Zaman 20.11.1990
Zaman: 20 Kasım 1990
Dizi Yazısı
Talat Turhan: Faili meçhul inayetlerle Türkiye’de darbe takvimi başlamıştır
‘Hiram Abas, çok şey bildiği için öldürüldü’
Talat Turhan
—Faili meçhul cinayetler işlenmeye başladığı andan itibaren TÜRKİYE’de darbe takvimi işlemeye başlamıştır. Bu cinayetlerin faili de birçok istihbarat teşkilatından birisidir. İlk cinayetler işlendiğinde bana (devamı gelecek mi?) diye sordular. Bu konuda beyanat verdikten 10–15 gün sonra da Çetin EMEÇ öldürüldü.
Emekli Kurmay Yarbay Talat TURHAN, kontrgerilla, MİT, CIA ve son aylarda işlenen faili meçhul cinayetler konusunda ZAMAN’a açıklamalarda bulundu. “Bir ülkede faili meçhul cinayetler ve terörün yöntemleri egemen olmaya başlıyorsa bu tip olayların merkezinde istihbarat örgütleri vardır” diyen TURHAN, Türkiye’de bu örgütlerin denetlenmediğine dikkati çekti. TURHAN, darbeleri iktidara haber vermediği için ‘sabıkalı’ olarak gördüğü MİT ve diğer istihbarat örgütlerinin Parlamento tarafından denetlenmesi gerektiğini belirtti.
Emekli Kurmay Yarbay Talat TURHAN, Zaman muhabirinin sorularını şöyle cevaplandırdı:
—ZAMAN: Türkiye’deki kontrgerilla örgütünün varlığından ne zaman haberdar oldunuz?
—Talat TURHAN: Bu kontrgerilla örgütü hakkında bildiklerimi yıllardır söylüyorum. Ziverbey Köşkü’nde sorguya çekilenler arasında ben de vardım. Burada bana, yaşımın kaldırabileceğinin çok üzerinde işkence yaptılar. Amaçları kendi istekleri doğrultusunda ifade almaktı. Daha sonra beni öldürüp ifadelerimi kendi güdümlerindeki basın yayın organlarında yayınlatacaklardı. Burada akla hayale gelmedik işkenceler yapıyorlardı. Bana “Biz kontrgerillayız. Uyumuyoruz. Türkiye’nin başına bizim istemediğimiz hiçbir şey gelemez” diyorlardı. Benim tespitlerime göre buradaki insanların büyük kısmı Deniz Kuvvetleri’nden gelmişti.
—ZAMAN: Bu iddialarınızı ispatlayabilecek delilleriniz var mı?
—Talat TURHAN: Kontrgerilla örgütünün bütün boyutlarıyla ortaya çıkarılabilmesi için Ziverbey Köşkü’nde hizmet veren askerlerin hepsi sorguya çekilmeli. Bu işi yapacak insanlar, özellikle 1951 yılının bahriye askerlerini bulacak ve konuşturacaklar. Tabii bunun için de çok ciddi bir mahkeme kurulmalı. Ama böyle ciddi bir mahkemenin hiçbir zaman kurulabileceğini sanmıyorum. Mesela ben 1973 yılında bir dilekçe vererek, işkence iddialarımın tespitini istedim. Daha sonraki yıllar yine mahkemeye binanın planlarını vererek keşif yapılmasını talep ettim. Ama bu taleplerimi reddettiler. Bu tür şeylerin hiçbir zaman gün yüzüne çıkmasını istemezler. Yine mesela Sıkıyönetim Komutan Muavini Korgeneral Kemal KAYACAN oraya asker veriyor, daha sonra kalkıp CHP’ye giriyor. CHP’de bu konuda araştırma yapılmasını istiyor. Kimse kimseyi kandırmasın, bu yalnızca danışıklı dövüştür.
— Bunlar polisi de maşa olarak kullanıyorlar. Resmi olarak sorguya çekmeye hakları olmadığı için sorguyu polisin yaptığına dair imza alıyorlar. Gerek iktidar ve gerekse muhalefet o zamanlar bunların iştirakçisi durumundaydı ve kontrgerillayı himaye eden insanlar durumuna düşmüşlerdi.
Bütün bunlar TÜRKİYE’nin geleceğini ağır bir tehlikeye düşürecek nitelikte. Türk davetinin kaderinin bir timin eline geçtiğini ve bu timin kontrolünde olduğunu üzülerek görüyoruz. “Bütün bu kanun dışı uygulamaların sorumlusu İSTANBUL Sıkıyönetim Komutanıdır” diyerek suçluyu da gösterdim, ama kimi kime şikâyet edeceksin. Şikâyet ettiğim adamlar da bunlarla ilişki içinde.
MECLİS, İSTİHBARATI DENETİM ALTINA ALMALI
—ZAMAN: Şu ana kadar oldukça karamsar bir tablo çizdiniz. Peki, bu insanlarla baş etmenin hiç imkânı yok mu?
—Talat TURHAN: Bu örgütün güçlü olması, istihbarat örgütü ile olan ilişkisinden geliyor. MİT-CIA ilişkisini ise artık bilmeyen yok. MİT, CIA’nin bir dişlisi şeklinde çalışıyor. Türkiye’nin günümüzdeki manzarasının altında MİT’i ABD’nin ele geçirmiş olması yatar. İstihbarat örgütleri arasındaki ilişki normaldir ama bunun milli çıkarlara uygun olması gerekir.
