Yeni Asya Gazetesi 17.3.1990
Yeni Asya Gazetesi 17 MART 1990
DİZİ YAZI
12 EYLÜL hesap vermeli
Tahir AKA / Talat TURHAN Söyleşi’si
Cuntacı TURHAN “İhtilâlciler bir şey yapmadan ceplerini doldurup gidiyorlar” diyor
12 EYLÜL’cülerin hesap vermesi gerektiğini söyleyen Talat TURHAN;
“12 EYLÜL’ü yapan 5 generalden hesap sormak gerekiyor. İlk önce onlar tarih önünde hesap verecekler. Darbe yapmaya karar verdiği günden 12 EYLÜL’e kadar akan kanın hesabını ver’ diye soru sormak lâzım, bu adamlara” dedi.
— Tahir AKA: “Bedrettin DEMİREL’in ‘ihtilâl olgunlaşsın diye bir yıl bekledik sözünü değerlendiren DEMİREL hükümetinin İçişleri Bakanı ‘ Orhan EREN ‘Bu söylenen sözlerin boş söylenmediğini, olgunlaşsın diye yalnız beklenilmekle kalmayıp, yardım da edildiğini ve bazı yapılması icap eden şeylerin yapılmamasıyla olgunlaşmaya katkıda bulunulduğu kanaatindeyim’ diyor. 11 EYLÜL günü devam eden anarşi 12 EYLÜL’de bitti. Bu nasıl oldu?”
— Talat TURHAN: “Ben bu konuya da yayınlarımda işaret etmiştim. Bedrettin DEMİREL bir gazete anılarını anlattı. Onların içindeydi. Ve Kenan EVREN’in de sınıf arkadaşıydı. Orgeneral rütbesinde bir insandı. 12 EYLÜL’e şu tarihte karar verdik diyor. Geçenlerde Nevzat BÖLÜGİRAY’ın anılan yayınlandı. O da bir tarih söylüyor. Efendim şimdi 12 EYLÜL’ü yapan 5 generalden hesap sormak gerekiyor. İlk önce tarih önünde onlar hesap verecekler. ‘Darbe yapmaya karar verdiğin günden 12 EYLÜL’e kadar akan kanın hesabını ver’ diye, soru sormak lâzım bu adamlara. Şimdi adam darbeye karar vermiş. Eğer bu dönemde akan kan darbenin gerekçesi yapılmışsa o zaman Türk halkına çok büyük bir hıyanet yapılmıştır. Bu 5 adam bu hıyanet n hesabını vermek zorundadır. Be a böyle düşünüyorum. Şimdi böyle olunca, DEMİREL’in mantığı işliyor ki, ben o mantığa hiç uymak istemiyorum. Niye uymak istemiyorum DEMİREL’in mantığına? Şimdi bugün ABD’ya karşı olması benim için bir anlam ifade etmez. EISENHOVER bursundan geçmiş midir, geçmemiş midir? Ben buna bakarım. Süleyman DEMİREL yönetime gelip, bu soruyu o da soruyor. Yani ‘Biz sizin her isteğinizi yaptık, anarşiyi önleyemediniz. Peki, 12 EYLÜL’den sonra nasıl önlendi?’ O zaman Süleyman DEMİREL’in mantığında doğruluk payı var. Demek ki darbe yapmaya karar vermiş, önyargılı 5 General bir anlamda devirdiği iktidarın aczini sergilemek için, darbeye gerekçe uydurmak için bir yandan kan dökülmesini isterken, buyandan da destablizasyon sürecinin devam etmesinde kendi iktidarları adına, gelecekteki iktidarları adına fayda görüyorlardı. Ama iktidar da onların olduğunu da söylemiyorum. Bir şey ilâve etmek istiyorum: Amerikan Büyükelçisi 12 EYLÜL’den sonra böyle bir telgraf nasıl çekmiştir? Yani “Our boys have done it” (Bizim çocuklar işi başardı). Böyle bir telgraf bugüne kadar diplomaside kullanılmış mıdır? Diplomasi tarihinde bu kadar küçültücü bir telgraf bana göre kullanılmamıştır. Çünkü diplomaside, çok büyük nezaket ifadeleri kullanılır. O zaman açıkça 12 EYLÜL’ün sabahında bu darbenin, ne ve kimin adına yapıldığı açıkça gözüküyor. Bu 5 general rahat rahat yaşarken bunun hesabı bu adamlardan sorulmalıdır. Yani anayasanın 15. maddesine sığınmaları utanç vericidir. Yani bu işlerin ortaya çıkması için Anayasanın geçici 15. maddesinin kaldırılmalıdır. Geleceksin TÜRKİYE’nin iktidarında şu kadar sene oturacaksın, haksız olarak envai türlü şeyi yapacaksın, TÜRKİYE’nin düzenini allak bulak edeceksin, ondan sonra hesap vermeyeceksin? Bu mümkün değil. Bir kere hesap buradan sorulmalıdır ki, bu sorduğunuz soruların cevabı ortaya çıksın. Amerikan büyükelçisinin hareketini bunlar nasıl kaldırıyorlar? Öyle midir, değil midir? Nasıl kaldırdılar? Çeşitli örgütler bunu nasıl kaldırdı? Türk halkı nasıl kaldırdı? Hâlâ bunlar bana batıyor. Onlara niye batmıyor acaba?”
