SARMAŞIK

SARMAŞIK/FETÖ’nün Dolarlar

Nergiz Yayınları

Birinci Basım EKİM 2016

ÖNSÖZ

Talat Bey ile tanışmam 1987’de oldu. Üniversite öğrencisiydim, öğrencilik kahve köşelerinde geçiyordu. Sınavlara topluca gidiliyor ve genellikle hallediliyordu. Ama sabahtan akşama kadar süren kahve muhabbetinden de sıkılmaya başlamıştık. Yüce (Yöney) ile birlikte bir araştırma yapmaya karar verdik, böylece artık akademik işlerle uğraşmaya başlayacaktık. İlk aklımıza gelen konunun ilham verici kitabı, onun babasından kalan kütüphanesinde bulunuyordu: ‘Talat Aydemir’in Hatıraları.’  Böyle 22 Şubat 1962-21 Mayıs 1963 darbe girişimlerini araştırmaya başladık. Konuyu ilk açtığımız kişi hem konuda yüksek lisan tezi yazmış olan hem de bizde var olduğunu düşündüğü kapasiteyi kullanmadığımızdan dolayı bize her fırsatta ‘Haylazlar’ diye takılan, bölün asistanı Nevin Yurdsever (Daha sonra Prof.Dr. Nevin Ateş, 2015’de kaybettik) oldu. Bizimle tezi için topladığı kaynakları da paylaşmaya başladı. Tam o sırada bir vesile ile tanışıp konuştuğum Sibel Özbudun, ‘Talat Turhan’a gittiniz mi?) diye sorup, bu konu için onun ne kadar önemli olduğunu anlatınca, birkaç gün sonraki kitap fuarında imza gününe giderek tanıştık ve kısa bir süre sonrasında randevu aldık. Kuzguncuk’la da tanıştığım ilk gün oldu bu.

Benim o günkü yaşım düşünüldüğünde artık geçkin bir yaşta görünen Talat Bey’in yaşıyla (63’müş ve şimdi bana o kadar büyük gelmiyor)ters orantılı dimdik duruşu, çalışkanlığı, düzenli arşivi hemen dikkatimi çekti. Bir cümle ediyor, onunla ilgili olarak bir klasöre elini atıyor, hemen aradığı ilgili kupürü ya da belgeyi buluyordu. Bunun bilinçaltıma yerleşeceğini ve hayatım boyunca akademik yaşamımım da hep böyle klasörle (artık harici harici diskler ya da bulut teknolojisi kullansak da aynı şey) çalışacağımı o gün bilemezdim.

Konuşmalarımızda, çalışmalarında, ‘yalnız’ olduğunu hissedince, o günden itibaren yardımcılığına gönüllü oldum. Bu evlenip çocuk sahibi oluncaya kadar azalarak da olsa devam etti.

Talat Bey’den gazete ‘okumayı’ haber takibi yapmayı, kupür arşivleyip saklamayı öğrendim. Birbirleriyle ilgisiz gibi görünen kupürlere ve konulara daha dikkatli bakmak gerektiğini bu sayede keşfettim. Tedrisatından geçmiş olmak yaşamıma çok şey kattı.

Onun emekli maaşı ile baba evinde sürdürmeye gayret ettiği muazzam arşivini (internet öncesi dönem için hala büyük önemini koruyor) sürdürebilme azmine şahit oldum. Sahibi ya da yönetici olduğu şirketlerin olanaklarını o arşivini sürdürebilsin diye sonuna kadar kullanan, ona saygı ve sevgisini hiç yitirmeyen dostlarıyla tanıştım.

Çalışmalarının en önemli özelliği çok ciddi bir haber takibine dayanıyor olmasıdır. Kurmaylığı ile birleştirdiği liderliği ve birikimi siz hemen etkisi altına alır. Opus Magmum’u ise topluca yayınlanamamış olan 10 klasörlük ‘Bomba Davası Savunması’dır.

Türkiye’de bir çok şeyi ilk defa söylemiş ama herhalde önemlisi kamuoyuna ‘Kontrgerilla’yı ilk kez telaffuz etmiş olmasıdır. Önemli özelliklerinden birisi de bitmeyen inadıdır. Onu Ziverbey’e alanlar herhalde aradan o kadar kısa süre geçer geçmez pişman olduklarını bilmiyorlardı. Talat Bey, onu ilk gördüğüm günkü gibi, bugün 92 yaşında hala öyle dimdik durmaya devam ediyor.

Prof.Dr.Elçin MACAR