2
Dizi Yazı

Zaman Gazetesi 19.11.1990

Zaman Gazetesi 19 KASIM 1990

DİZİ YAZI -1-

Simdi de İslam’ı düşman seçtiler

Emekli Kurmay Yarbay Talat TURHAN, CIA bağlantılı KONTRGERİLLA’nın yeni hedefini ZAMAN’a açıkladı

Talat TURHAN

— Bugüne kadar bu insanların düşmanı komünizmdi. Ekmeğini buna bağlamış çok sayıda işbirlikçi kurum ve kuruluş var. Bunların ortaya koyduğu yeni düşman İslâm radikalizmidir”. Çünkü yönetilenlerin daha rahat idare edilmesi için düşman kavramına ihtiyaçları var

— SELİMİYE Ceza ve Tutuk Evinden çıktıktan son­ra büyük gazetenin genel yayın yönetmeni evime geldi. Mahkemede yaptığım savunmalara talip oldu. “Buyurun basın para istemi­yorum, yalnız üzerinde oy­nama yapmayın olduğu gibi basın” dedim. 10 gün üst düzey yetkilileri halvet olup savunmalarımla alakalı müzakereler yaptılar. Ka­ranlık güçler, gizli eller tali­mat verdi, basmadılar, işte basının hali…

— Bir CIA ajanı KENNEDY’i ken­disinin öldürdüğünü itiraf et­ti. Şimdi adam kendi devlet başkanını öldürürse bu örgüt ile irtibat halinde olan istihba­rat teşkilatları da aynı şeyi ya­pacaklardır, yapıyorlar da. Aynı metodu uygularlar. Faili meçhul ve esrarengiz cina­yetlerin tümünde CIA ve uzantısı istihbarat örgütlerinin parmağı vardır

Emekli Kurmay Yarbay Talat TURHAN son günlerdeki kontrgerilla tartışmalarıyla ilgili gazetemi­ze çeşitli açıklamalarda bulundu. Bürokrasinin üst makamlarını iş­gal eden bazı kişilerin bu olayla ilgili açıklamalarını istihza ile karşıladığını ifade eden Talat TURHAN, “Bana göre bunlar ya yalan söylüyorlar, ya da cahiller” dedi.

Amerikan Emperyalizminin bugüne kadar empoze ettiği düş­manın komünizm olduğunu an­cak artık onun eski iddiasını kay­bettiğini hatırlatan Talat TURHAN, “Şimdi yeni düşman tü­retecekler. Yeni düşman da İs­lâm Radikalizmidir” şeklinde konuştu”.

İstihbarat teşkilatlarının emperyalizme hizmet eden tak­tiklerinden bahseden TURHAN; “Bir ülkede eğer siyasi cinayet­ler işleniyorsa onun sorumlu­su istihbarat örgütleridir. Bir CIA ajanı KENNEDY’i kendisi­nin öldürdüğünü açıkladı. Ya­ni adam devlet başkanını dahi öldürse bu örgüt ile irtibat ha­linde olan istihbarat örgütleri aynı metodu uygular” dedi.

Avrupa’da ortaya çıkan “Gladio”dan sonra gündeme gelen Özel Harp Dairesi’nin yapılan­masında cinayet işleyen ve sabo­taj yapabilecek terör grupları da bulunduğuna dikkat çekti.

Birinci Boğaz Köprüsü’nü bombalayacakları iddiasıyla mahkeme edildiğini, suçsuz bu­lunduğunu ancak bu olayın ay­dınlatılması gereken yönleri ol­duğunu söyleyen Talat TURHAN, “Bomba Davasının yeniden gö­rülmesi lazım. Bundan 5–6 yıl önce Tercüman yazarı Nazlı Ilıcak, “bomba davası” konu­sunda yayın yapmaya başladı. Sonraları o yayını “12 Mart cuntaları” adıyla neşretti. Bu yayında, Kontrgerilla’nın biz­den aldığı fakat mahkeme önü­ne getirilmemiş ifadeler var. Dolayısıyla Nazlı ILICAK farkın­da olmadan kontrgerillayla ir­tibatı olduğunu ortaya koymuş oldu” şeklinde konuştu.

“Bomba Davası” mahkeme­sinden sonra büyük bir gazetenin genel yayın yönetmeninin biz­zat evine gelerek mahkeme sa­vunmalarına talip olduğunu bil­diren Talat TURHAN şöyle konuştu:

O zaman vermedim. Za­manı gelince ben size veririm dedim. Zamanı geldi, haber ver­dim, (buyurun basın, para is­temiyorum. Yalnız tek kelime çıkarmadan veya eklemeden yayınlayacaksınız), dedim. 10 gün üst düzey yetkilileriyle hal­vet oldular. Karanlık güçler, gizli eller talimat verdi, basma­dılar. Yani beni etkisiz hale ge­tirmek için bütün devlet güçleri üstüme basıyor.

Telefonla sürekli rahatsız ediliyorum, telefon ça­lıyor, açıyorum, cevap veren yok, gece gündüz böyle. Hiç bir önlem almadım. 66 yaşındayım, görevimi yaptım.

