimlerin SELİMİYE Askeri Ceza Tutukevi’nde bir seçim sandığı konulmuş ve yaklaşık olarak 280 kadar tutuklu bu sandıkta oy kullanmıştı. Bel­leğim beni yanıltmıyorsa. Bu 280 oydan 271’i CHP’ye, 8’i AP’ye, 1’i MSP’ye verilmişti.

12 Mart balyozunun he­defi olmuş kişiler içinde 8 AP’Lİ, 1 MSP’Lİ, ilginç değil mi?

MSP’li bir kaza ve kader kurbanı idi. Bir evin hizmetçisine âşık olmuş bu nedenle eve trafiği artırmıştı. Ev bilinen bir yer olarak tanındığından MSP’li hizmetçi aşığı, Marksist / Leninist örgüt üyesi olmuş çıkmıştı ve de of-pof çekerek ERBAKAN’ın resmini başucuna asıp, kaderine rıza gösteriyordu.

Asıl ilginç olanı, AP’YE çıkan 8 oydu. Bu adamlar içerde bir yeni doktrin geliştirmişlerdi “DEMİREL’ci Evrimcilik” diye. Onun için oylarını AP’ye vermişlerdi.

DEMİREL’ci devrimcilerin hepsinden kelle isteniyordu. Ufukta bir umut göremiyorlar ve ECEVİT iktidarı ve bir af akıllarından bile geçmiyordu. Oysa, DEMİREL muhtırayı saptırmış, perde gerisinde de olsa duruma ha­kim olmuştu. Ondan yana olmakta yarar vardı. O halde kendileri açısından bu geri dönüş için, bir bahane uydurmak gerekiyordu. Bu bahanenin adı “Demirelci dev­rimcilik” olarak ortaya çıktı Diyorlardı ki;

Bugüne kadarki iktidar­lar, TÜRKİYE’yi Amerikan em­peryalizmine peşkeş çekmişlerdir ve bugün için dünya’da en tehlikeli emperya­lizm Amerikan Emperyalizmidir. DEMİREL iktidarı ise ekonomiyi Avrupa ile bütünleştirmeye çalışmaktadır. Batı Emperyalizminin tehlikesi daha az olduğuna göre, gelmiş geçmiş iktidar­ların en devrimcisi DEMİREL iktidarıdır. İlgililer, oldukça gülünç olmasına rağmen, bu 8 kişi­lik çatlaktan bile kendi açılarından yararlanmayı da denediler. O halde “DEMİREL’ci devrimcilik doktrini” yaygınlaşırsa AET’ye bütünleşme bazı çevrelere gö­re yurtseverlik ölçüsü sayılabilecektir.

MİLLİ NİZAM PARTİSİ VE AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU  (AET)

a- 1971 yılında MNP Anayasa Mahkemesince ka­patıldı. Bu partinin kapatılmasına neden olan görüşlerin arasında (AET)e ilişkin olanları da vardır ve bugün de bu parti MSP olarak MC iktidarının bir kanadını oluşturmakta ve aynı zamanda, Bakanlıklar arası Ekonomik Kurul ile Devlet Planlama Teşkilatın­da etken bir durumda bulunmaktadır. AET’in güncel­liğini koruduğu ve NOEL’in deyimiyle Türk-AET ilişki­lerinin “dönüm noktasına geldiği” ve AET ile ortak­lık konseyinin 16 EKİM 1976 günkü toplantısına, yeni istekler götüreceğimiz bu günlerde, sorunun halli ile ilgili tüm görevliler Milli Nizam Partisi’ni (Bugünkü MSP) dünkü görüşlerini bil­me durumundadır.

ERBAKAN: “Vasiyetine bağlı yeni nesil olarak Sultan Abdülhamit cennet mekânın, “şehit Kanıyla alınan Vatan Toprağı Satılmaz” (*) düsturuna bağlı Vatan evlatları olarak ticaret kisvesi altında Aziz Vatanımızın yabancıların istismarına terk edilmesine asla müsaade etmeyeceğiz.

Bu görevi yerine getir­me amacı ile Anayasa Mah­kemesinin MNP’nin kapatılmasına ilişkin 20 MAYIS 1971 tarihli kararının 14 OCAK 1972 tarihli resmi gazetede yayınlanan ilgili bö­lümünün geniş bir özetini sunuyorum:

“Mecliste Ortak pazar”dan.