“12 EYLÜL’ün Aziz NESİN’e göre bir tek faydası var. Taksilere taksimetre takılmıştır. Bana göre bir faydası daha var. 12. EYLÜL’cüler gelecek darbecilerin cüretini kesti. Yani o kadar kötü bir yönetim sergilediler ki, 12 EYLÜL’ün 5 Generali gelecek darbecilerin önünü kesti”
12 EYLÜL’ün faydası
— Tahir AKA: “Kendisinden hesap sorulacak adam ortada yok, anayasanın geçici 15. maddesinden dolayı hesap sorulamıyor.“
— Talat TURHAN: “Evet hesap sorulamıyor. Hesap sorulamadığı sürece de o zaman olayların tevali etmesi kaçınılmaz oluyor. Yalnız 12 EYLÜL’ün Aziz NESİN’e göre bir tek faydası var. Taksilere taksimetre takılmıştır. Tek faydası budur. Bana göre bir faydası daha var. 12 EYLÜL’cüler gelecek darbecilerin cüretini kesti. Yani o kadar kötü bir yönetim sergilediler ki 12 EYLÜL’ün 5 Generali gelecek darbecilerin önünü kesti. Yani TÜRKİYE’deki mevcut güçler dengesi içerisinde silahı elinde: tutan güç her zaman darbe yapabilir. Ama o kadar kötü bir askeri darbe terörünü yaşattılar ki TÜRKİYE’ye gelecek darbeciler kolay kolay darbe yapamazlar. Bana göre 12 EYLÜL’ün faydası bu.”
— Tahir AKA: Şimdiye kadar ne kadar başarısız ihtilâl teşebbüsü oldu. Başarılı ihtilalciler Cumhurbaşkanı oluyor, belli mevki ve makamlara geliyorlar. Mükâfatlarım alıyorlar. Başarısız İhtilâlciler ise cezalandırılıyor. Bu ihtilâllerin teşvik edilmesi manasına gelmez mi?
— Talat TURHAN: Bu teori her devirde geçerli, darbenin meşruiyeti başarısındadır başarılı darbe alkışlanır başarısız darbeciler de ipe gider. Şimdi 60 yılının sonrasında Türk Silahlı Kuvvetlerinde çok çeşitli kıpırdanmalar oldu. Ve bu kıpırdanmalar içerisinde bir tanesi Silahlı Kuvvetler Gücü harekâtı oldu. Ne yazık ki ben o Silahlı Kuvvetler Gücünün içindeydim. Ağır şekilde eleştirdim, o günahtan kendimi kurtardım, bir ölçüde …..
— Tahir AKA: “Yani pişmansınız?”
— Talat TURHAN: Ne yazık ki diyorum. Ağır şekilde eleştirdim, yazdığım yazılarda. Şimdi Silahlı Kuvvetler Gücünün ilkelerinden birisi hiyerarşik ihtilâldi. Hiyerarşik ihtilâl fikri Silahlı Kuvvetler Gücü tarafından ortaya atılmıştır. 27 MAYIS hiyerarşi bir hareket olduğu için, 27 MAYIS’çıların bu işi götüremediğine inanan Silahlı Kuvvetler Birliği,” eğer bu iş hiyerarşi içinde olursa daha iyi olur diye bir mantık geliştirdi.