Herkes her şeyi biliyor, bunla­rın içinde asker olanlar daha çok şeyi biliyorlar. Fakat olayı ört­bas etme çabası içindeler. Bu ça­ba yeni değil. Bu çaba çok eski­den beri devam ediyor. Bu ola­yın geçmişine baktığımız zaman TÜRKİYE’de “Kontrgerilla” alevlenmiş ve sönmüş. Gelip geçen iktidarların gücü, adına Kontrgerilla denilen bu teş­kilatın (Kontrgerilla özel savaş yapan, gayri nizami kuvvet un­surlarının başvurduğu eylem bi­çimi) üzerine gitmeye yetmiyor olayın mantığı şu: Eğer bir ülkede herhangi bir sebep­le başkaldırı olursa bunlar ge­rilla harbi ile mevcut iktidarın üzerine gelecek. Bugün de ha­vanda su dövülür. Yani şimdi TÜRKİYE’de bu konuda bazı ağız­larda “laf salatası”, bazı ağızlar­da “ağız ishali” denilen durum var.

İşkenceciler kendilerine: “Biz Kontrgerilla örgütüyüz. Bize ya­sa, anayasa, babayasa filan işlemez” dediler. Siz bizim esirimizsiniz, istediğimizi ya­pacağız.

Şimdi bugün Avrupa’da orta­ya çıkan Gladio’ya baktığımız vakit TÜRKİYE’de bunun parale­linin, nedir? Bunun paralelinin, eski adı Seferberlik Tetkik Ku­rulu, yeni adı Özel Savaş Dai­resi olan kuruluş olduğu kanısı ortaya çıktı. Neden? Çünkü buna paralel örgüt İTALYA’da cinayet işlemiştir. Oradaki savcı yaka­ladı. TÜRKİYE’de çok sayıda fa­ili meçhul cinayetler var. Gladio’nun paraleli ise o zaman da faili meçhul cinayetler ve olay­ların da sorumlusu Özel Harp Dairesi’dir diye yaygın kanı var…

Bu örgütün yapılanmasına baktığımız vakit cinayet işleye­cek gruplar da var, terör işle­yecek gruplar da var, sabotaj yapacak gruplar da var.

Kontrgerilla karma bir hı­yanet ve provokasyon timidir. Soruşturma açılsın diyorum, belge var mı? Neye dayana­rak bunu söylüyorsunuz? Diye soruyorlar

Bu işin mekanizmasını gös­teren Amerikan belgeleri var. Bu belgeleri kitabımda ya­yınladım.

Amerikan belgelerine baktığı­mızda “politik komiserlik” kurulmuş. Bizdeki muadiline baktığımız vakit ay­nı şemayı görüyoruz. Türk Si­lahlı Kuvvetleri siyasi komiser­lik müessesesindeki kişiler as­kere ne öğretecekler? Askerin beynini ne ile yıkayacaklar? TÜRKİYE’nin tümü uzun yıllardan bu yana (ikili anlaşma da AMERİKA’nın reklâmını yapmak vaadi verilmiştir)

Askerin beyni Amerikancı değer yargılarıyla yıkanırsa o zaman Millilik ne­rede kalacak? Bunlar bunların ortaya çıkarılması TÜRKİYE’nin şartlarında kolay değil. Müm­kün de değil.

Bu tartışmanın şu faydası var: TÜRKİYE’de gruplar birbiri­ni düşman görmeden yaşama­ya başlarsa hakiki düşmanını saptar. Hakiki düşman ABD emperyalizmi. TÜRKİYE’yi so­yan, sömüren, Türk kanını döken ABD. Faili meçhul cinayetler… İs­lamcıların üzerine yıkılmak is­teniyor.

Bu gibi olaylarda varsayım türetmeye kimsenin hakkı yok. Bir ülkede eğer siyasi cinayet­ler işleniyorsa o siyasi cinayet­lerin sorumlusu istihbarat ör­gütleridir.

Bir devletin yapısında istihba­rat çok lüzumlu bir şeydir. Dev­let çarkını çalıştıran tek unsur­dur. İstihbaratı kullanmayan bir insan kör sağır bir adam gibidir, ne yapacağını bilmez… Bu mes­lek adamları ‘Ramboculuk’ ya­parsa, örgüt onlara, sahip çı­karsa, ben de kuşkulanırım doğ­rusu. CIA Kennedy’i öldürüyor da bir başka ülkedeki istihbarat örgütü niçin aynı şeyi yaparak bir başkasını öldürmesin?

Etiketler
BENZER YAZILAR
Talat Turhan
Türkiye

1924 Yılında Elazığ’da doğdu. O tarihte babası Elazığ Müdde-i Umumisi (Savcı) idi. Baba tarafı Rize ilinin Çayeli ilçesinin tanınmış ailelilerinden (Şerifoğulları)’na mensuptur. Anne tarafı Elazığ Harput’un tanınmış ailelerinden (Efendigiller) ‘dendir.....

anlaşmalı boşanma

anlaşmalı boşanma