“Biz milletimizin genç­liği olarak bir devri kapatıp, bir devri açan büyük Sultan Fatih Mehmet Han Hazretlerinin (bu beldeden bir karış toprağı gayri Müslimlere satana Allah’ın peygamberimiz aleyhisselatı vesselamın ve lanetim ol­sun) vasiyetine bağlı yeni nesil olarak Sultan Abdülhamit cennet mekânın (şehit kanıyla alınan vatan top­rağı satılmaz) düsturuna bağ­lı vatan evlatları olarak ti­caret kisvesi altında aziz vatanımızın yabancıların is­tismarına terk edilmesine asla müsaade etmeyeceğiz” (sahife:8)

“Ortak Pazar, İkinci Dünya Harbinden sonra yıkılan Avrupa’nın yeniden dünya hâkimiyeti politikasıdır İş aksiyon halkının ekseriyeti Katolik olan altı Avrupa, memleketi arasında kurulmuştur. Münihli bir pro­fesörün memleketimizin ta­nınmış bir profesörüne MÜNİH’te ifade ettiği gibi, müş­terek pazar, ROMA anlaşma­sından önce ROMA Katolik Kongresinde karara bağlan­mıştır. Bu kongrede zamanın üç Katolik başkanı De Gaspers, SCHUMAN ve ADENAUER bulunuyorlardı. O kon­grede Katolik devletlerin bir birlik kurması istenmiş, bu­gün ALMANYA’da Doğu ALMANYA’dan vaki göçlerle Protestanlar ekseriyeti almaya başlamışlardır. Son günlerde İNGİLTERE ve İskandinav memleketlerinin de ortak pazara alınması hadi­sesi, hakikatte muayyen for­müllerle Protestanlarla Katolikler arasında bir işbirliği yapılması hadisesidir. Batı memleketlerinde ki is­tismarcı sömürgecilik bunların Yahudi, Hıristiyan, Grek medeniyetine mensup olma­larından ileriye gelmektedir” (sahife 16)

“Bugünkü İSRAİL’in Büyük Millet Meclisinin içinde Theodor HRZL heykeli bulunmaktadır. Yüz sene önce VİYANA’da yaşayan ve İsrail projesinin temelini atan bu Siyonist, devrinde, İsrail’in ilk alması icap ettiği toprakların haritasını çizmiş ve bu harita’da TÜRKİYE topraklarının büyük kısmı İSRAİL’in bir vilayeti olarak gösterilmiştir. İsrail projesi aslında budur. İncil’de de Kayseri’ye kadar uzanan ASURİLER ülkesinin İsrail’e ait olduğu zikredilmektedir”. (sahife: 17)

“Görülüyor ki, konsey büyük devletlerin hâkimiyeti altındadır. Bugün için 200 milyonlukların Protestanlar da girerse 400 milyon­luk bir Hıristiyan kitlenin içersinde 35 milyonluk TÜRKİYE, konsey de bir üyelikle bulunacak ve sadece büyük­lerin emirlerine ittila kesbedecek. Türk Milletinin ha­kiki manası bir kültürel ve inanç sistemi içerisinde erimek olan müşterek paza­ra girmesi mümkün değildir. TÜRKİYE’nin tarihi, sos­yal, kültürel yapın ve inanç sistemi buna manidir. Bu Müslüman milletin, bir Hıristiyan topluluğun içinde erimesine imkan verilemez”.  (sahife 20.21)

ERBAKAN: “Ortak Pazar zahiri görünüşü itibarıyla altı Katolik memleketin birleşmesinden ibaret bir topluluk olarak başlamış zannedilir. Halbuki aslında Ortak Pazar Siyonistlere gidip dayanan bir teşkilattır”.