Hiyerarşik İhtilâl
Sonra kendi içinde onlar da parçalandılar. Karşı taraf hiyerarşik ihtilâl fikrine yapıştı. Şimdi bana göre hiyerarşik ihtilâl tipi dünyanın en büyük hıyanetidir. Çünkü böyle şey olduğu vakit, böyle bir fikre prim verdiğin vakit o zaman darbenin tehdidi altında yaşamak mecburiyetindesiniz. CIA’nin karşısında durmak mümkün olmadığına göre, 5 adam bir araya gelip imzayı bastı mı bir darbe oluyor. Yani şimdi hiyerarşik ihtilâl fikri çok tehlikelidir. Benim içinde bulunduğum darbeci örgüt tarafından ortaya atılmıştır. Çok tehlikelidir, bunun tehlikesini TÜRKİYE yaşadı. Millet bunu 12 MART’TA ve 12 EYLÜL’de yaşadı. Ancak bu hiyerarşik ihtilâlciler o kadar örnek sergilediler ki gelecek darbecilerin cüretini kesti. Yani ister hiyerarşik olsun, mademki geliyorlar TÜRKİYE’de bir şey yapmadan kendi ceplerini doldurup geri gidiyorlar. O zaman böyle bir hareketi eskiden olduğu gibi tasvip bulamayacağına inanıyorum.”
— Tahir AKA: Efendim TÜRKİYE’de ihtilâldiler bir iki derken yol edilmiş, neredeyse periyodik hale gelmiş…
— Talat TURHAN: Bu zincirleme reaksiyon hikâyesi. Bu darbelerde de söz konusu. Darbe periyoda girdi mi o darbelerden ne zaman kurtulacağını kestirmek mümkün değildir. Bu periyot çıkarmıştır demiyorum, son yapıtımda darbede olasılığını incelerken sırf edebiyat yapmak için söylemedim. Öyle bir olasılık bulduğum için bir ölçüde o konuda inceleme yaptım.
— Tahir AKA: “Bir ihtilâlin ipuçları nelerdir?”
— Talat TURHAN: Bunun için ihtilâlin cinsine bakmak lâzım. İhtilâlin cinsine göre ipuçları değişebilir. Bir ülkede bazı ipuçları gündeme geliyorsa, iktidarda olanlar, bunu münferit olay gibi kabul etmek yerine oturup uzun uzun düşünmelidirler. Bugün TÜRKİYE’de açlıktan ölen insanlar varsa, açlıktan intihar eden insanlar varsa, açlıktan kendini yakan insanlar varsa, açlıktan gıda maddesi çalanların miktarı artmışsa, işsizlik alabildiğine artıyorsa, enflasyonla kimse başa çıkamıyorsa… Bunun gibi bin tane koşul var. O zaman ve her zaman çözüm olacak insanlar, gruplar çıkabilir. Yani eğer demokratik sistem içerisinde sorunlara mevcut iktidarlar çare bulamıyorsa, o zaman başka sistemler içinde çözüm bulunur. Meseleleri çözmek için kafa yoran, çalışan güçler ve örgütler ortaya çıkabilir. Onun için darbenin koşullan farklı, ihtilâlin koşullan farklı. İhtilâlin niteliğine göre koşulları farklı. Bunun çok yakın örneği ROMANYA’da yaşanıyor. ROMANYA’da şimdi ne konulduğunu ben şahsen bilmiyorum. Bilen varsa söylesin öğrenelim.
Bir şey koymak lazım ve koyduğunuz bu şey eski’sinden daha iyi olmalıdır. Sizde iktidarınız esnasında bu tip olaylara gerekçe doğurmayacak şekilde adil bir düzen kuracaksınız. Yani sosyal devleti kuracaksınız. TÜRKİYE’ye baktığınız vakit sosyal düzeni kurmak şöyle dursun, insanlar arasında sosyal uçurumlar görüyoruz. Bu uçurum her geçen gün artıyor. Bu ülkede sosyal adaletsizlik ve sosyal uçurum her geçen gün artarsa herhalde… O hiç iyiye alâmet değil…