Bunları daha önce yazdığım kitaplarda da anlatmıştım. Milli İstihbarat Teşkilatı’nı yapılan darbeleri bağlı olduğu Başbakanlık’a bildirmediği için (sabıkalı) olarak suçluyorum. Darbeleri bildiği halde haber vermemekle suçluyorum. Bu yüzden de sürekli rahatsız ediliyorum. MİT bugün kuruluş ve yapı itibarıyla askere daha yakındır. Bu haber veremeyişin altında da bu yatar.
Bütün bu kuşkulardan arınmanın yolu ise istihbarat örgütlerini parlamenter denetim altına almaktır. Günümüzde bu böyle değil. MİT biraz daha sivilleşmeli. Bunu bütün siyasiler zaman zaman söylüyor, ama yalnızca lafta kalıyor ve ciddi bir girişim yapılmıyor.
—ZAMAN: MİT biraz daha sivilleşmeli dediniz. Ama MİT kapısını gazetecilere açtı ve onlarla oturup sohbet etti. Bu MİT’in biraz açılmaya başladığının bir göstergesi değil mi?
— Dediğiniz doğru, MİT Müsteşarı TEOMAN, gazetecileri çağırdı, onlarla çay içti. Gizlice alınmış ses kayıtlarını dinletti. Ama bütün bunların hepsi göstermelik şeyler. Onlardan çok da ha önce KGB kapısını açmıştı, hem de çok daha fazla açmıştı. MİT ise onlardan çok geride kalmadığını ispat etmek için bu tür bir gösteriye girişti. Dikkat ederseniz TEOMAN’ın açıklamalarında şu ana kadar gizli olan hiçbir şey yoktu. Son zamanlardaki terör olayları hakkında bile kesin konuşmuyor. (İslamcı kanadın) işi diyordu. Bu tür mizansenler MİT’in sivilleştiğini göstermez.
MİT’i, Hiram ABAS ile özelleştirmeye çalıştılar. MİT Hiram ABAS ile sivilleştirilecek olsaydı, eminim daha da karışacaktı. ABAS’ın ismi Hiram masonların sembolik isimlerinden birisidir.
MİT’İN İÇİNDEKİ MASON KANAT
—ZAMAN: Hiram ABAS’ın öldürülmesi ile bu kontrgerilla örgütünün bir ilişkisi olabilir mi?
—Talat TURHAN: Hiç şüphesiz, Hiram ABAS o kadar çok şey biliyordu ki, bildiklerini bir açıklasa yapılacak sorgulamalarla bütün pislik ortaya dökülürdü Hiram ABAS’ın her karanlık işte parmağı var. Onun da Ziverbey Köşkü’nün elemanlarından olduğu bir gerçek. Bugün bunu arkadaşı itiraf ediyor.
Bu örgütün içerisinde Hiram ABAS’ın da bulunması MİT’teki mason kanadın gücünü gösterir. İTALYA bugün mason locasının terör olaylarına karıştığım ispatladı. Hiram ABAS da bir masondu. MİT’in içindeki “mason kanat” bir şeyler yapıyor diye düşünmek zorundayız.
Hiram ABAS Rambo’cuydu, oysa istihbarat Rambo’culuk değildir. Bir istihbarat örgütüne Rambo’culuk yaptırdın mı o örgüt kötüye kullanılır. Ben “Hiram ABAS CIA tarafından eğitildi” dediğimde herkes bana gülüyordu. Şimdi ABAS’ın MİT’ten sonra dört yıl da CIA’da eğitildiğini herkes söylüyor. Bugün TÜRKİYE’deki bazı polisler ABD’de kurslardan geçiyor ve sessiz adam öldürme sanatı öğretiliyor. Bütün bunların sebebi konusunda ise tatmin edici bir cevap verilmiyor. Bence bütün bunların hepsi cevap bekleyen sorular.
DARBE Mİ GELİYOR?
—ZAMAN: Son zamanlardaki terör olaylarının bu utanç örgütü tarafından işlendiğini söylediniz. Bu olayların tırmandırılış sebebi ne?
—Talat TURHAN: Faili meçhul cinayetler işlenmeye başladığı andan itibaren TÜRKİYE’de darbe takvimi işlemeye başlamıştır. Bu cinayetlerin faili de birçok istihbarat teşkilatından birisidir. İlk cinayetler işlendiğinde bana “Devamı gelecek mi?” diye sordular. Ben de “Artarak gelecek” dedim. Bu konuda beyanat verdikten 10–15 gün sonra da Çetin EMEÇ öldürüldü.
Bir ülkede faili meçhul cinayetler işlenmeye başlıyor ve terörün diğer yöntemleri egemen olmaya başlıyorsa, bu işte profesyonel bir tavır var demektir. Bu tip olayların merkezi istihbarat örgütleridir.
Hiç kimse “TÜRKİYE’de bir kontrgerilla örgütü yoktur” demiyor. Yalnızca “Özel Harp Dairesi kontrgerilla örgütü değildir” deniyor. Eğer bu doğruysa olduğundan kesinlikle şüphe duyulmayan bu örgüt, açıklanmalıdır.