“Müşterek pazara girilmesini militan bir şekilde müdafaa edenler, dikkat edilirse laikliği dinsizlik veya dine karşı lakaydi şek­linde tefsir edenler ve batılılaşmayı, batının maddi medeniyet ve tekniğinin çok ilersinde. Batı Hıristiyan dün­yasının inanç ve kültürel sistemini benimsemek şek­linde anlayanlar, İslamiyet’i gelişmemizin engeli telakki eden ve fakat bu fikir ve kanaatlerini açıkça ifadeden çekinen kozmopolit zümreler, TÜRKİYE’nin bir an evvel müşterek pazara girme­sini, bu gayelerinin gerçek­leşmesi yönünden hararetle savunmaktadırlar”. (sahife 21)

“Ortak pazar bir Katolik birliğidir. Hedefi üye mem­leketleri tek bir devlet ha­linde birleştirmek ve kendine mahsus ideolojik maksatlara sahip bir konseyde yetkileri toplayarak her bir üye memleketin hükümdarlık hakkını elinden almak gayesini gütmektedir… top­luluğu TÜRKİYE’yi bir vilayet gibi bağlamak TÜRKİYE’yi, onun büyük tarihini, onun insanlık için çok mühim hü­viyetini yok etmek demektir…” (sahife 52)

“Muhterem kardeşlerim ortak pazar, bilesiniz ki, as­lında ve özünde, iç planında bir Siyonist oyunudur… Bu ­gün her Siyonist’in kalbinde Tevrat’a olan bağlılığından dolayı bir dünya hâkimiyeti kurma planı yatmaktadır. Ortak Pazar da bunun bir tat­bikatı olarak ortaya atılmıştır. Ortak Pazar zahiri görünüşü itibariyle altı Katolik memleketin birleşme­sinden ibaret bir topluluk olarak başlamış zannedilir. Hâlbuki aslında Ortak Pazar Siyonistlere gidip dayanan bir teşkilattır” (sahife: 63 / 64)

“Muhterem kardeşlerim Siyonistler TÜRKİYE’yi Ortak Pazar’a niçin sokmak istiyorlar? Üç tane sebep var. 1- TÜRKİYE bugün 36 milyon­luk nüfusuyla yeryüzünde takriben 1 milyara yaklaşan İslam âleminin başıdır.

Siyonistler İslam âlemi­nin başı olan TÜRKİYE’ye alıp şimdilik 200 milyon Katolik bir liginin, bilahare de buna ilâve edilecek 200 mil­yonluk Protestanlarla bera­ber 400 milyonluk bir Hıristiyan birliğinin potası içinde eritmek istiyorlar” (sahife: 68)

(*) Y.n.: (Bu başlık Prof. Necmettin ERBAKAN’ın bir kita­bının başlığı olup,daha son­ra parti görüşü olarak benimsendiği kapatma kararında açıklanmıştır)

(**) Y.n.: Thedore HERZL “Filistin topraklarını bize satın” önerisine Abdülhamit’in verdiği yanıt.

MİLLİ SELÂMET PARTİSİ VE ERBAKAN’IN AET’LE İLGİLİ YENİ GÖRÜŞLERİ

(1) Fehmi CUMALIOGLU:

“AET’in, getirdiği teklif­ler bir yem borusudur”

“O günden bu güne (1964′ ten) Ortak Pazar ilişkileri, TÜRKİYE’nin aleyhine işlemiştir. Dış ticaretimizi felç etmiştir. İşçilerimizin Avrupa’da serbest dolaşımı ve tarım ürünlerimize hak ta­nınması askıda kalmıştır. (*)

Ortak Pazar’a girmek TÜRKİYE’nin işgali demek olur, İhsan Sabri ÇAĞLAYANGİL’in bu konu­da büyük arzusu vardır. Taklitçilik yapıyor, ÇAĞLAYANGİL ve AP TÜRKİYE’nin Avrupa’­ya uydu olmasını istemektedir.

(*) Y.n.:  (Milliyet: 10 Eylül 1976) Fehmi CUMALIOGLU

Etiketler
BENZER YAZILAR
Talat Turhan
Türkiye

1924 Yılında Elazığ’da doğdu. O tarihte babası Elazığ Müdde-i Umumisi (Savcı) idi. Baba tarafı Rize ilinin Çayeli ilçesinin tanınmış ailelilerinden (Şerifoğulları)’na mensuptur. Anne tarafı Elazığ Harput’un tanınmış ailelerinden (Efendigiller) ‘dendir.....

anlaşmalı boşanma

anlaşmalı boşanma